Eşe dosta akıl vermek bize özgü. Akıl vermeye bayılırız. Karşımıza biri çıksın da, aman şuna iyi bir akıl verelim diye yolları gözleriz. Akıl vermeden yana bizim kadar cömert insan
var mı?
Diyelim, en zor koşullar altındayken birisi küçücük bir iyilikle bizi o durumdan kurtarıyor. Bu iyilik, bin katıyla geri vererek bile ödenmez. Bizim içinde kıvrandığımız o zor koşul, bize iyilik edenin başından tıpkı tıpkısına geçmez ki… Bize yapılmış bu iyilikleri, biz de zor durumlardaki başka birilerine yardım ederek belki ödeyebiliriz. Kimi zaman zor durumlardaki tanımadığım kişilere yapmaya çalıştığım iyilikleri, yakınlarım bile enayilik diyeni nitelerler. Oysa ben, bana yapılmış o ödenmez iyiliklerin altında ezilmemek için, başka birilerine iyilik yapmaya çalışırım, enayiliğimden değil…
' Arkadaşımın evlendirme bürosu açma düşüncesine delilik dedimse, bu, o zamana göre bir delilik sayılır. Bir zaman gelip de böyle büroların gerçekleşeceği kimin aklına gelirdi? '
“Üzerinde yaşayanların hepsinin güldükleri, gülüştükleri bir dünyaya içimde sonsuz bir özlem var. Ömrümü, kendi gücümle böyle bir işe harcamaktan sevinç duyuyorum.”