“Bozuk düzen mavi gecelerden sesleniyorum sana
Ne opera aryaları
Ne beşinci senfonisi Beethoven’ın
Bir yalnızlık marşıdır çalınıyor uzakta
Gün ışığı arkamızda kaldı bak
Tanyerinde unuttuk gözlerimizi
Gel artık
Hayata yeniden başlayalım
Gel artık
Bu mavilerde kimseler görmez bizi..”
Sen güldüğün zaman
Bir dolunay doğar gökyüzünde
Koyu karanlıklar ağarır birden
Ay ışığı bir sel olur akar
Sen güldüğün zaman
Bir mutluluk ürpertisi sarar her yerimi
Saçlarımdan tırnağıma kadar
Hangi insan evladı yirmi bir yıl bir kadını bekler? Mesleğini, dostlarını, ailesini, gençliğini, heyecanlarını, umutlarını askıya alıp...Hemde hiç bir açıklama yapmadan çekip giden bir kadın için...Üstelik hiçbir umut ışığı yokken...
.
Aldığını geri vermez bir karanlık dört yanımızda
Hani perdeyi aralasak gece
Hangi taşı kaldırsak çaresizlik
Ölüm isli bir fener ışığı bu karanlıklarda
.
Ayrılık diye bir şey yok.
Bu bizim yalanımız.
Sevmek var aslında, özlemek var, beklemek var.
Şimdi neredesin? Ne yapıyorsun?
Güneş çoktan doğdu.
Uyanmış olmalısın.
Saçlarını tararken beni hatırladın, değil mi?