Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ey insan! bu kitabı sana ithaf ediyorum. Başının üstünden büyük bir rüzgar geçiyor. Yalancı bir fecirle başlayan asır kararıyor ve sana tek ümit ışığı olarak en kuvvetli kaynağı uranyumda değil, senin ruhunda sıkışmış maddeden koparak çıkardığın korkunç tahrip aletinin patlayışından yükselecek alevi bekletiyor. Ey bahtsız! Tarihinin hiç bir
Sayfa 412 - Ötüken
Ey insan! Bu kitabı sana ithaf ediyorum. Başının üstünden büyük bir rüzgâr geçiyor. Yalancı bir fecirle başlayan asır kararıyor ve sana tek ümit ışığı olarak en kudretli kaynağı uranyum'da değil, senin ruhunda sıkışmış maddeden koparak çıkardığın korkunç tahrip aletinin patlayışından yükselecek alevi bekletiyor. Ey bahtsız! Tarihinin hiçbir devrinde kendine bu kadar yabancı, bu kadar hayran ve düşman olmadın. Laboratuvarında aradığın, incelediğin, oyduğun, dibine indiğin, sırrını deştiğin her şey arasında yalnız ruhun yok. Onu beyin hücrelerinin bir üfürüğü sanmakla başlayan müthiş gafletin, otuz yıl içinde gördüğün iki muazzam dünya harbinin kan ve gözyaşı çağlayanlarında en büyük dersi arayan gözlerine bir körlük perdesi indirdi. Bırak şu maddeyi, boğ şu ölçü dehanı, doy şu fizik ve matematik tecessüsüne, kov şu kemiyet fikrini, dal kendi içine, koş kendi kendinin peşinden, bul onu, bul kendini, bul ruhunu, bul, sev, bil, ân, gör, kendi içinde gör Allah'ını. Kendine dön, kendine bak, kendine gel. Aptalca bir konfor aşkından doğduğu hâlde her biri daha korkunç bir dünya harbi hazırlayan teknik mucizelerinin yanında, senin iç zıtlıklarını elemeye yarayacak ve seni kendi kendinle boğuşmaktan kurtaracak ruh mucizelerini ara. İnan manevilere ve mukaddeslere, inan! Onlar hakkında bu kadar küçükçe düşünmekten utan! Her sezilen derinliğin ifşa ettiklerini düşünmekten bile seni alıkoyan tabiatçı metotlarını fırlat ve bitlenmiş elbiseler gibi at. Ortaçağ papazında haklı olarak ayıpladığın dar kafalılığın anlayış sınırlarını daha fazla darlaştıran beş duyu idrakinin kapalı dünyası içinde kalma.
Sayfa 411 - Ötüken Yayınları 44.BasımKitabı okudu
Reklam
Özleme bir diyeceğim yok. O kömür kırıntıları arasında parlayan bir cam parçası. O nefes alışı sevgimizin, kavuşmalarımızın anlamı. O tek güzel yönü bekleyişlerimizin. İnsanlığımız özleyişlerimizle alımlı, Yaşantımız özlemlerle güzel. Özlemin buruk bir tadı var, hele seni özlemenin. Bir kokusu var bütün çiçeklere değişmem. Bir ışığı var, bir rengi var seni özlemenin, anlatılmaz.
Sayfa 124 - Sahibini Arayan Mektuplar,birinci bölüm, beşinci mektupKitabı okudu
Seni bunca özlemesem; bunca sevemezdim ki!
Özlemin buruk bir tadı var, hele seni özlemenin . Bir koku­su var, bütün çiçeklere değişmem. Bir ışığı var, bir rengi var seni özlemenin, anlatılmaz…
Sayfa 135Kitabı okudu
özlemenin buruk bir tadı var, hele seni özlemenin. Bir kokusu var bütün çiçeklere değişmem. Bir ışığı var, bir rengi var seni özlemenin, anlatılmaz. Verdiğin bütün acılara dayanıyorsam; seni özlediğim içindir. Beklemenin korkunç zehiri öldürmüyorsa beni; seni özlediğim içindir. Yaşıyorsam; içimde umut varsa, yine seni özlediğim içindi
Şimdi bir derin mavide akşam oluyor Gök mavi deniz mavi Mor dağlar yeşil ağaçlar mavi Bozuk düzen mavi gecelerden sesleniyorum sana Ne opera aryaları Ne beşinci senfonisi Beethoven'ın Bir yalnızlık marşıdır çalınıyor uzakta Gün ışığı arkamızda kaldı bak
Reklam
… "Bir ışığı var, bir rengi var seni özlemenin, anlatılmaz."
Sen güldüğün zaman Bir dolunay doğar gökyüzünde Koyu karanlıklar ağarır birden Ay ışığı bir sel olur akar Sen güldüğün zaman Bir mutluluk ürpertisi sarar her yerimi Saçlarımdan tırnağıma kadar
Sayfa 508 - Everest Yayınları
Sevinçten deli divane olduk. .. insanın içini açacak bir haber, bir ümit ışığı ... Har­bin biteceği ümidi, barış ümidi ... _____
İşte ümit etmenin sonu budur. Avcunu yalarsın. Yine de o kadını bulamaman iyi oldu. Asla sesi kadar güzel olamazdı. Yanan gümüş gibi, nehir taşlarına vuran ay ışığı gibi, dudaklarına değen bir tüy gibi parlak ve müthiş sesi kadar güzel olamazdı.
Reklam
"Özlemenin buruk bir tadı var, hele seni özlemenin. Bir ko­kusu var bütün çiçeklere değişmem. Bir ışığı var, bir rengi var seni özlemenin, anlatılmaz."
Sayfa 16 - Beşinci MektupKitabı okudu
Kül rengi bir gün ışığı çekip almıştı beni rengarenk kabusumun içinden.
Sayfa 340 - Başkomiser NevzatKitabı okudu
"Ey insan! Bu kitabı sana ithaf ediyorum. Başının üstünden büyük bir rüzgâr geçiyor. Yalancı bir fecirle başlayan asır kararıyor ve sana tek ümit ışığı olarak en kudretli kaynağı uranyum'da değil, senin ruhunda sıkışmış maddeden koparak çıkardığın korkunç tahrip aletinin patlayışından yükselecek alevi bekletiyor. Ey bahtsız! Tarihinin
Sayfa 411Kitabı okudu
Gençler geleceğe baktıklarında bir ışık görmek istiyorlar, bir iş bulabileceklerine, kendi hayatlarımı yazabileceklerine sevip sevilebileceklerine dair bir ümit ışığı. Oysa hayat onlar için her geçen gün daha fazla zorlaşıyor. Anne babalarının televizyon karşısında uyuklamaktan yeterince sevgi veremediği bir kuşak, bir kanser hücresi gibi hızla ülkeyi istila ediyor. Geçtiği yerlere sevgisizli ğin tohumlarını, şefkat görmemişliğin zehirli havasım bırakarak. Zamanımızı, dikkatimizi, varlığımızı onlardan esirgediğimiz için, şimdi onlar büyük bir boşlukta asılı kalmış durumdalar. Onlara bağlanabilecekleri bir değer, yüreklerini tutuşturan bir ülkü, hayatlarını gülistana çevirecek bir anlam sunamadığımız ve kendimiz gibi onları da televizyon ekranı karşısında yalnız bıraktığımız için....
“Bozuk düzen mavi gecelerden sesleniyorum sana Ne opera aryaları Ne beşinci senfonisi Beethoven’ın Bir yalnızlık marşıdır çalınıyor uzakta Gün ışığı arkamızda kaldı bak Tanyerinde unuttuk gözlerimizi Gel artık Hayata yeniden başlayalım Gel artık Bu mavilerde kimseler görmez bizi..”
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.