Bırakın budalalık onlarda kalsın.
Başkaları budala olmasaydı, biz budala olurduk.
Helal lokma
EVLADINIZA NE ARABA BIRAKIN NE EV İBRET ALINACAK BİR HİKAYE Toplantıya gideceğim. Baktım geç kalma ihtimalim var, bindim bir taksiye, muhabbetçi bir arkadaş. O anlatıyor ben dinliyorum. Tam işyerinin önüne geldik. Ankara’da Bakanlıklar. Diyelim ki, taksi parası 9.75 TL tuttu, ben 10 TL uzattım. Hani hepimizin yaşadığı sahne vardır ya, taksici
Reklam
Her yaşın kendine göre bir güzelliği yoktu. Emin olduğun, farkında olduğun hiçbir yaşın güzelliği yoktu. Yaş öyle bir şey olacaktı ki, sen bilmeyecektin. Sana yaşını sorduklarında şaşıracaktın, şöyle bir durup hesaplamak zorunda kalacaktın. Yaş günü hediyesi verenlere ajan provokatör gözüyle bakacaktın. "Benim yıllarımı paketlemeyin ulaan, bırakın dağınık kalsın!" diye bağıracaktın.
Artık, insanlar arasından arkadaşlar seçeceğim. Ama arkadaşlar, köleler veya efendiler değil. Sevgimin temeli olan hürmetle bağlanacağız birbirimize, mecburiyetle değil. Gönlümün istemediğini yapmayacağım. Gönlümün istediğini seçeceğim ve seçtiklerimi sevip onlara hürmet etmesini bileceğim. Onların ne esiri ne de hakimi olacağım. Onlara ne emredeceğim ne de itaat... Onlarla istediğim zaman, daha doğrusu karşılıklı arzularımız mevcut olduğu zaman ve arzularımızın devamı süresince; el sıkışacağız, el ele tutuşacağız, sevişeceğiz. Karşılıklı arzularımız mevcut olduğu zaman ve arzularımızın devamı süresince yan yana ve yalnız olacağız. İnanıyorum ki herkes ruhunun tapınağında yalnızdır ve yalnız olmalı, yalnız bırakılmalıdır. Bırakın herkesin içindeki bu mabet dokunulmamış, lekelenmemiş olarak kalsın. Bırakın insanlar istedikleri elleri, istedikleri sevgi ve şiddetle sıksınlar. İnsanların mukaddes mabetlerinin kutsal eşiğinden içeri, onlara rağmen adım atmayın...
Plato FilmKitabı okudu
" ben"
Sahibi olduğum güzellikleri, erişilmez kıymetleri kimseye teslim ve emanet etmeyeceğim. Hatta onları istemediğim sürece kimseyle paylaşmıyacağım. Onlar benimdir. Yalnız benim. Manevi bütünlüğümün hazinesini, bozuk para gibi harcayıp fakir ruhlara, manevi bütünlüğü olmayanlara sadaka olsun diye rüzgârın hakimiyetine terk etmeyeceğim. Bana ait olan,
Okuyun lütfen!
İnsanların farklı vücut tipi, yüz şekli, ten rengi, saçları, gözleri, ve burunları var. Bazı insanlar bu farklılıkları kötü bir şeymiş gibi algılıyor. Keşke sadece algılamakla kalsalar ama maalesef bunu karşısındaki kişiye de yansıtıyor.. Her insanın kendine ait bir aurası vardır. Bu bütün özellikler birleşince ortaya ona has bir şey çıkar. Kimine göre güzeldir kimine göre çirkindir diyemezsiniz. Güzelliği bana hitap etmiyor diyebilirsiniz sadece. Her insan güzeldir, her insan mükemmel yaratılmıştır. Sadece dışına bakıp bir insanı yargılamamak gerekir. Evet biriyle tanışmak istediğinde dış görünüşte bir etkendir onun için. Ama sadece dış görünüşle kalmamalı bu. Bir insanın içi boş ama dışı güzel olsa ne olacak ki? Asıl önemli olan iç güzelliktir. Çünkü onu o yapan şey bu iç güzelliğiyle birleşir. Tamam her şeyi geçtim ama şunu diyenler bile var; “Burnun ne kadar garip estetik ameliyatı olsana” ya da “Dudağın ne kadar küçük dolgu yapsana.” “Çok kilolusun”.. “Çok zayıfsın”.. Şöylesin, Böylesin. Hadi diyelim size uydular ve yaptırdılar bu sefer ne diyeceksiniz? “Bu kadar özgüvensiz olunmaz”, “Doğal olan insanlar daha iyi”, Eee ne oldu kendinizle çelişmediniz mi şimdi? Bir insanı kendi düşüncelerinizle şekillendiremezsiniz. Siz böyle dedikçe onlar kendilerinden soğumaya ve sizin o pis düşüncenizin kendi kanına karışmasını sağlıyorsunuz bu şekilde onu ruhsal bir çöküntüye sürüklüyorsunuz. Sizin o garip algılarınızdan dolayı.. Bırakın herkes kendini nasıl güzel hissediyorsa öyle kalsın. İnsanları kendi benliğinden uzaklaşmasına vesile olmayın, mani olun! @Bookworm_05
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.