İçinde sadece bu karmaşık ve denetimden çıkmış, alabildiğine yuvarlanıp giden olaylardan kurtulmak, huzurlu bir yaşama, kitaplarına kavuşmak özlemini duyuyordu. Ruhu sanki içinde gün yüzüne çıkmaya ça- balayan tohumları barındıran kara toprak gibiydi.
Can taşıdığımız sürece tasaya ve sevince muhatap olacağız. Hakikat bizim işimize bu ikisinden birini yok etmemiz için yarıyor değildir. Yaşadığımız sürece sevinç de tasa da olacak hayatımızda. Bu oluşlar içinde hakikatin işimize yaradığı yer tasamızın ve sevincimizin ne için olduğunun bize açıklandığı yerdir. Ne zaman ki, bu açıklamadan mahrum kalıp da kullanım değeri olan nesne ve fikirlere hakikat izafe ederiz, işte o zaman ya kendimiz ya da bir başkası için ıstırap üreten bir makinayı harekete geçirmiş oluruz. Hakikat bize saadet üreten bir makina temin etmez, ama ıstırap üreten makinayı işlemez hale getirir, bozar.
Esasen dünyada düşünme tarzıyla olduğu kadar kaba kuvvetiyle (piyasa dolayısıyla elde ettiği üstünlükle) de hakimiyet kuran "sistem" kendinin içinde kısılı kaldığı hapishaneyi boyunduruk altında tuttuğu toplumlara model olarak sunmaktadır.
Yaşanan hayat ile hissedilen, sezinlenen, uzaktan görülen hayat arasında dar bir kapı gibi dikilmiş olan görünmez bir sınır vardır. Buradan geçebilmek için, yaşanmış olan olayların imgeleri büzülüp ufalır, insanın içine sığacak boyutlara gelirler.