Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bana selam vermemişti. O da anlamıştı, konuşmanın önemsizliğini... Gerçekten de konuşularak yapılmayacak iş yoktur. İhtilaller çıkartılabilir, birileri âşık oldurulabilir ve hatta intihar ettirilebilirdi. Konuşarak her şey yapılırdı. Ve bana çok komik geliyordu. Birisinin ağzından çıkan, üç yüz kilometre uzakta doğmuş başka birine hiçbir anlam ifade etmeyen kelimeler dünyayı yönetiyordu. Bir sürü harf, ses, cümle, tiyatro, şarkı sözü... Kelimelerle ne kadar çok yapılacak şey var. Biraz uğraşmak yeter dünyanın bir yarısını diğer yarısına satmak için. Ve çok aşağılık bir durum. İletişim diye bir şey yok. Fazla iyimser bir kavram. Hayatı renklendirmek için. Kim bilebilir kimin bir lafı inanarak söylediğini. Ya deliyse konuşan. Ya ne dediğini bilmiyorsa. Ya bir yalancıysa... Bütün bu nedenlerden dolayı Kinyas’la hâlâ anlaşabiliyorduk. Söylenen binlerce kelime arasında hissedilerek telaffuz edilenleri seçip alabiliyorduk çünkü. Hissedilerek söylenenler yalnız gelmezler. Önlerinde ve arkalarında bir sürü anlamsız cümle olur. Önemli olan hepsini elekten geçirip doğru olanları bulmaktır.
"JANYA"
Merhaba! Beni yoktan var eden sevgili. Tanrı sana birşeyler anlatmak istiyorum dinlemek ister misin? Kimseler yokken usulca derdimi dillendirmek istiyorum, yoksa yine birileri çıkıp engel olmasından korkum çok öncelikle korkularımı benden almanı istiyorum. Hazırsan başlamak isterim isteklerim oldu mu bilmiyorum yahut hangi dilden konuşacağım da bilmiyorum ki nasıl anlaşacağımız da bilmiyorum ki neyse bu kadarı kâfi bu arada ben JANYA beni tanıyan çok kimseler yok beni anlayan ve bilen bir tek sen varsın sevgili Tanrı! Şimdi söylediklerimin anlaşıldığın nasıl anlayacağım ki ben bir kadın’ım yaşam döngüsünün en kutsal varlığı yani yer yüzünün tanrıçası bu kadar kutsallık bana emanet edilmişken neden en çok yok sayılan oluyorum ki ben doğanın ve insanlığın kutsallığına saygınlığı neden hiçe sayılsın ki güçlülük eksikliğim var bundan mı toplum dışı sayılmaktayım bana mı bahşedildi namus kavramı oysa ki ben en çok sahip çıkan değilmiyim ya da beni sex objesi olarak mı görüyorlar oysa ki ben herşeyden önce bir anne kutsalığına lakil değilmiydim ben JANYA kimseler bilmez benim hikayemi birileri anlatır mı hiyakemi bir kadın bu kadar kutsallığa sahipken neden katledisin. Sevgili Tanrı hikayemi birileri yazsın...
Reklam
48 syf.
·
Puan vermedi
Varlığımızı sürdürdüğümüz süreç boyunca eşitmiyiz değerli okuyucum ? Eşit değiliz diyen okuyucularıma sormak isterim "peki Ölüm bizi eşitler mi?" Daha önce bunu düşünme fırsatınız oldumu ? Kitabı okurken bende oluşan düşünceleri dile getirmeden önce kitap hakkında kısada olsa çok fazla Spoiler vermeden bilgilendirme yapmak isterim
Nasıl Ölünür
Nasıl ÖlünürEmile Zola · Can Yayınları · 202015,5bin okunma
Birilerini mutlu etmek yahut onları üzmemek için geçirdiğimiz günler olmuştur. Kimilerinin ömrü böyle geçmiştir. Ne üzücü.
İlber Ortaylı
İlber Ortaylı
: "Ne yaşadıysanız yüzünüze yansır. İnsanın yüzü bir kitap gibi okunabilir. İfadeniz bomboşsa da hiçbir şey yaşamadığınız fark edilir. Bundan kurtulmak mümkündür; yaşayın, monotonluktan uzaklaşın, gezin, görün,
Bitmek bilmeyen bir sıkıntı. İnsan, diyor Caner Almaz. İnsan dünyanın vebası: "Yaşamın sonuna doğru yürüyoruz. İçimizde heves kalmamış. Yaşamaya. Sevgiye. Aşka. Belki, diyorum, belki Neşe'nin biraz hevesi vardır. Ama çok sürmez, onu da üzerler. İnsan dediğin birbirini yer, yer de doymaz. Duygularını yer, zamanını, yaşamını, heyecanını.
Yüreğin yok sınırları Ama sabrın var Kimse aç kalmamalı Birileri tıkınsın diye Eceli gelmeden ölecekse insan İlk ölenler ozanlar olsun.
Sayfa 364Kitabı okudu
Reklam
Ahir Zamanın Şairi
Şak şak yapamaz elleri, Doğruyu söyler dilleri, Bilmez kirli emelleri, Ahir zamanın şairi, Konuşacak dost yok tektir, Yalnızlığı çekecektir, Asla sevilmeyecektir,
Kadınlar
Kadın olmak gerçekten zor. Bunun tek sebebi acaba erkeklerin egemen olduğu toplum düzeni mi? İlk bakışta evet gibi gözükse de bunun cevabı ben sadece o olduğunu düşünmüyorum. Öncelikle erkeklerin egemen olduğu yani ataerkil bir toplum düzeni içinde yaşıyoruz ve eğitim seviyesi düştükçe ataerkillik artıyor toplumda. Neler neler çıkıyor ortaya daha
Takvimim ve saatim var, dolayısıyla yıl adı verilen şeyin nere sinde olduğumu aklımla biliyorum. Kendi yaşantım ise arklı. San- ki yıllardır buradaymışım gibime geliyor. Birileri mantık yoluyla bunun tersini kanıtlayabilir ama içimdeki duyguyu yok etmeleti imkânsız. Bir duyguyu duymamaya ikna edebilir misiniz bir in şanı? Şu anda içimdeki en güçlü güdü sağduyuyu bir yana atıp başıma geleni olduğu gibi kabullenmek, yani, zaman yavaşladı Neden olmasın? Duruma göre nabzımız yavaşlıyor ya da ha lanıyor, soluk alma düzenimiz değişiyor; beden, alışkanlıklarını bütünüyle değiştirebiliyor gerektiğinde.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.