Beklemek? Beklemeyip de ne yapacak? Şimdiye kadar buna alışıp olması gerekirdi,değil mi? Yaşamı boyunca beklemekten başka bir şey yapmamıştı. Kimi zaman birini, kimi zaman ötekini. Beklemek... Beklemenin her türlüsü olabilir. Neşeli bekleyişler. Kaygılı bekleyişler. Gözü yaşlı bekleyişler. Dudağında gülümsemeyle bekleyişler.
Sayfa 138Kitabı okudu
"ben üç yer tasarlamıştım üçü de sana bana uygun biri günebakanlarda biri otuz yaşta birini sorma birini sorma gün gelir ben söylerim daha usta olurum daha yiğit o zaman söylerim"
Reklam
Yüzer… Dalar… Çıkar!.. Birinci Dünya Savaşı sonrasında, yeni bir oyuncak görürüz çocukların ellerinde. Bu oyuncak, ilk kez Birinci Dünya Savaşı'nda gemilerin korkulu rüyası olmaya başlayan denizaltıdır. 1930'da, Sutdiffe Pressing şirketi tarafından üretilen "Undawunda" adlı oyuncak denizaltı kısa sürede gözdesi olur erkek
Sayfa 15 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Birini kaybettiğiniz günün en kötü gün olmaması tuhaf bir durum. En azından yapacak bir işiniz olur. Ölü kaldığı diğer günlerdir en kötüsü. -Doctor Who-9. sezon 11. bölüm
Sabahattin Ali
Caddedeki kalabalık beni sahiden sıktı. Ben ikide birde böyle oluyorum, bazen bütün insanların boyunlarına sarılıp öpecek kadar seviyorum, bazen de hiçbirinin yüzünü görmek istemiyorum. Bu nefret filan değil... insanlardan nefret etmeyi düşünmedim bile... sadece bir yalnızlık ihtiyacı. Öyle günlerim oluyor ki, etrafımda küçük bir hareket, en hafif bir ses bile istemiyorum. Taşıp dökülecek kadar kendi kendimi doyurduğumu hissediyorum. Kafamda, hiçbir şeyle değişilmesi mümkün olmayan muazzam hayaller, bana her şeylerden daha kuvvetli görünen fikirler birbirini kovalıyor... fakat sonra birdenbire etrafımda bana yakın birini arıyorum. Bütün bu beynimde geçen şeyleri teker teker, uzun uzun anlatacak birini. O zaman ne kadar hazin bir hal aldığımı tasavvur edemezsiniz. Kış günü sokağa atılmış üç günlük bir kedi yavrusu gibi kendimi zavallı hissediyorum. Odamdaki duvarlar birdenbire büyüyüveriyor. Pencerelerin dışındaki şehir ve hayat bir anda, insanı içinde boğacak kadar kudretli ve geniş oluyor... zannediyorum ki, tasavvuru bile baş döndüren bir süratle hiç durmadan koşup giden bu hayat ve bir avuç toprağının bile doğru dürüst esrarına varamadığımız bu karmakarışık dünya beni bir buğday tanesi, bir karınca gibi ezip geçiverecek... böyle acz içindeyken odamda her şey bana küçüklüğümü ve zavalılığımı haykırıyor. Sokağa fırlıyorum. Bir tek yakın çehre görsem de yanında yürüsem, hiç ses çıkarmadan yürüsem diyorum. Halbuki ara sıra karşılaştığım ahbapları görmemezliğe geliyorum. Hiçbiri bana bu anda yardıma çağrılacak kadar yakın görünmüyor.
632 syf.
3/10 puan verdi
Çevremde adını sık duyduğum için alıp okudum. Kitap bir sürü farklı son içeriyor. 632 sayfa ama çok hızlı bir biçimde ilerliyor. Çok basit bir dili var. Her bölümün sonunda size iki seçenek sunuluyor ve bunlardan birini seçmeniz gerek. Fakat benim için iki seçenek de yeterli gelmiyor bazen başka bir seçenek olmasını istiyorum. Ben birkaç farklı son yaşadım. Her seferinde de öldüm. Kitap hemen bitti ama pek hoşuma gittiğini söyleyemem. Eğer ağır bir kitap okuduysanız hemen ardına bu kitap gidebilir. Çünkü gerçekten çok basit bir kitap.
Şahane Hatalar 2 Talih Kuşu
Şahane Hatalar 2 Talih KuşuHeather Mcelhatton · April Yayıncılık · 2012708 okunma
Reklam
1.000 öğeden 971 ile 980 arasındakiler gösteriliyor.