Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Asiye

bir küçücük kurşunkalemle şuncacık bir kağıt parçasının olmaması, "fikir" denilen insan varlığındaki en üstün kudreti sulandırıp dağıtmakta, hiçbir işe yaramaz hale getirmekteydi.
Sayfa 379Kitabı okudu
Reklam
Acı bir gerçek bile, parlak bir umutsuzluğu temsil eden bu adamın ağzında yalana benziyordu.
Bizim millet ıstıraba katlanmasını iyi beceriyor da ona karşı gelmesini bilmiyor. Bu hal kin tutmamıza da meydan vermemekte...
Sayfa 209Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
bir devletin devrini tamamladığı, adaletinin bu halinden belliydi. burası karmakarışık, yırtık pırtık, mahvolmuş bir adaletin süründüğü "antika" bir yerdi.
Sayfa 118Kitabı okudu
yürüyen ve değişen hayatı donmuş kalıplara uydurmaya çalışmaktan daha zavallı bir iş olur mu?
Sayfa 115Kitabı okudu
Reklam
Hayattan aldığımız her zevki ona muadil bir ızdırapla ödediğimizi bildiğim için, hiçbir şeyden yüzde yüz saadet ümit etmiyor ve yüzde yüz felaketten korkmuyorum.
Doğrusunu söylemek gerekirse ben "kapalı" denilen ruhların muammadan elbiseler içinde büyük ve derin görünmelerine itimat etmem ve bu tuvaletin muammasından alelade ruhların da basit bir maharetle istifade ettiklerini bilirim.
ama ardarda kopuşların hüznü değil bendeki. ardarda kopa kopa, kopacak tek şeyi kalmamış olduğunu algılamanın hüznü. hüzün duyulması gereken her şeyden hiç hüzün duymamak, altından kalkılması en ağır hüznü yığıyor üstüme.
olivia'nın duygularını benimle paylaşma gereğini duyması çok hoşuma gitmişti, çünkü bu onun için ne denli vazgeçilmez olduğumu ve varoluşun zevklerinden ancak ikimiz paylaştığımızda zevk alabildiğini gösteriyordu bana.
her şeyi bilip herkesi anlıyorum. içimde herkesi anlamanın, gücüm sadece kendime yeteceği için herkese bir şekilde hak vermenin, her durumda suçu kendime yıkmanın bir yolunu muhakkak bulmanın yükünü taşıyorum çünkü benim işim bu.
Sayfa 66
Reklam
görmek ilk bakışta iradî ve şuurlu bir eylem gibi algılanırsa da bir başka boyutta düşünüldüğünde belki bir nasip ve kader oyunudur.
öğretmenin değilse bile, anlamanın bir yolunun yazmak olduğunu küçük yaşta öğrendim.
sadece saçlarının rengi, şekli değil diye düşündüm, Suzan'ı Suzan olmaktan çıkaran: büyük bir boşluğun boşlukla doldurulması.
hayatı uzun sürmüş bir sıkıntıdan ibaretti.
okumayı ve yazmayı yetişkinler gibi bir poz olarak görmüyor, her kelimeyi ciddiye alıp varlığın özüne ekliyorlar. kitapları okumuyor, ellerinden geçirerek yaşıyorlardı belli ki.
138 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.