'Bismillah' deyip koydum ateşe çaydanlığı. Niyet ettim çayı demlemeye. Ettehiyatü duasını okudum bereketli olsun diye çayım. Ne güzel de öğrenmişim senden yaşama incelik katmayı. Yaşama sen katmayı.
Yine bir güne uyandık.
Okulsa okul, işse iş.
Aramızda okumayan ve çalışmayanlar var, sizlere de bugün başarılar.
Elimizden geleni yapıyoruz, korku yok, endişe yok.
Hadi Bismillah!
Mehmed Zahid Kotku Efendi önüne beyaz bir kaput aldığında, yazmaya başlamadan önce kağıdın sağ üst köşesine mutlaka besmele yazar. Her toplantıyı mutlaka Fatiha ile açar. Fatiha ile kapatır.
(Ben bunları ilk defa Erbakan Hoca’da görmüştüm. Seçim afişi hazırlarken bile kağıdın başına bismillah yazılıydı.
AGD’de de her toplantı böyle başlar ASR suresiyle biterdi.)
Madem her şey manen "Bismillah" der. Allah namına Allah'ın nimetlerini getirip bizlere veriyorlar. Biz dahi "Bismillah" demeliyiz. Allah namına vermeliyiz. Allah namına almalıyız. Öyle ise, Allah namına vermeyen gafil insanlardan almamalıyız...
Sual: Tablacı hükmünde olan insanlara bir fiat veriyoruz. Acaba asıl mal sahibi olan Allah, ne fiat istiyor?
Elcevab: Evet o Mün'im-i Hakikî, bizden o kıymetdar nimetlere, mallara bedel istediği fiat ise; üç şeydir. Biri: Zikir. Biri: Şükür. Biri: Fikir'dir. Başta "Bismillah" zikirdir. Âhirde "Elhamdülillah" şükürdür. Ortada, bu kıymetdar hârika-i san'at olan nimetler Ehad-i Samed'in mu'cize-i kudreti ve hediye-i rahmeti olduğunu düşünmek ve derketmek fikirdir. Bir padişahın kıymetdar bir hediyesini sana getiren bir miskin adamın ayağını öpüp, hediye sahibini tanımamak ne derece belâhet ise, öyle de; zahirî mün'imleri medih ve muhabbet edip, Mün'im-i Hakikî'yi unutmak; ondan bin derece daha belâhettir.
Ey nefis! böyle ebleh olmamak istersen; Allah namına ver, Allah namına al, Allah namına başla, Allah namına işle. Vesselâm.
Tılsımlar
"Gence" diye bağırdı yaşlıca bir kadın, "Şehrin ahalisi Türk'tür oğul."
Bu kez "Ana, su!" diye bağırdı genç zabit.
Yaşlı kadın bakır ibrikten çinko, kırık bir tasa doldurduğu suyu pencereye doğru uzatmak istedi fakat boyu o kadar kısaydı ki mümkünü yoktu. Yanaklarından sağlık fışkıran genç bir kız durumu fark
Bismillah deyip yazarın Yüzyıllık Yalnızlık eserini okumaya niyetlenip ilk Kırmızı Pazartesi isimli kitabını okumuştum sonra da elime Ağustosta Görüşürüz isimli kitabını almış bulundum. Kırmızı Pazartesi'ne yaptığım incelemedeki gibi bu kitabını da ne beğendiğimi ne de beğenmediğimi vurgulayabilirim. Bu eseri diğer okuduğum eserinden ayıran
Bir çok razılık bir çok başlangıç,
bir çok aşma bir çok aşkınılık.
Verse de vermese de Rabbinden razılığın sırrına vakıf olan hakikat-i Züleyha'ya Bismillah!
Uyandın, seni perdeler ötesinden hakikate doğuran aşka Bismillah!
❓ ÜZERİNDE AYET YAZAN KOLYE,YÜZÜK TAKMAK DOĞRU MUDUR?
🚫Eğer ayet yazılı kolyeyi takma amacı korunmak/fayda içinse; temimedeki (muska) işlev gibiyse bu şirktir.
❌Yani kolyeyi veya yüzüğü takan kişi bunun kendisini koruduğuna veya fayda verdiğine inanırsa bu şirk olur.
⭕️Örneğin; üzerine nazar duası yazıp boyna asmak gibi veya ayatel kursi yazıp
Çok yoğun koşturduğumuz bir zaman diliminde bir ablamızla vakit namaza durduk, kılıp işlerimize devam edecektik, kim bilir belki de aklımızda hala işlerimizi planlamaya devam edecektik, ancak daha sünneti kılarken öyle sakin öyle cehdsiz öyle telaşsız, öyle mücadelesiz bir namaz kıldı ki aldığım tekbirden gittiğim secdeye kadar utandım... molaların içine sıkıştırılmış namazlarımız vardı oysa namazın içine sıkıştırılmış hayatarımız olmalıydı.. dünya hayatımızda bizi kuşatmış olan
HIRS ( sonu gelmez öfkeli istek)
HUSUMET ( düşmanlık)
HÜSRAN ( maddi manevi düş kırıklığı zarar etmek )
ibadetlerimizi de kapsamıştı maalesef
Yeniden bir bismillah ile cehdsiz , cedelsiz mücadelesiz , telaşsız , hırssız husumetsiz hüsransız namaz nasibimiz olsun inşallah ...... namaz bitince
Savaştan değilde , sanki ilahi huzurdan geliyor kadar dingin olmak nasip olsun.....