Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sanatçı olmak istedi, yaşam sanatçısı olmak ona yetmedi, oysa tam da buydu bizi mutlu eden şey, öngörülüysek eğer, diye düşündüm. Sonunda kendi başarısızlığına âşık oldu, hatta vuruldu, diye düşündüm, kendini bu başarısızlığının içine, kendi sonuna kadar gömmüştü. Gerçekten de onun kendi mutsuzluğu içinde mutsuz olduğunu söyleyebilirim, ama mutsuzluğunu ansızın kaybedecek ya da mutsuzluğu bir anda elinden alınacak olsaydı, daha da mutsuz olurdu, bu da öte yandan onun aslında mutsuz olmadığının, mutsuzluğu nedeniyle ve mutsuzluğu ile de olsa mutlu olduğunun kanıtı olurdu, diye düşündüm, Birçok kişi, mutsuzluğun derinliklerine battığı için aslında mutludur, diye düşündüm ve kendi kendime Wertheimer'in herhalde aslında mutlu olduğunu, çünkü mutsuzluğunun hep bilincinde olduğunu, mutsuzluğundan sevinç duyabildiğini söyledim. Bu düşünce bana birden hiç de saçma görünmedi.
Yargılamak zordur fakat yapmak çok daha zordur.
Sayfa 270Kitabı okudu
Reklam
Fakat yapayalnızım, korkunç derecede yalnız. Bir başıma ben... Kendimden başka yoldaşım, dostum yok. Yükselirken dengemi kaybedip elimi uzatırsam tutacak kimse yok. ..... Kendimden başka kimsem yok ama bu kendim, evrenin bir parçasına daha sıkı sarılmış durumda.
Sayfa 248Kitabı okudu
Eğer insanlar eylemlerinden herhangi birisinin er ya da geç hiçbir karşılığının olmayacağından emin olsaydı, kimse parmağını kıpırdatmazdı. Tanrı bile dualar ve kurbanlar vasıtasıyla istiyor ücretini ve ödemeyenler için özel olarak hazırlanmış ebedî cehennem hapishanesi var.
Sayfa 245Kitabı okudu
İnsanların hepsi yaptığı şeylere karşılık bir ödül, bir ücret bekliyor. En tinsel görünen eylemler —yaratıcı eylemler, dini eylemler, aşk eylemleri- bile bir karşılık bekliyor, er ya da geç ödemelerini almak istiyor. Artık hiç kimse karşılıksız hiçbir şey yapmıyor.
Sayfa 245Kitabı okudu
Yüreğimde hiç ama hiç umut kalmadı, kendime ya da başkalarına hiçbir, ama hiçbir söz veremem; eylemlerimden karşılık, düşüncelerimden hiçbir sonuç bekleyemem.
Sayfa 245Kitabı okudu
Reklam
Ben dünyadaki en talihsiz ve zavallı adamım: Aşkım yok, zenginliklerim yok, dostlarım yok; ne yakışıklı ne de güçlüyüm. Hayatta çok az sevinç tattım, çok nadir zevk aldım; bol bol ağladım, neredeyse hep acı çektim. Yine de ölmek istemiyorum. Hayır, asla: Hâlâ yaşamak istiyorum; sonsuza dek yaşamak.
Sayfa 240Kitabı okudu
Kim demiş benim ölmem gerektiğini? Ölmek mi? Yani ben de mi ansızın nefes almayı, görmeyi, hareket etmeyi, acı çekmeyi bırakacağım? Başkaları gibi mi yapacağım? Herkes gibi mi? Bütün insanlar ölür. Çok teşekkür ederim ama bu size iyi bir gerekçe gibi gözüküyor mu? Ölmek isteyen ölsün: Ben benim, başkası değil. Hadi oradan siz de!
Sayfa 239Kitabı okudu
Akıldan başka gücüm, ölülerden başka dostum, kitaplardan başka zevkim yok.
Sayfa 233Kitabı okudu
Bir tanecik de olsa kesin bir kesinlik istiyorum! Yıkılmaz bir inanç istiyorum, bir tanecik de olsa. Doğru bir doğruluk istiyorum, küçük de olsa, banal de olsa tek bir tanecik!
Sayfa 229Kitabı okudu
Reklam
Her yerde sıfır gerçeklik. İnsanı kutsal ışıklar misali yüzüstü yere seren ve içeriyle dışarıyı, insanla imgesini sonsuz ışıkla aydınlatan bir gerçeklikten bahsediyorum. Her yerde sıfır kesinlik. Her şeyin iyi ve kötü yanını, kötünün iyi yanını ve iyinin kötü yanını gördüm; tüm düşünceler pırlanta ve elmas, dört cepheli kaide ve on soruda bin cevap arayan sfenkslerdi. Hiç kimse hiçbir şey için, bu böyledir ve başka türlü olamaz, diyemez. Hiçbir soruya hep aynı şekilde tek bir yanıtla cevap verilemez. Konuşan her insan kendine göre haklıdır, ona karşı gelen de kendine göre haklıdır ve birinciyle ikinciye, muhtemel bir dördüncüye karşı gelen de kendine göre haklıdır. Zaman zaman bunu kabullenmemiz gerekir: Bir delinin de kendine ait konuları vardır ve onl; bilgelikle dinlemek lazımdır.
Sayfa 228Kitabı okudu
Ve mikroskobun merceğine eğiliyor ve ne görüyorum? Her gün çıplak gözlerle gördüklerimin aynısı­nı: Küçük bir dünyada birbirlerini yutan küçük canlılar.
Sayfa 227Kitabı okudu
... kendimi boğulacak ve kusacak derecede hayatın içine nafile attım, nafile, hep nafile yordum gözlerimi eski ve yeni kitaplarla ve rakip felsefecilerin bağırışlarıyla nafile şişirdim başımı, ebediyen natile içsel yankılar uyandırdım ve alçak gönüllülükle vahiy yolları hazırladım, nafile. Ne bir gelen ne de bir yanıt veren oldu.
Sayfa 227Kitabı okudu
Ben ne ekmek ne şöhret ne de merhamet istiyorum.
Sayfa 226Kitabı okudu
Öyküler, efsaneler, trajediler de neymiş! Canı sıkılan kâğıt oynasın ya da kendini denize atsın!
Sayfa 225Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.