Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Bütün kartlarımı ortaya dökmeye, bir yabani misali diş ve tırnaklarla, bir medeni misali sözcükler ve fikirlerle kendimi savunmaya hazırım. Geri çekilmiyorum, yenilgiyi kabul etmiyorum. Zaten söylemiştim, ben bitmedim. Bu kitabın ismi yanlış, neyse ki. Burada canını pahalıya satmaya hazır ve olabildiğince geç bitmek isteyen bir adam var. "
Sayfa 269Kitabı okudu
"Dünyanın da benimle birlikte ansızın ölmesi olası mı? Beynimde ve yüreğimde taşıdığım her şeyin, düşünceler, anılar, imgeler ve endişelerden oluşan bütün bu sonsuz silsilenin sonsuza dek son bulması adil mi? Kendi düşüncemle düşünemediğim sürece dünyanın dönmeye devam ettiğini nasıl hayal edebilirim?"
Sayfa 240Kitabı okudu
Reklam
"Güzellikleri ve korkunçluklarıyla, düşünceleri ve bedenleriyle tüm dünya, dünyanın tümü burada, bende, benim içimde ve ben ölürsem o da yok olacak."
Sayfa 239Kitabı okudu
"Günahlarımın cezasını çekeceğim. Anlamsız çok şey okudum, çok ahmakça ve iğrenç şeyler düşündüm! Bir daha ne okuyacak ne de düşüneceğim. Etrafımda karanlıklar, içimde boşluk... İşte son!"
Sayfa 236Kitabı okudu
Ben daha çok akdiken çiçeğini kopardım Çiçek dökmek isteyen o bitik baharlarda Yırtıcı kuşlar ölü doğmuş kuzuların Ve ölecek Tanrı-çocukların talanlarını duyurduklarında
Her şey bittikten sonra , benim bitik halimi görünce aklına gelmiş nasıl olduğum.
Reklam
“En iyi en düşük. Hayır. Hiçlik en iyi. En iyi en kötü. Hayır. En iyi en kötü değil. Hiç en iyi en kötü değil. Daha az iyi en kötü. Hayır. En az. En az en iyi en kötü. En az asla hiç olamaz. Asla hiçliğe taşınamaz. Hiçlik tarafından asla yokedilemez. Yokedilemeyen en az. Bu en iyi en kötüyü söylemek. Söylemeyi en az en iyi en kötüye indirgeyen sözcüklerle………Sözcüklerin kaybolduğu zaman için aralık.”
Sayfa 75 - Cap au pire, s. 41, 53.Kitabı okudu
Delilik görülmüş bu — bu- nasıl demeli - bu- bu bu - bu-bu bütün bu bu-bu- delilik verilmiş bütün bu — görülmüş — delilik görülmüş bütün bu bu- bu ki — ki- nasıl demeli — görmek — hayal meyal görmek — hayal meyal gördüğünü sanmak — hayal meyal gördüğünü sanmak istemek delilik ki hayal meyal gördüğünü sanmak istemek neyi
Sayfa 74 - “Comment dire” (Poèmes, Minuit) [Fransızcadan çeviren: Ahmet Soysal].Kitabı okudu
O halde, sözcüklerin hiç kurtuluşu yok mudur, örneğin sözcüklerin birbirlerinden kendi başlarına ayrılacakları, eski dilin (“eski üslup”) arkasında algılanamaz kalan görsellikleri ve sesleri hakkıyla üretme amacıyla dilin şiir olduğu, nihayet yeni bir üslup yok mudur? Görsellikleri ya da sesleri nasıl birbirlerinden ayırabiliriz?, öyle saf, öyle basit, öyle kuvvetli ki, sözcükler kendi dışlarını göstermek için kendi kendilerini yardıklarında ve kendilerini tersyüz ettiklerinde onları iyigörülmemiş iyi söylenmemiş diye adlandırırız. Yüksek sesle ve müziksiz okunan şiirin bilfiil kendi müziği.
Beckett sözcüklere giderek daha az tahammül ediyordu. Ve bunun nedenini de baştan beri biliyordu: “arkada pusuya yatmış olan şeyin” gözükmesi için dilin yüzeyine “delikler açmanın” özel zorluğu. Bu, boşluğun veya kendinde görünür olanın ortaya çıkması amacıyla boyalı tuvalin yüzeyinde de yapılabilir, Rembrandt’ın, Cezanne’ın ya da Van Velde’nin yaptığı gibi, ya da sesin yüzeyinde, Beethoven ya da Schubert’in yaptığı gibi: Peki ama “sözcüğün o denli dokunulabilir yüzeyinin yokedilememesinin bir tek nedeni mi vardır?” Bu yalnızca sözcüklerin yalancı olmasından değildir; üzerlerine onları birbirine bağlayan o kadar hesap ve anlam, ayrıca niyet ve kişisel hatıra, eski alışkanlık kazınmıştır ki, bir parça sıyrılan yüzey hemen kapanıverir. Yapışır. Bizi hapseder, boğar. Müzik burada herhangi bir genç kızın ölümünü “genç bir kız ölüyor”a dönüştürmeyi başarır, belirsizin bu uç belirlenimini, yüzeyi delen bir safyoğunluk olarak, “Bir Meleğin Anısına Konçerto”da olduğu gibi işletir. Ama sözcükler, genele veya özele olan bağlılıklarından dolayı bunu yapamazlar. Onlarda bu “çatlama vurgulaması”, sanata özgü bir doğal felaketten gelen bu “ilişkisizlik” eksiktir.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.