OĞLUM 12 YIL UYUDUKTAN SONRA UYANDI...
Bir gün çok sinirlendi. Yine kendini balkondan atmak istedi. Zor ikna edebildik. Akşam oldu, onu uyuyor zannettim. Babasıyla ne yapacağımızı konuşurken bir ara "oğlumuzu olmazsa bağlayalım" diye ağlayarak anlatıyordum ki birden yatağından doğrulup sadece bana bakarak, "yazıklar olsun size,
"Yaşamak değil beni bu telaş öldürecek” demesi gibi şairin, bitmek tükenmek bilmeyen bir koşuşturma içinde yaşıyoruz, ya da yaşadığımızı sanıyoruz. Bu telaş içinde kitaplar çok zaman sığınağımız oluyor. Ruhu ruhumuza eş bir yazar bulduk mu sahipleniveriyoruz. “O da benim gibi yaşamış, o da benim gibi savrulmuş, onun da kırgınlıkları,
Oyunlarla Yaşayanlar, okuduğum beşinci Atay kitabı.
Oğuz Atay sevdiğim yazarlar arasında yer aldığını belirtmek isterim.
'Oyunlarla Yaşayanlar.' Kitabı okurken ara sıra Tutunamayanlar'dan Selim'i, Turgut'u, Tehlikeli Oyunlar'dan Hikmet'i düşündüren bir kitap oldu benim için.
Oğuz Atay'ın da hayatı belki de Selim gibi, Hikmet gibi ve Coşkun gibi bir oyundan ibaretti. Ya da o hayatını öyle görüyordu. "Hayat zaten bir oyundan ibaret değil midir?"(Tehlikeli oyunlar) Ve bu yüzdendir ki kitaplarında farklı karakterlerle kendini anlatmıştır, diye düşünüyorum. Ve böylece Atay'ı daha iyi anlıyoruz.
Bu kitabında da hem oyunları yazan Coşkun ve bu oyunları yazarken aynı zamanda bu oyunları yaşıyorlar. Çünkü böyle demişti Coşkun; "Biz oyunları yazarken aynı zamanda yaşıyoruz bu oyunları." demişti.
Ve Atay, Atay ve yine Atay... Keşke yaşasaydı da onunla tanışma fırsatım olsaydı. Ve yine keşke yaşasaydı da daha nice iz bırakan kitaplar yazsaydı.
Oğuz Atay'ın kitaplarının etkisinden kolay kolay kurtulamayacağınız yine muazzam bir kitap. Okumamış olanlara hiç tereddütsüz okumalarını tavsiye ederim. Kitapla kalın.
Yaşadıkları hayatın sahteliğinin farkına varıp doğrusunu canlandıramayacaklarını bildikleri halde kendi yarattıkları oyunlarla yaşayan aydınların kitabı bu kitap. Yazdıkları kahramanları bir biçimden alıp başka bir biçime sokup da; kendi düzeniyle hiç barışık olamayan biri olarak yazıp, sanki uzaklarda istediği gibi bir ben'i bulunduğuna inanarak
Coşkun: ...fakat düşünmek konusunda geç bile kaldım gibi geliyor, bana.
Saffet: Ama biliyorsun ki biz oyunlar yazıyoruz ve seyirci de düşünceye karşı...
Coşkun: Hayır biz oyun yazmıyoruz, biz yaşıyoruz oyunları yazarken.