Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
büşra uslu
büşra uslu
@blackbeauty_
Happily married
Books, students and sewing
ELT
71 okur puanı
Aralık 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Kütüphanede bakınırken ismiyle dikkatimi çeken bir kitap oldu. Ne yazarı ne de kitabı daha önce duymamıştım ama okumak istedim. Iyi ki de okumuşum. Genel olarak okuduğum kitaplardan daha farklı bir konuyu ele alıyor. Evet sırlar, tarikatlar, şifreler birçok kitapta var ama bunların teknolojiyle harmanlandığı kitaplar bence az. Ya da ben bu konuda pek bilgili değilim :) Teknoloji kısımlarının çoğunda sadece okudum, anlamadım anlamaya da çalışmadım. Ama vay be neler yapilabiliyormus dedim. Fantastik bir kitabın bilim kurgu ile harmanlanmasi gibi olmuş. Ben beğendim. Bence okumalısınız.
İhsan Oktay Anar i beğenerek okuyorum. Kendi adıma kendisiyle çok geç tanıştım. Ama geç olsun güç olmasın değil mi?
Arkadaşımın tavsiyesiyle Suskunlar kitabini okudum. Yani kendisini okumaya Suskunlar ile başladım. Daha sonra da Efresiab'in hikayelerini okudum. Inşallah Allah ömür verirse kalan diger kitaplarını da okumak istiyorum.
Yazarın dilini ve anlatış tarzını beğeniyorum. Ama bence asıl vurucu olan kısım ele aldığı konular. Gerek kitap gerek film olarak Türkiye'de bilim kurgu, fantastik vb türlere hiç önem verilmiyor. Denenmiyor bile. O yüzden benim için bu türlerle ilgili bir girişim olduğunda çok yetersiz bile olsa takdire layıktır. Ama İhsan Oktay Anar bu konuda gerçekten çok iyi. Sadece fantastik bir dünya ortaya çıkarmakla kalmayıp ayni zamanda bunu cok etkileyici bir dille yapıyor. Ama puslu kıtalar atlası kitabi, bana göre, okuduğum diğer kitaplarinin biraz gerisinde kalmış. Bazı karakterler gereksiz hissettirdi, neden yer verildi hadi yer verildi neden ustun körü ortadan yok oldu, bunlara anlam veremedim. Konu çok güzel, işleniş biçimi de çok güzel. Ama sonu beni tatmin etmedi maalesef. Çok hızlı bir çözümlemeye varılmış gibi geldi. Çok fazla spoiler vermemek adına ayrıntılara girmemeye çalışıyorum ama sonunda daha açıklayıcı bir son bekledim. Ama gene de çok değerli ve güzel bir kitap. Okumanızı tavsiye ederim.
Kitabın başlarında, eyvah bu kitap da o kitaplardan mi? diye düşünmedim değil. Hani başlayıp da bitirmenik eziyet olduğu kitaplardan. Ama öyle olmadı. Hatta beni fazlası ile etkiledi. Oblomovla müthiş bir bağ kurdum. Ve birçok açıdan da kendisini haklı buluyorum. Ama beni çok üzdü bu kitap. Neden diye sormayın bilmiyorum ama Stolz, Olga, Ev sahibi vs olayların o şekilde bağlanması beni mutsuz etti.
Iyi ki okumuşum dedigim kitaplardan. Ve okumanızı da kesinlikle tavsiye ederim.
Okur Takip Önerileri
Kitapla ilgili uzun uzadıya bir inceleme yazmayacağım. Zaten anlatmak istediklerini gayet açık ve güzel bir dille anlatmış sevgili Zweig. Benim sizlerle paylaşmak istediğim, bu kitabı okumak için bir arkadaşımdan ödünç aldim onda bulunan yayın Bk yayınları imiş. Stefan Zweig okumayı çok severim. Simdiye kadar okuyup da en azından tatmin olmadığım bir kitabı yok. Fakat kitaba başlar başlamaz çeviri bir tık beni rahatsız etmeye de başladı. Sanırım yordu demek doğru tabir olacak. Belki benim kadar takilan yoktur bilmiyorum ama özellikle tırnak işareti olmaması gereken yerlerde tırnak işareti olmasi ya da tırnağın açılıp kapatilmamasi benim konsantrasyonumu bozdu açıkçası. Bunu da sizlerle paylaşmak istedim.
sonunu çok beğendim.
Keyifle okunabilecek güzel bir roman. Daha önce Aytmatov'u okumadım, çünkü açıkçası biraz korkuyordum. Toprak ana ya da gün olur asra bedel gibi yapıtlarını gördükçe ne anlatmistir şimdi bu yazar diyordum yalan yok:) Ama Beyaz Gemi bu önyargımi çok net bir biçimde kırdı. Edebiyatı, dili bu kadar güzel kullanabilmesine hayran kaldım.
Spoiler vermemek için kendimi zor tuttuğumdanne kadar çok istesem de daha uzun yazmayacağım.
Kitaba dönecek olursam, verilmek istenen mesajları beğendim. Farklı şaşırtmacalarla sizi şöyle bir şey olacak düşüncesine yonlendirdikten sonra onun başka bir yoldan böyle olmasıni da beğendim. Hikâyenin içine girebildim. Dedeye kâh kıyamadım kâh bu kadar sessiz kaldığı icin kızdım. Böyle nazik, iyi niyetli, çalışkan, dürüst insanlar bu kadar sessiz kalmamalı! Ortalığı kötülere bırakmamalı! Neyse çocuk için dede figürü zaten bambaşka bir yerde. Her lafı döndürüp dolastirip dedeye getiriyor ve hep onu aklamaya çalışıyor. Kitabın sonundan dolayı çok elestiri almış sanırım yazar ama ben çok beğendim. Ayrıca yazarın kendisinin yazmış olduğu Sonsöz de baya etkileyiciydi. Okumanızı tavsiye ederim.
Spoiler içerir.
Öyle çok uzun uzadıya incelemeler yapmayacağım. Kitabın konusu benim açımdan ilgi çekiciydi ve bir Fahrenheit 451 den daha iyi işlenmişti. Ama arada kalmışlığını sevmedim. Arkadaşlarımla ütopya mi distopya mi tartışması yaptiracak kadar arada kalmışlık var. Benim fikrimce distopya çünkü kişinin özgür iradesine el konulması, elinden alınması her ne olursa olsun distopyadir benim gözümde. Bazı şeyler askida kalsa genel olarak onerebilecegim bir kitap.
Kitabı okuduktan kardeşimin 'Abla Ève Havva demekti dimi?' demesiyle kafamda Ève' in alakasız hamileliğinin aslinda yeni dunya duzeninin Havva anası olmasını ve belki de bu yuzden Empedoklesin dostları tarafindan sevilip kollanmasini açıklar diye düşündüm.
Kitapta belki de birçok insanın daha önce Mevlana ile ilgili bilmediği bilgilere yer verilmesi güzel. Sadece Şems ve Mesnevi'den ibaret bir hayatı olmadığı, Şems-i Tebrizi gibi iki tane daha dostu olduğunu öğrenmek şaşırtıcı oldu. Ayrıca Mevlana'yı hep humanist olarak ele alırız fakat bunun alt metninde savaşların, hatta çağ kapatıp açan Moğol istilasina sahit olmus bir hayat olduğunu şahsım adına yeni öğrendim. Bu belki benim eksiğimdir. Çünkü bugüne kadar tasavvuf edebiyatı ya da Mevlana'nın hayatı ile ilgili çok kitao okumadım.
Bunları iyi yanları olarak ele alırsak, şimdi başlayalım kimisi az kimisi çok olumsuz elestirilere:) Kitap Mevlana ile alakalı olmasına rağmen belki de en az anlatılan ve değinilen karakter oydu. Babası, oğlu, Peygamber efendimiz (s.a.v), Şems vs derken Mevlana ya cok az yer verildiğini düşünmeme neden oldu. Çok fazla alıntı vardı. Sahabelerden rivayet edilenler, Sultan Veledin notları, Mesnevîden bölümler derken yazarin kendi yazdigi kısımlar yok denecek kadar azdi ve bu okurken benim kafamin karışmasına neden oldu. Beni en çok rahatsiz eden kısım ise yazım yanlışlarının fazla olması idi.
Kısa sürede okunabilen bir kitap olması dolayısı ile okunabilir ama beğendiğim kitaplar arasına maalesef giremedi.
spoiler olabilir,bilemedim.
Sonradan eklenen not: Aklimdakileri unutmamak ve atlamamak için o kadar hızlı bir şekilde yazdim ki eğer imla hatalarım ve anlatim bozukluğu yaptığım yerler varsa şimdiden affınıza sığınıyorum.
Momo, zamanın kültürel evrimini en güzel şekilde anlatan kitaplardan biri oldu benim gözümde. Başlangıcında insanların konuşarak ve tartışarak nasıl
Mitoloji ilgimi çekse de belki de denk gelmediği için çok okuduğum bir tür değil maalesef. Ama okuduğum zamanlarda da müthiş keyif alıyorum. Ben, Kirke de keyif veren, akıcı bir şekilde okunabilen, heyecanı her daim diri tutan bir kitap. O açıdan beğendim. Ama bazı arkadaşların da bahsettiği gibi bazı konuların üstünkörü işlendiğini düşünüyorum. Dediğim gibi mitoloji çok da vakıf olmadığım bir konu olduğu için bazi karakterlerin hayatlarına vs internetten baktım çünkü merak ettim. Belki de bu benim cahilliğimdir. Ve aslında okuyanlar çok rahat çıkarımlar yapmışlardır. Ama sonuçta bilmemek değil öğrenmemek ayıp degil mi?️ Ben de bir yerlerden başlıyorum işte.
Ben, ' ben, Kirke' yi okuduğumda cinsiyet ayrimciligini evet mutlaka ki gördüm ama en az onun kadar net hatta daha da net olan bir durum, sınıf ayrımını gördüm. Athena da bir dişi, fakat diğer hemcinsleri gibi muamele görmüyor, çünkü Zeus'un kızı. Ya da ölümlü olan kadinlar ya da erkekleri de kucumsemiyor mu baskalari tarafindan küçümsenen nympalar ya da naiadlar?
Bu her çağda ve buradan da görmüş olduk ki her boyutta geçerliliği olan bir konu. Kendinden güçlünün yanında pır dönüp onu memnun etmek için hiçbir şeyden çekinmeyenlerin kendilerinden güçsüzleri de ezmekten cekinmemesi. Gerçek hayatta nasıldır bilemem ama kitaplarda zaten bu döngüyü asabilen, alt toplumun arasına karışıp onlari anlayabilenler kahraman olmuyor mu? Bunun sonunda mi kendilerini buluyorlar yoksa kendilerini bulmak için mi bu yola giriyorlar?
Neyse çok konuştum sanırım, velhasıl kelam okuyun arkadaşlar güzel kitap. Vakit kaybı olarak goreceginizi sanmıyorum bittiginde de.
Arkadaşımdan ödünç olarak aldığım kitaplardan biriydi. Ismini beğenmiştim açıkçası. Ve Zweig okumayı severim de. Ama gene de çok felsefik olduğunu düşünüp en sona bırakmıştım. Ama iyi ki diyorum, iyi ki okumuşum. Diğer Zweig eserlerinden farklı bir tarzda oluşturulmuş.( Benim okuduğum Zweig eserlerinden diyeyim. Çünkü hepsini okuma fırsatım olmadı
Öncelikle buradan yazılış hikayesini ogreninceye kadar neden bazi bölümlerin kısa tutulup sürüncemede bırakıldığını merak ediyordum. Şimdi taşlar yerine oturdu diyebilirim.
Başlangıçta ne olduğunu anladım diyemem. Bu adam kim, nereden geldi, ne iş yapar gibi soruların cevaplarını daha sonra hatta bazılarını hic alamiyoruz. Baş kahramanımız olan
İz bırakanlardan...
Ben bu kitapla ve dolayısıyla Kerime Nadir ile tanıştığımda 7. Sınıf öğrencisi küçük bir çocuktum. Il halk kütüphanesinden ödünç aldığım bu kitabi okurken Türkçe ogretmenimle sohbet etmiştik ve senin yaşın için biraz ağır bir kitap değil mi? Demişti. Ama o kadar zevk alıyordum ki okurken devam ettim. Gerçekten bugün,bu yaşımda bile hala bu kitabı hatirlayabiliyorsam, demek ki baya etkilenmişim.
Spoiler
Niye bilmiyorum ama kitabın sonunda, baska bir bölümüne gönderme yapan yazarları seviyorum. Kerime Nadir de bu kitabının bir bölümünde Nalan ile Kenan'in sarilma anini birebir aynı şekilde kitabın sonunda Handan ve Kenan olarak degistirerek bizlere sunuyor. Aynada Akşam güneşinin uzun boylu bir subayla, başını omzuna yaslamis genc bir kadinin üstüne vuran yansimasi vardi mihvalinde bir cumleydi.
