Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Blimunda

Blimunda
@blimunda
öldürdün beni, lazarus!
Sahicilik Endüstrisi
'Sahici' çağdaş yaşamdan tamamen silinmiş değildir. Postmodernizm,duyguötecilik,öteki-yönelimlilk ve sahiciliğe karşı işler görünen öteki eğilimlere rağmen,sahicilik adacıkları varlıklarını koruyorlar. Örneğin,bir kilisede bir ayin esnasında dört yaşındaki bir çocuğun sessizliği yırtarak ''baba,çişim geldi!'' dediği oldukça tipik bir sahneyi düşünün. Şaşkın babanın verdiği alışıldık karşılık çocuktan susmasını ve ayin bitene kadar beklemesini istemektir. Ancak çocuk yine bekleneceği gibi öncekinden daha yüksek sesle ''ben şimdi gitmek istiyorum!'' der. Çocuğun anne-babası suçlu suçlu sağa sola bakıp çocuğu tuvalete götürürken,çoğu anne-baba gülümser. Bütün bu olaylar dizisi çoğu insanın aşina olduğu kolektif bir ritüele benzer ancak ritüel kendiliğindendir. Birçok çocuğun davranışı gibi bu da çağdaş zamanlara kadar varlığını korumuş bir sahicilik örneğidir. Sıradan bir örnek olsa dahi,üzerine düşünülmeye değerdir. 'Çocuğun davranışlarını sahici yapan nedir?' İlk akla gelen yanıt çocuğun başkalarından menfaat sağlamak için duygular sahnelemediğidir: o minyatür bir (Dostoyevski'nin) yeraltı adamıdır.
Sayfa 169 - Ayrıntı
Reklam
İhanetler
Başını düşüncelerinden kaldırarak bataklıklardaki akşamüstüne baktı: Bulutsuz,puslu mavi bir gökyüzü,ileride kavis çizen su kanallarının birinden yansıyordu. Güneş ışınları,sazlıkların boz düzlükleri ve sazların köklerinin arasından altın renginde parlıyordu. Nadiren esen yumuşak batı rüzgarı esiyordu. Mükemmel bir gün. Dünyanın güzelliği,dünyanın güzeliği! Elimdeki kılıç bana ihanet etti. Neden bizi öldürmek için güzelliği yaratıyorsun Tanrım?
Metis
Tecavüz Karşısında Kendini Savunmak
Görüşmeler sırasında birçok tecavüzcünün,özel olarak,kurbanlarının ''Bana zarar verme,her istediğini yaparım.'' dediklerini belirttiğini hatırlatmakta ve bu sözlerin onların gözünde durumu yeterince kontrol altına aldıkları ve dolayısıyla kadına tecavüz edebilecekleri anlamına geldiğini vurgulamakta yarar vardır. Buradan çıkarılacak ders şudur: Hiçbir şeyi ikram etmeyin!
Sayfa 199 - Metis

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Cinsel Şiddeti Mazur Göstermek
Ataerkil toplumlar,inkarcılar gibi algılama kabiliyeti olmayan erkekler yanı sıra,kabul edenler gibi yaptıklarının farkında olan erkekler de üretmektedir. Gerçekten de kabul edenlerin çoğu kadınların tecavüzcülerle ilgili olarak sahip oldukları genel imajı anladıklarını ortaya koydular. Bu bilgiyle tutarlı şekilde,tecavüzcüler bu imajın kurbanlarını dehşete düşürdüğüne inanarak kendi çıkarları için kullanıyorlar ve onları boyun eğen kişiler konumuna düşürüyorlardı. Kabul edenler aynı zamanda tecavüzün kadınlar üzerindeki duygusal etkilerinin de farkındaydılar. Tecavüz ederken kurbanlarının kendilerini güçsüz,aşağılanmış ve alçaltılmış hissettikleri inancıyla tatmin oluyorlar,kurbanların böyle hissetmesini istiyorlardı.
Sayfa 148 - Metis
Tecavüzü inkar ve inkardaki kültürel destekler
İnkarcılar tecavüzü haklı kılmak için,tecavüz yanlısı kültürümüzde var olan kadın kalıpyargılarından yararlandıkları gibi,hem kurbanlarını tecavüze katılmış olarak gösteriyorlar hem de tecavüzden onları sorumlu tutuyorlardı. Kurbanları karalama eğilimi inkarcılar arasında daha yaygın olmakla birlikte,suçu kabul eden erkekler arasında da birkaç suçlu,kurbanlarının kurban olmayı ''hak ettiklerini'' kanıtlamaya çalıştılar. İnkarcıların anlattıklarında altı tema işledikleri görüldü: bunlar o şekilde kurgulanmıştı ki,erkeğin davranışı doğru olmasa bile,hiç değilse anlatılan koşullar altında haklı ya da uygun görülebilecekti. Bu altı tema şunlardır: (1) kadınlar baştan çıkarıcıdır. (2) kadınlar hayır derken aslında evet derler (3) kadınlar sonunda gevşer ve 'bu işten' zevk alırlar. (4) iyi kızlara tecavüz edilmez. (5) tecavüz önemsiz bir suçtur. (6) maço-kabadayı erkek imajı
Sayfa 117 - Metis
Reklam
Kurbanı Suçlama
Kadınlara nasıl yaklaşıldığından daha da şaşırtıcı olanı,tecavüz yada ensest kurbanı olan kız çocukları hakkında söylenenlerdir. Gerçekten,kız çocuklarının yetişkin kadınlarla aynı bilinçdışı dürtülere sahip olduğu ileri sürülmüştür. Örneğin Abrahamsen cinsel travmanın çocuk tarafından bilinçdışı olarak istendiğini ve bunun çocukluk dönemi cinsel
Sayfa 58 - Metis
''Toplumsal bir dönüşüm özel olarak ve tutkuyla savunulan katı ahlaki ölçütlerden toplumsal koşullara bağlı olarak,açıktan açığa ve gevşek bir biçimde savunulan standartlaşmış duygular dizisine doğru gerçekleşir.Aile,okul,yerel ve ulusal çapta politik hayat,hatta uluslararası ilişkilerde karşımıza çıkan toplumsal ilişkileri incelediğimizde,bu durum açıkça ortaya çıkar. Böylelikle,Amerikalıların laf olsun diye sorduğu ''Nasılsınız?'' sorusuna dürüstçe yanıt veren Avrupalı aynı soruya lakayıt bir yanıt alır. Kişinin ''iyi'' dediği baştan varsayılır,gerçekten ne hissettiğinin bir önemi yoktur. ''
Sayfa 139 - Ayrıntı
''Şimdi her zamankinden daha fazla doğrudur ki,mekansal konularda olduğu gibi tahayyül gücü/yaratıcılık konularında da,iç-yönelimli tiplerin aradığı sınırların aksine öteki-yönelimli tipler 'nezaket' ararlar: ''Yani,aradıkları çocuklarının nazik insanlarla karşılaşacağı nezih mahallelerdir.'' Nazik olmak cazip bir duygu,iç-yönelimli günlerden basmakalıp bir Amerikan tarzı olan yapmacık bir içtenlik ama aynı zamanda bir mesafe koyma alışkanlığına kadar uzanan,yabancılara karşı nazik ancak sakınımlı olmanın bir tür melez duygusudur. Riesman'ın keşfettiği öteki-yönelimli nezaket,Herbert Marcuse'ün modern toplumların bütünleyici bir toplumsal vasfı olan 'mutlu bilinç' nosyonunu tamamlar.Reisman'ın betimlediği şekliyle nazik çocukluk Marcuse'ün yazılarında rastladığımız mutlu yetişkinliğe çocuğu hazırlar. Nazik ve mutlu bilinç kişinin düşünmeden itaat etmesini,çekinmeden katılmasını ve muhalefet etmeden toplumun parçası olmasını temin edecektir.''
Ayrıntı
'Özgürlük,köleliktir.'' Özgürlük iyidir,kölelik ise değil. Tüketiciler yüzlerce farklı ürün,seçenek ve fikir arasından istediğini seçmekte özgür olduğu müddetçe, kölelik kaygısı taşımak da ne oluyor?
Sayfa 56 - Ayrıntı
Bu kitapta,hem postmodernizm ve hem de,Anthony Giddens'n aktörün bilgi ve becerisi üzerine yoğunlaşmış olan yapılaştırma (structuration) teorisi gibi modernist teorilere bir alternatif olarak yeni bir sosyolojik kavram öneriyorum: duyguötecilik. Sosyolojik teorileştirmelerin çoğundaki kayıp malzeme duyguların rolüdür. Bana göre, çağdaş Batı toplumları, sentetik sanki-duyguların,benlik,ötekiler ve bir bütün olarak kültür endüstrisi tarafından geniş çapta manipülasyonunun bir temeli haline geldiği yeni bir gelişme safhasına giriyor. Çağdaş bireyin,atalarımızın bildiğinden daha çok bildiği konusunda modernistlere katılıyorum,ama modernist teorisyenlere karşı eylemin ortaya çıkması için bilginin yeterli olmadığını savunuyorum. Eylem, duygular ve akıl arasında bir bağlantıyı varsayar,işte duyguötesi toplumlarda bu bağlantı kopmuştur.
Sayfa 51 - Ayrıntı
Reklam
''kara karga hayretle kendine bakıyor karla kaplı ovada gece uzun gün uzun ömür kısa''
Sayfa 63 - Pan Yayıncılık
''örümcek işe ara veriyor bir saniyeliğine güneşin doğuşunu izlemek için''
Pan Yayıncılık
''görmemesi ne iyi yaşlı kaplumbağanın küçük kuşun tasasız uçuşunu.''
Pan Yayıncılık
''Benimle alay mı ediyorsunuz? Yeryüzünde artık Manici yok!'' dedi Candide. Marten: -Ben varım! Ne yapacağımı bilmiyorum ancak başka türlü de düşünemiyorum! dedi.
Cem Yayınevi
Geri126
404 öğeden 391 ile 404 arasındakiler gösteriliyor.