Anlamı derin, yoğun, fütursuzca sunan bir nitelik. (ben buna nitelik demek istiyorum.) Yaldız gibi gök gürültüsüne karşı ebediyet-ebedi arasında dokunaklı, içgüdüsel izlenimlerini iyi sık dokuyan, kılı kırk yarmak anlamını buraya yerleştirmek isterim. Nietzsche, bayağılı sözlerinden arınmış yerine retorik sanatına başvurmuş, herkesin iç sıkıntılarını, paramparça oluşlarına, kendi aleyhinde mağarasına gizli gizli örtünürken diğer bir deyişle inziva (kendi toplumlardan sıyrılmış ve Tanrı ile hesaplaşma yönetiminde olan sülük bir insan.) Sergüzeşt bir deha Zerdüşt, öyle ki bu egzotik laternayaları bizlere atfettirmişti . Bizler işe yaramaz, külüstür, karabasanlarımızın ve bataklıklardan çıkmak için kovalayan ya da kaçıştıran o manda sürüleri insan! Böyle Buyurdu Zerdüşt! Okudukça yeni kavilerinin ortasında yeniden çölleşmiş develer gibi, yaban dikenlerini yiyen, güneşe bakarak su damlalarını bulamayan aciz bir varlık olarak addedilen bir tür daha görmedim! İnançlarımızı putperestlik ya da agnostik ya da birçok inanç! —birçok inanç— Şarap, en keskin, en belirleyici bir yapıdır. Süregelen olaylar ve davranışlar şaraba tez olarak bildirmek isterim. Değerli Zerdüşt! Bizlere bu kadar güzel dolambaçlı yollardan, bu kadar gereksiz, dengesiz levhalardan arındırmamızı sağladın için size minnettarım! Size şükranlar sunuyorum. Bu değerli ziyafete ortak oldunuz için bahtiyarım, Ey Zerdüşt!