Diaboloji, Bogomil düşünce için merkeziydi. Mutlak düalistlere göre Şeytan, iyiliğin ve aydınlığın tanrısından bağımsız bir karanlık ve kötülük tanrısıydı. Ilımlı düalistlere göre ise Şeytan Tanrı'ya bağımlıydı, fakat yeryüzünde yarı bağımsız muazzam güçlere de sahipti.
Ikincil sistem bizim islam dünyasında da var.Kitabı okudu
Kendilerine sunulan yetmiş, seksen yıllık ömrün ilk ve son onar yılı, çocukluğun bilinçsizliği ve yaşlılığın çaresizliği içinde geçtiğine göre, ellerine kalan elli yılı, itişip kakışarak, dövüşerek, sonra da dövüşmenin getireceği yıkıntılara ve kayıplara hayıflanarak heba etmek için mi dünyaya yollanmıştı insanoğlu? Bogomil, Hristiyan, Musevi ya da Müslüman, ne olursa olsun, ne biçim bir kaderdi insanoğlununki?
Kimdir bu Malakanlar?
Malakanlar dinsel ibadet ve inançlarıyla Rus Ortodoks kilisesinden kopmuş, kendilerini ruhani Hristiyan (Bogomil) olarak tanımlayan tarım kökenli bir Rus topluluğudur.
Esas isimleri Molokanlar olan bu topluğunun ismi Rusça’da süt anlamına gelen Moloka sözcüğünden türetilmiştir ve bu tanımlama bir ırka değil, bir Hristiyan (Bogomil) tarikatına
Bogomillik bu adla tarihte ilk defa Balkan Yarımadası'nda görülmüş heretik bir dinî akımdır. Kurucusu bir Bulgar papaz veya keşiş olan Bogomil'dir ve bu isim "Tanrı'nın sevdiği, Tanrı'nın sevgilisi" anlamına gelmektedir. Ne gariptir ki, düşmanlarını bunu, "Tanrı'nın düşmanı" demek olan "Bogonomil"e çevirmişlerdir.
Sayfa 33 - Emre YayınlarıKitabı okudu
Esasen Bogomilliğin asketik hayat tarzına egzotik kökenler aramaya gerek yoktur. Çünkü Papaz Bogomil, taraftarlarına Ortodoks keşişler gibi yaşamalarını tavsiye ediyordu. Bundan dolayı her gün ve gece düzenli olarak dua ve ibadet için bir araya geliyor olmalıydılar. Bekâr kalıyor, et yemek ve içki içmekten uzak duruyorlardı.
Sayfa 89 - Emre YayınlarıKitabı okudu
Kendilerine sunulan yetmiş, seksen yıllık ömrün ilk ve son onar yılı, çocukluğun bilinçsizliği ve yaşlılığın çaresizliği içinde geçtiğine göre, ellerine kalan elli yılı, itişip kakışarak, dövüşerek, sonra da dövüşmenin getireceği yıkıntılara ve kayıplara hayıflanarak heba etmek için mi dünyaya yollanmıştı insanoğlu? Bogomil, Hristiyan, Musevi ya da Müslüman, ne olursa olsun, ne biçim bir kaderdi insanoğlununki?
