Kılodin: Ben o saat anladım zaten. Bu ancak senin marifetindir. Ağzını tutamayıp birine kaçırdı, o da gitti bizim efendiye yetiştirdi dedim.
Lubin: Ah benim pembe meleğim, başım için. Ben kapınızdan çıkarken birine rastladım. Buradan çıktığımı fitlemesin diye, geçerken şöyle yarı buçuk kulağına konduruverdim. Ay bu memleketin adamları ne yaman geveze olmalı ki, ağızlarında bakla ıslanmıyor. Sen şimdi beni dinle.