Kulağımın dibinde fısıldıyordun: "Burası olduğundan eminsin değil mi Ato?" "Eminim yoldaş! Memo Dayı'nın evi şu kayaların hemen dibindedir. Bu konularda kendime güvenmediğim için, evden ayrıldığımızda yolun kenarına çıkıp defalarca bakarak bu ka­yaları belleğime kazıdım. Bir daha hiç soru sormuyorsun. .. Tüm dalgınlığıma,
Daha da tehlikeli olan, yasadışı kişilerin sık sık buralarda görünmesiydi. Katiller, kaçakçılar, haydutlar, pezevenkler, her türlü yasadışı işler yapanlar kendilerini buralarda güvenlikte duyuyorlardı. Bu hanlar sultanlığın toprakları içinde sanki ayrı bir sultanlıktı. Buralarda rahatça şarap satılıyor, esrar tüttürülüyor, fuhuş yapılıyordu. Uzun süre, açgözlü bir satıcıyı veya ekmek çalan aç bir adamı hemen cezalandıran Fas polisinin bu hanlara neden girmediğini, bu suçlular sürüşünü neden yakalamadığını ve Tanrı'yı da kullarım da hoşnut edemeyen bu insanları neden cezalandırmadığını merak etmişimdir. Bu nedeni anlayabilmem için uzun yıllar geçmesi gerekmedi. Sultanın ordusu sefere çıktığı zaman han sahiplerinden, karşılığı ödenmeksizin askerlerin yemeklerini pişirmeleri isteniyordu. Orduya yaptıkları bu yardımdan ötürü sultan onların istediklerini yapmalarına göz yumuyordu. Öyle görünüyor ki bütün savaşlarda düzen, düzensizliğin suç ortağı oluyor Kendimizi böyle bir handa bulmamak için Karaviyyin Camisi yakınında varsıl tacirlerin konakladığı bir hana indik. Oda kiralan başka her yerdekinden daha yüksek olmasına karşın bu iyi hanlar hiçbir zaman boş kalmıyordu, odaları hep dolu olurdu.
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kanatlar
Akşamüstü, serin, işten çıktıktan sonra bazı bazı bir acaba ne yapsam hali çöker ya üzerinize, her gün aynıymış gibi gelir, öyle. Takıldığımız meyhanenin yerine lahmacuncu açtılar. En kötü oturuyor iki çift lafın belini kırıyorduk. Yorgunluğa iyi geliyordu. Tüm masalar da tanıdık olunca… Atlasam deniz kenarı bir kahvede çay içsem? On beş dakikalık
..... KORKARIM
Kime yazdırayım derimdi yâda Ben mâhir değilim ilm-i imlâda Gezdim boş boşuna ışık dünyâda Bir gün kabrim zindân olur korkarım Çünkü Hakk'a yarar âşık değilim İrfân meclisine lâyık değilim Uyku basmış beni ayık değilim Birden âhir zamân olur korkarım İlm-i imlâ: Kurallara uygun yazı bilgisi, ilimle meşgul olma. İrfân: Bilmek anlamak ilahi bir feyz olarak kâinatın sırlarını bilme. kalmakâl: Gürültü. kün: Ol. âbâd: Mamur, şen, bayındır. hasenât: İyilikler, hayırlı işler.
Söylediğimiz ve yaptığımız şeylerin gereksiz olanlarından vazgeçersek, hem boş zamanımız hem huzurumuz artar. Bu yüzden her seferinde şunu hatırlamak gerek: Bu gereksiz bir şey mi? Fakat yalnızca yaptığımız gereksiz işleri değil, gereksiz düşüncelerimizi de azaltmamız gerekir, böylelikle bunları gereksiz işler izlemez.
Sayfa 34
Vakit bulunamazmış; bu da diğer bir safsata. Vakitlerimiz boş işler, boş şeyler ve hiçlikler ile o kadar heba edilmektedir ki "Vakit bulamıyorum! " diyenlere şaşırmamak elden gelmez. Vakit bulamıyorlar değil, vakit bulmayı bilmiyorlar.
Sayfa 242Kitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.