Her şey O'ndan, O değil... Her şey kendi derecelerinde Gayr... Gayr, gölge gibi, ama gölge onu ifâde etmiyor; gayr, ne O, ne O değil... Al sana, "olacağını olmak" düşüncesinin, varoluşun hakikati, aşkın hakikati; "ben"den kurtulmak, ben deyişin mevzuunu kaybetmesi, kendinden geçmek hakikati, solmaz renk-geçmez ân'a varmanın hakikati... Al sana, sümüklü Yunus Emre severlerinin anlamadığı, onun, hürriyetin ve aşkın mutlak hâlini ifâdesi: "Rengine boyandım, solmazam artık!"
Yalan sözlerden, sahte gülüşlerden, boş geçen ömürlerden bıkmıştım. Hayatın renkleri artık mutlu etmiyordu beni. Renksizlerin rengine boyandım. Dilsizlerin dilini öğrendim.
Çoğu zaman kitapların üzerinde uyuyakalır, ne zaman uyuduğumu bilmezdim. Geceler yoldaşım olmuştu; gündüzler ise sınav salonum.
İş,ölümü hayâlden başlayıp ölümü delmek...
O da âlet,o da vâsıta...
Alet içinde alet, vâsıta içinde vâsıta, gâye içinde gâye...
İş,Allahta ebedî sâfâya ermek...
"Boyandım rengine solmazam ayruk;
Âşıkım, âşıkım, ölmezem ayruk;"