Kurtarma mesafesi seni günlük kötü ihtimallerden korumaya yarıyor sadece ama kötülüğün, zalimliğin boyutları artık bizim gibi sıradan insanların bireysel olarak başedebileceğininin katbekat üzerinde. Ormanları yıkıp yakıyorlar, koruyanları coplayıp, gazlıyorlar. Gıdamıza zehir katıp parayla bize satıyorlar. Havaya, toprağa, suya hasret beton yığınlarının arasına hapsediyorlar. Umudumuzu canlı tutmak, neşemizi bulmak kolay olmuyor, ne yalan söyleyeyim. Bazı dönemler iyice zorlaşıyor. Depremden beri benim içine düştüğüm dönem gibi. Muhakkak ki bu dönemi başka türlü hatırlayacaksın, ki sık sık da bendeki başkalıklara dair farkındalıklarını söylüyorsun. Ama iyileşmek, yaşama sevincimi yeniden bulmak için çabalıyorum. Biliyorum ki karanlık olduğu kadar aydınlık da var. Kaybettiklerimiz kadar kazandıklarımız, eksiklerimiz kadar fazlalıklarımız da var. Seni tüm kötülüklerden koruyacak gücüm yok ama elimden geleni yapmaya ve engel olamadıklarımda yanında durmaya yetecek çok, çok ama çok sevgim var.
Kitap uslubuyla, kurgusuyla oldukça özgün, dialoglar üzerinden hikâyeyi anlatıyor yazar. Ama sen sever misin bilmem, ileride nasıl bir okuyucu olacaksın bilmiyorum. Sinir bozucu bir yandan ayrıca ama körlük, kaçış ve inkar ya da daha çok çaresizlik böyle katmanlı ve aynı zamanda sade nasıl anlatılabilirdi? Tavsiye etmekte çekimser kaldım kendim çok etkilenmeme rağmen, artık sen kendin karar verirsin