"...Takmadı verdiğim yüzüğü. Askerden dön ondan sonra dedi. Sonrasını biliyorsun zaten. Şuan başkasıyla evli… İşte bu morukcum. Anlat anlat dedin, bak anlattım.”
“Eyvallah.”
“Buradan çıkacak sonuç şu; kafanda bir profil oluşturuyorsun ve ona aşık oluyorsun ama gerçek öyle değil. Önceden beni sevdiğini sanırdım. Belki de yanılıyordum. Belki de sikinde bile değildim onun. Kız benim yerime kariyerini tercih etti bir nevi. Haklıydı da sonuna kadar… Geçenlerde aklıma ne geldi biliyor musun o evlendikten sonra?”
“Ne?”
“Aşk diye bir olay var. O aşk dedikleri olay ne biliyor musun?”
“Ne?”
“Aptallıktan başka bir şey değil. Harcadığım paranın haddi hesabı yoktu, harcadığım zamanın haddi hesabı yoktu. Ama şu bir gerçek ki; öğrendim. Tecrübe dedikleri olay bu olsa gerek.”
“Peki sen kadere, kısmete inanır mısın? Evleneceğin kadın belli mi? Tarihi, saati belli mi?”
“Yıllar önce yine Ufuk’tan duyduğum şeyi söyleyeyim sana; olacağı varsa olur morukcum. Çokta şeyapmamak lazım.”
“Eyvallah” dedim ve tokuşturduk son biralarımızı.
Çoğumuz yaşayarak öğrenmişizdir birçok şeyi. Kaç kere konuşulmuştu yaptığımız bu diyalog? Kaç farklı zaman diliminde birileri anlatmıştı en yakın arkadaşına sevdalısını? Kaç kişi aşk acısı çekmişti ya da çekiyordu o anda? Ne ilk ne sondu.