Acı çekerek doğurduğun çocuk ölecek ha? Hem de hayatının baharında. Eğer asker olursa al kanlara boyanacak, bu apaçık. Babası gibi pek atılgan. Ama akıllanmazsa bok yoluna gidecek. Kâğıt söylüyor bunları. (Ona bağırır) Akıllanacak mısın?
355 syf.
9/10 puan verdi
·
29 günde okudu
Sıfatları Kaldırırsan Geriye Gerçekler Kalır
Şu cümle üzerinden kitabı yorumlamak istiyorum. "Sıfatları kaldırırsan geriye gerçekler kalır". Bu kitap dönemin siyah-beyaz ırkçılığını bir çocuğun gözünden anlatmış. Bir çocuğun gözüyle anlatmış olması da kitaba bakış açınızı degistiriyor. Çünkü bir çocuğun sözlüğünde hiçbir zaman insan sıfatlarla açıklanmaz. Bu sebeple olayları en doğru şekilde değerlendirebilecek yetiye sahip olanlardır. Kitap; dönemin sosyal hiyerarşisi, ırk ayrımcılığı ve çocuk yetiştirme gibi olaylarına değinmiş. Bülbülü öldürmek metaforu masum insanların haksızca zarar gördüğü yerlerde ortaya çıkmış. Scout, boo Radley'i incitmenin bülbülü vurmak gibi birşey olduğunu söyler... Radley ise masumiyetin simgesidir. Bana kalırsa Radleyin Maycomb'dan uzaklaşıp asosyal bir hayat yaşamasının sebebi de insanların iki yüzlü, ayrımcı, gaddar kişiliğinden bıkmış olmasıdır. Atticus müthiş bir baba figürü. Kendi oğlunun yargılanması konusunda oldukça dürüst davranıp Ewell'in ölümünün aslında kendi oğlundan değil Radleyden kaynaklandığını anlayınca olayı örtbas etmesi de beni ayrıca etkiledi.
Bülbülü Öldürmek
Bülbülü ÖldürmekHarper Lee · Sel Yayınları · 201472,9bin okunma
Reklam
Kaşlarını inceltmiş, yanağına bir ben kondurmuş, rastık ve sürme çekmiş, allık sürmüştü. Hâsılı, donanmış etmiş, odama öyle gelmişti. Hayatından pek memnundu anlaşılan ve farkında olmadan sol işaret parmağını ağzına götürüyordu hep. Bu latif kadın, Suren ırmağı kıyısında körebe oynadığımız, entarisi kırmalı ve siyah, kendisi ince, zarif o kız mıydı? Halleri çocuksu, özgür ve eteğinin altında bacakları göründükçe heyecanlandığım o kız mıydı? Şimdiye kadar farkına varmamıştım, şimdi gözlerimin önünden bir perde kalkmıştı sanki. Bilmiyorum niçin, kasap dükkanındaki koyunlar geldi aklıma; büyük bir parça etten farksızdı o ve eski çekiciliklerinin hepsini yitirmişti. Boyanmış, süslenmiş, dolgun bir kadın olmuştu; yaşamayı düşünen, katıksız bir kadın! Karım! Korkuyla görüyordum: karım büyümüş, akıllanmış, bense çocuk kalmıştım. Hattâ yüzüne, gözlerine bakmaktan utanıyordum. O, ben hariç, kendini herkese veriyordu, fakat ben, onun çocukluğunu belli belirsiz tekrar yaşayarak, kendimi teselli ediyordum. Saf masum bir yüzü, geçici, süreksiz halleri vardı çocukken, ve yüzünde ihtiyar hurdacının diş izleri yoktu henüz. — Hayır, aynı kimse değildi bu.
"UNİCEF ve BÜYÜK (!) HİZMETLERİ!.."
Evet.. Yine "Unicef" kurumunun insanlığa büyük hizmetlerinden biri ile mi karşı karşıyayız,yoksa ferasetsizliğimiz, basiretsizliğimiz, yediğimiz tokatlara doymayışımız ile mi karşı karşıyayız bilemedim! Hiç mi akıllanmaz bir insan, hani Müslüman aynı delikten iki defa ısırılmazdı? Isırılmadık yerimiz kalmadı ümmet olarak. Ama
158 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Son Mustafa Kutlu incelemesi
Kitap bence konusu ne yaparsan yap iyisini yap bedir çok iş yaptı ama hiçbirine asılmadı doğru düzgün rahat yetişmiş bir çocuk ama sabırdan yoksun bir insan hayat ona çok seçenek sundu hepsini tuttu ama başaramadı zamanın değerini bilmedi çok kazık yedi akıllanmadı bu akılılsızlık en sonunda kafasını yedirttirdi ve bitti tabuttan kalktığında sadece hiçlik vardı
Hesap Günü
Hesap GünüMustafa Kutlu · Dergah Yayınları · 20151,745 okunma
Hacı..
Bu çocuk akıllanmaz mı? Hiç mi yani....
Reklam
50 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.