"İskender Pala/OD"
"Bir Yunus Romanı"
Tarihi kitaplara karşı mesafeli tavrımı bir kenara bırakıp, "artık okumalıyım" dediğim bir vakitte, İskender Pala'yı okuma listeme dahil ettim.
Öncelikle kitabın konusunu sevdim. Teslimiyetten, hasretten, bekleyişlerden, muhabbetten, gerçek aşk ateşinden beslenmiş 'Bir Yunus Romanı'...
Sonrasında yazarın üslubunu sevdim.
İskender Pala'nın kalemindeki inceliği, itinayı sevdim. Bir de bazı kelimelerin manasını teferruatıyla öğrenmek çok hoşuma gitti. "Süveyda" gibi, "fena" gibi, "sır" gibi...
Kelimelerin üzerinde duran, düşünen, düşündüren kalemleri seviyorum. Bu kitapta da yazarın kelimeleri kullanmadaki mahareti, kitabı daha etkili kılıyor.
Bu romanın kalbimde yer bulmasının bir sebebi de "bekleyişlerdi".Evet 'bekleyişler'. Bakın nasıl kelimelere döküyor İskender Pala bu uzun bekleyişleri;
"Uzun bekleyişlerin kalbe yansıyan ihtilalleri olur Molla Kasım; geceler boyu yalnız ve sessiz beklerken pek çok şeyi yeniden düşünür insan. Hani, yabancı bir sesi duymak isteyen nöbetçi kulaklar, kendi iç sesini dinleye dinleye sabah eder ya!"
Son olarak; fikrimce çokça altı çizili satırlar bırakacağınız, hem zihninizde hem kalbinizde yer edinecek, belki tekrar okumak isteyeceğiniz ve size "Asıl bilinmesi gerekenin Allah olduğunu" yeniden hatırlatacak bir roman.
Ve altı çizili satırlardan;
"Tortulu sular arı duru olur sevgiyle; bulanıklar berraklaşır. Ve şifa bulur sevgiden tüm dertler. Ölüleri diriltir sevgi; sultanları kul eder... 'Bilmek'tir sevgi... Noksan bilgi ise ayrımı olmayan bir hezeyandır; şimşeği güneş sanır!.."