İşte yüzünde badem çiçekleri,
Saçlarında gülen toprak ve ilkbahar.
Sen misin seni sevdiğim o kavga,
Sen o kavganın güzelliği misin yoksa...
Adnan Yücel
Yürü üstüne üstüne,
Tükür yüzüne celladın,
Fırsatçının, fesatçının, hayının.
Dayan kitap ile,
Dayan iş ile,
Tırnak ile diş ile,
Umut ile sevda ile düş ile,
Dayan rüsva etme beni.
Öyle yıkma kendini,
Öyle mahzun, öyle garip…
Nerede olursan ol,
İçerde, dışarda, derste, sırada,
Yürü üstüne üstüne,
Tükür yüzüne celladın,
Fırsatçının, fesatçının, hayının…
Dayan kitap ile
Dayan iş ile.
Tırnak ile, diş ile,
Umut ile, sevda ile, düş ile
Dayan rüsva etme beni.
Utanırım,
Utanırım fukaralıktan,
Ele güne karşı çıplak…
Üşür fidelerim,
Harmanım kesat.
Kardeşliğin, çalışmanın,
Beraberliğin,
Atom güllerinin katmer açtığı,
Şairlerin, bilginlerin dünyalarında,
Kalmışım bir başıma,
Bir başıma ve uzak.
Biliyor musun?
Aşka zaman bulamadan gideceğiz,
İçimizdeki sonsuz sevgileri,
Acının tabutuyla toprağa vereceğiz,
Kim bilir,
Belki yürürken belki yatakta,
Bir yürekte bin şiir götüreceğiz.
Bu çelişkili yürüyüşler içinde,
Bizden ne kalır ki geriye,
Bir ölenle ölebilmek,
Bir gülenle gülebilmek,
Mutluluğuna sevinmek insanlığın,
Kan ağlamak ölümlerine,
Ve Afrika'lı kapkara bir acıyı,
Duyabilmek bembeyaz yüreğimizde.
Sonra dedim ki, söz ver kendine,
Denizleri seviyorsan dalgaları da seveceksin,
Sevilmek istiyorsan önce sevmeyi bileceksin,
Uçmayı biliyorsan, düşmeyi de bileceksin,
Korkarak yaşıyorsan yalnızca hayatı seyredeceksin.
Friedrich Nietzsche