Sebastian fitzekden okuduğum ilk roman ve herkesin diğer kitaplarına oranla bunu daha sönük bulmasıysa yazara olan ilgimi, merakımı arttırdı diyebilirim. Kitap tam anlamıyla bir gerilim romanı, genellikle korku ve gerilim birbirine karıştırılır; korku kitabında aynı zamanda gerilim olabilir ancak gerilim kitabında korku olmayabilir. Bir gerilim kitabından acaba ne olacak diye aklımı karıştırmasını ve psikolojik olarak da germesini beklerim ve kıymık bunu başardı diyebilirim. Son sayfalarına ve olaylar çözülene kadar ne ne değildir bir türlü anlamadım.
Kitabın konusudan kısaca bahsedecek olursak arka kapağında şu yazı bizi karşılıyor ''Hayatınızın en kötü anılarını hafızanızdan silebilecek olsaydınız, yapar mıydınız?''. Ana karakterimiz Marc Lucas kendisinin sebep olduğu bir kaza sonrası karısını ve doğmamış çocuğunu kaybeder, daha sonra bu anıyı sildirmek için bir klinikteki deneye başvurur. Ancak işler hiçte beklediği gibi olmaz evine döndüğünde hiçbir şey eskisi gibi değildir, bütün düzeni alt üst olmuş hiç kimse onu hatırlamamaktır.
Kitabın sadece konusu bile kendine çekip okutturmaya yetiyor kanımca. Daha fazlasını konuşmak spoilera girer diye okuyarak keşfetmenizi öneriyorum. Yazarın ilk kitabını okuduğum için bu kadar övdüm ve beğendim belki de, o zaman doğru bir tanışma oldu diyebilirim. Diğer kitaplarına beklentim baya yükseldi ve okumak için sabırsızlanıyorum :)