Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Onun size verdiği altınsı bakırsı, bakırsı ışığı duyuyor musunuz? Ben kentin içinde, akşamları yürümeyi seviyorum. Geceler boyunca yürüyorum, düş kuruyorum ya ha bire konuşuyorum kendi kendime. Evet bu akşam ki gibi, biraz başınızı şişirmekten de korkuyorum, teşekkürler, çok naziksiniz. ağzımı açtım mı tümceler akıyor. Bu ülke esin veriyor bana zaten. Bu halkı seviyorum ben, kaldırımlarda cıvıl cıvıl cıvıldayan, küçücük evler ve sular arasında sıkışmış, sisler, soğuk topraklar ve çamaşır gibi dumanı tüten denizle sarmalanmış bu halkı. Seviyorum, çünkü çift yönlüdür o. burada ve başka yerdedir."
"İpucu başından beri oradaydı; oyunun başından itibaren. Hamlet şöyle der; Görünen mi dediniz? Olan deyiniz sayın bayan. Görünen yok benim için, olan var. Şunu bir düşünün. Danimarka çürüyüp kokuşmuş. Herkesin Hamletin babası için yas tutması gerekiyor. Annesi özellikle yasta olması gereken kişi. Hamlet'in kral olması gerek. Bunun yerine
Reklam
Kayınpederinin dünyasını düşündü: başını kaldırmadan çalışan insanlar, durmadan biriktiren yorgun yüzlü erkekler. Burada olduğumu bir bilse. Sizden gizli biriktirdiğim paralarla. İyi. Yüzü güldü. Otomobili almakta acele ettiğinizi söylemiştim. Önce başınızı sokacak bir yer lazım, demiştim. Senin gibi bir daha başımı çıkarmamak için mi babacığım?
Sayfa 572Kitabı okudu
Büyükanne. Aklaşmış saçlarını toplamış, yüzü ince. Sıska bacakları. Hep mutfakta, midesine bir bıçak dayamış olarak yakaladığım büyükanne, hareketsiz. Ne kendi kıpırdıyor, ne de bıçağı kıpırdatıyor. - Ne yapıyorsun burada? diye soruyor çocuk. - Kendimi öldürmeye çalışıyorum. Anıların tüm görüntülerini vermeyeceğim. Sonsuz gerideler.
Millet, burada paylaşım yapan bir tek ben miyim, yoksa ayarlarda mı bir şey var? :)
Kaybettiğimiz ruhlara, Tam 13 yıl oldu. Eğer Tanrı varsa ve canı sıkıldıkça dünyayı çeken uydusundan burayı izliyorsa, benim gibi kadınların kanallarına denk geldikçe kanalı değiştiriyordur. Bizi eski bir Türk filmi dramında bayağı buluyordur, yüksek zümre edebiyatını seven züppe yaratıcı. Ondan ölesiye nefret ediyorum,
Reklam
Garson: Efendim,sizleri burada görmek büyük mutluluk! Cemal Süreya: Kim istemez ki mutlu olmayı? Ama mutsuzluğa da var mısın? Garson: Anlamadım efendim? Can Yücel: Geldiğin kadar değil, göründüğün kadar mutlusun ve sakın unutma; gittiğin kadar değil,hak ettiğin kadar unutulursun… Garson: Anlıyorum efendim…Neyse, ne alırdınız? Nilgün Marmara:
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.