Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.26
Sizi aldatan eski sevgilinizin evinin camını kırdığınızı sanarken, bir yabancının camını kırdığınızı anladığınız o an ne hissedersiniz
Çünkü tam bir yalancı olan eski sevgiliniz, size kendi adresi diye yakın arkadaşının evinin adresini vermiştir Camı kırıldığı için haklı olarak sinirlenen Acar, Burçak’ı dinledikten sonra gerçekleri öğrenir. İntikam zevkini bile elinden alan eski sevgiliye ulaşmanın bir yoluda Acar’dan geçiyor. Ama olmadık bir anda Burçak’ın apandist ağrısı ortama dalınca işler karışıyor İlerleyen sayfalarda Acar ve Burçak tutulması kaçınılmaz oluyor
Romantik komedi severler için harika bir kitap. Hem eğlenerek okuyup, hem de hesapta olmayan bu aşk tutulmasının keyfini çıkarın
Fevkalade.
Bu kitap olay örgüsünü daha da kuvvetlendirmiş, sonunda beklenen hesaplaşmayı susamış gibi bekleyen okuyucuya sunan ve gerçek anlamda son 50-60 sayfada nefesinizi tutarak okuyacağınız bir eser. Bir seri katilden yola çıkarak Harry’nin başına gelenler, onca olayın arasında Rakel ile işleri yoluna koyup koymayacağını düşünmesi, Oleg’i korumaya çalışması, iş hayatının kritik eşiklerde oluşu… Her şeyiyle kitap sizi içine çekiyor. Nesbo bu eserde daha az kargaşaya yer vermiş ama daha çetrefilli bir olayın düğümlerinin çözülüşünü yazmış. Harry ve Barli’nin karşı karşıya geldiği sayfaları mest olarak okudum. Hele Waaler ile hesaplaşma… Gerçekten harikaydı. Çok keyifli ve serinin önceki suçları kadar aklı bulandırmasa da meraktan çatlatan bir olayı işliyordu kitap. Serinin sonraki kitabı Kurtarıcı ve ben kurtarıcının kim olduğunu şimdiden merak ediyorum. Kurtarıcı’da görüşürüz Harry.
İnsanın boğazında koca bir yumru bırakan kitap.
İnsanı hüzünlerden hüzüne sürükleyen , etkisi haftalarca geçmeyen bir kitap. Psikolojik durumunuz kötüyken ve üzgünken bu kitabı okumanızı tavsiye etmem. İnsan Burçağın hikayesini okurken çok üzülüyor ve etkileniyor. Hayatta en önemli şeyin sağlığımız olduğunu bir kez daha yüzümüze çarpan bir kitap mavi saçlı kız.
Bir kitaba nasıl nerden başlayacağımı ilk defa bu kadar şaşırdım. Bittiği gibi açıkçası sizinle paylaşmak istedim. Benim için çok çok özel bir kitap. Bazen insanların ismin nereden geldi diye sorduğu zamanlar hiç düşünmeden söylerdim. Ve gerçekten etkileyici özel bir ismim olduğunu düşünüyorum. 95 senesinde vefat eden Burçak'ın 94 senesinde doğan benim için güzel bir anlamı oldu. Ve gelelim kitapta nelerden bahsettiğine..bir genç kızın günlüğü okudukça hafif tebessüm ediyorsunuz. Eğlence hayatı, arkadaşlıkları ve geleceği bu kadar hissetmesi ve yinede her seferinde moralini bozmadan hayatını akışında yaşaması ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor. Hep erteledim okumayı beni gerçekten etkisinde bırakır mı diye. Uzun zaman etkisi benden geçmeyecek gibi. Seni ve ismini yaşadığım sürece özel kılacağım. Fotoğraflardaki gülüşün, enerjin öyle güzel ki unutulmayacaksın..
Mavi Saçlı Kız...
Çevremden pek çok kez duyduğum, çokça tavsiye edilen bir kitaptı. Aslında ilk olarak kitabın gerçek bir yaşam öyküsü olduğunu bilmiyordum, kitabı kitap fuarından almıştım. Okumaya başlamadan önce adetim olduğu üzere kitap hakkında biraz araştırma yaptım ve o sırada kitabın gerçek bir öykü olduğunu anladım. Burçak Çerezcioğlu... 12 yaşında lösemi hastalığına yakalanıyor ve 16 yaşında sonsuzluğa kavuşuyor. Bir insanın o kadar genç bir yaşta ölebileceği gerçeğiyle ilk defa karşı karşıya kalıyordum... Gerçeklerin ne kadar acı olabileceğini anlayamamışsak, en derinden hissettirir bize, ağlatır, hayatı sorgulatır...
"Sabahları
Hasta uyanman istiyorum
Hastaysan eğer
Yaşıyorsun demektir."
Burçak Çerezcioğlu bize, "Ne olursa olsun her zaman umut vardır!" demeyi, "Ne olursa olsun pes etmeyeceğim!" demeyi öğretti. Burçak Çerezcioğlu bize; cesareti, umudu, sevgiyi ve en önemlisi yaşamı öğretti. Huzur içinde yatsın...
!!!SPOİLER UYARISI!!!
BA-YIL-DIM.Bu kitap resmen bir harika.Bir Startup ile ilgili bir kitap.Harikaydı.Sonunda kadın ile ilgili yaptıkları çalışmanın kazanması beni çok mutlu etti.Fakat kitabın bazı yerlerinde çeviri hatası olduğunu düşünüyorum.O yüzden bu kitaba puanım 10/9.Sağlıcakla ve mutlulukla kalın.Allaha emanet olun:))
Pietro, öğrencileriyle çok iyi bağ kuran genç bir edebiyat öğretmeni. Öğrencilerinden, çekici ve zeki Teresa ile mezuniyetinden sonra bir ilişkileri oluyor, bir ayrılıp bir barışıyorlar. Sonunda ilişkilerinin daha kuvvetli olması için Teresa'dan gelen bir öneriyi hayata geçiriyorlar. Birbirlerine karanlık ya da önemli bir sırlarını vermek.
Kitabı bir biyografiden çok Lovecraft eserleri üzerine inceleme olarak değerlendirdim. Ancak kitabın son otuz sayfasında hayatına dair konular ve bunların eserlerine olan etkisinden bahsedilmiş. New York'ta yaşadığı dönemin Innsmouth Üzerindeki Gölge hikayesine olan etkisi çok güzel analiz edilmiş.
Aldık elimize suluboyayı karıştırdık hayatın tüm renklerini .Bir resim yaptık hayalimizdeki gibi fakat biz ressam değildik . Karıştı bütün renkler ,hayallerimiz suya düştü . Hayatın gerçek yüzünü gösterdi bize birbirine karışan renkler . Kabul etmediğimiz bilinçaltına yerleşen hikayeler yaşadık gerçek hayattaki gibi .
Gri renkte Muharrem vardı .Adının gerçek . anlamının haram kılınmış olduğunu geç öğrenen .Ailede temel sağlam değilse neler olabileceği gördük hikayede .Erklik ,var olmak ,güçlü olmak kavramları hep çarptırılmıştı .
Mavi renkte ise aldatılan bir kadını okuduk .Eşi tarafindan hem işgal edilmiş ,hem de ihmal .
Koyulaştı renkler siyaha geldik . Kıskançlığın kapkara hali sardı bedenimi okurken . Babası tarafından öldürülen annesinin hayatına kendini hapsetmiş Burçak'ın hayatı vardı önümüzde .
Alı ,moru , kırmızısı ve beyazında vücut buldu
tüm hikayeler .Bazen kim kurbandı hikayede bilemedik .Geçmiş etkiledi bütün yaşantımızı ,sapkın ilişkiler vurdu bizi bazen . Allayıp pullayıp ortaya attığımız yaşantımızın görünmeyen kısmı çıktı karşımıza hep .
Tablo kötü olsa da anlatım şahaneydi .Hayret ettim ,hak verdim okurken .Koca bir düğüm oldu hikayeler .İsyan etsek te okuduklarımıza bu tablo bizim eserimiz oldu .Yaşamasak ta çok kez gördük biz tobloyu .
Suluboyanın birbirine girmiş bu hikayeleri tavsiyemdir kitap dostları.
Ne tuhaftı bu insan denen varlık, hayran olduğunu kıskanıyor, yakın olduğuna acıyor, öfkelendiğini yüceltiyor, sevdiğini öldürüyordu.
Domenico Starnone, Elena Ferrante değilse Türkçedeki üç kitabını da okudum sayabiliriz Sır sonrası.
Şaka, anlattıkları itibariyle Bağlar'dan önce geliyor benim için. Sır, sıralamayı değiştiremedi, üçüncü sıraya yerleşti.
Büyük açlıkla başladım kitaba. Enfes bir girizgahla da karşılaşınca hız kesmeden devam ettim. Bildiğim Starnone akıcılığı. Yine harika kurgulanmış ve sizi sinir etmeye teşne karakterler, arada unutturduğu "sır", ummadığınız anda mevzuya yeni soluk getiren anlatıcı(lar). Böyle anlatınca acaba çok beğendim de burun mu kıvırıyorum buralarda gibi geldi şu an.
Güzel kitap, okunur.
"Bir sırrım var, söylemem ölene kadar..."
“Küçük bedende büyük bir ruh”
Kitabı okurken onunla çocukmuşumda sanki o zamanlarda arkadaşlık ediyormuşum gibi hissettim. Onunla beraber hayata tutunmasını hastalığını atlatmasını ve içindeki sevgiye layık insanlarla tanışmasına şahit oldum. Açıkçası okurken bunu nasıl 11 yaşında iken yazdığı günlüklerindeki düşünceleri bana çok olgun geldi. Büyük bir ruh resmen. Açıkçası rüyalarında gördüğü şeylerin gerçek hayatta olanlarla bağlantısını okumakta beni epey şaşırtmıştı, Tanrı’nın işaretleri böyle gözüküyor olsa gerek. Kanseri atlattıktan iki sene sonra tekrar yakalanması ve aniden hayata karşı bir çok umudu be bekleyişi varken birden olması.. Çok zordu kitabın gittiğini idrak dahi etmekte çok zorlandım. Bunu bizlerle buluşturan ailesine ve onun istediği gibi kapağını tasarlayan herkese çok ama çok teşekkür ederim. Burçak benimde hayatıma dokundu. Aslında içimde hep Tim ile beraber uzun seneler geçirmesini çok isterdim. Belki tekrardan sevginin gücüyle hayata tutunurdu :/
[Spoiler]
Kitabı okurken her sayfada bir genç kızın kısacık yaşamının günleri, haftaları veyahut ayları birbirini izledi, bense her bir yeni sayfa çevirişimde gencecik bir hayatın sonuna doğru ilerlediğimi bilerek bir katil gibi hissettim kendimi.
Burçak. Amerika, senin orayı sevmenden dolayı güzel. Seni bir süre içinde bulundurduğu için özel. Sense sırf varolmandan mütevellit değerlisin. Küçücük yaşından itibaren bile bir edebiyat eseri ortaya koydun, olayları yorumlayışın yaşını birkaç kata katlardı. Bize kamera, set ve oyunculuk olmadan bir yaşamı seyrettirdin. Acısıyla tatlısıyla bir aile yaşamına, arkadaş ortamına, aşk hayatına ve dünya hakkındaki fikirlerine konuk olduk. Sen zaten, hep hayalini kurduğun, olmak istediğin sanatçısın.
Işıklar içinde uyu mavi saçlı kız.
Beklentimin altında kaldı ama kendini gene okuttu . Ne çok begendim ne çok nefret ettim tam ortasiydi ama bazı yerlerde çok sıktı ve baydı. Hafif fantastik ögelerde vardı ve onlarda cok acikta kalmis gibiydi. O yuzden cok sevemedim.
Öyküler çok lezzetli bir şey yemişsin de tadı damağında kalmış gibi bir his bırakır okurunda. Doyurmaz da tam çünkü o yarım kalmışlık hissisidir sanırım asıl lezzetli olan. Bu ay da apartman kitaplarının peşine düşünce rastladım #dostlarapartmanı ‘na 24 öyküden oluşan bir öykü kitabı. Adını ilk öykü Dostlar Apartmanı‘ndan alınca ben de okuma
Bazen insan dürüstlükle nezaket arasında bir seçim yapmak zorunda kalır
Klasik Amerikan kollej hikayesi. Sanırım yaş aldıkça bu tarz kitaplar sevimli ve sıradan geliyor. Çok sevdiğimi söyleyemem. Ama bazı satırlar gerçekten çok güzel iz bıraktı.
Hikaye ye gelecek olursak Sutter kalsik kızların gözdesi biri. Kitabın rahat 12 bölümü kendisi ve etrafındaki insanları anlatımını içeriyor. Bir gün Aimee ile tanışıyor ve şuana kadar birlikte olduğu diğer kızlardan farklı olması ilgisini çekiyor.
