Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Pippin nefesini tutarak daha yatana ilerledi, adım adım. Sonunda diz çöktü. Elini sinsi sinsi uzatıp yavaşça o tümseği kaldırdı: Pek öyle beklediği kadar ağır değildi. "Belki de sadece bir iki parça bir şeyini koyduğu bir çıkındır," diye düşündü garip bir rahatlama hissiyle; ama çıkını bir daha yerine bırakmadı. Bir süre onu sıkı
Güneyde Boruşehir tarafında gecenin bir yansında insanlar, vadide esen, rüzgarı andıran büyük bir gürültü duydular ve yer sarsıldı; herkes korktuğundan kimse yerinden kımıldamaya cesaret edemedi. Fakat sabah dışarı çıktıklarında hepsi şaşakaldı; çünkü öldürülmüş olan orklar gitmişti; ağaçlar da. Aşağıda, uzaklarda Miğfer Dibi vadisinde çimenler
Reklam
"Eomer ile Aragorn Dip Surları'nda yan yana duruyorlardı. Seslerin uğultusunu ve koçbaşlarının gümbürtüsünü duydular; sonra aniden parlayan bir ışıkta kapılardaki tehlikeyi gördüler." "Haydi! dedi Aragorn. "Birlikte kılıçlarımızı çekme vakti geldi!" Bir ateş gibi koşturarak sur boyunca hızla ilerlediler, basamaktan çıktılar ve Kaya üzerindeki dış avluya geçtiler. Koşarlarken bir avuç kadar güçlü kuvvetli, kılıç kuşanmış adam topladılar yanlarına. Kasaba surunun batı tarafında, köşede, uçurumun sur ile birleşecek şekilde uzandığı yerde, küçük bir yan kapı vardı. O tarafta dar bir patika sur ile Kaya'nın dik kenarı arasından büyük kapıya doğru dolanıyordu. Eomer ile Aragorn birlikte kapıdan fırladılar, adamları da yakından onları izledi. Kılıçlan, tek bir kılıçmışçasına kınlarından şimşek gibi çıktı." "Güthwine! diye bağırdı Eomer. "Yurt adına Güthwine!" "Andüril!" diye bağırdı Aragorn. "Dünedain adına Anddril!" Yandan saldırarak vahşi adamların üzerine hızla atıldılar. Andüril bir kalktı, bir indi beyaz bir ışıkla parlayarak. Surun üzerinde ve kulede bir bağrışma oldu: "Andüril! Andüril savaşa giriyor. Kırılmış olan Kılıç yeniden parlıyor!"
"Eowyn emniyette artık, dedi. "Ama sen Solucandil, sen gerçek efendin için elinden geleni yaptın. En azından bir şeyler hak ettin. Yine de Saruman yaptığı pazarlıkları unutma eğilimindedir. Sana, bu sadık hizmetini unutmasın diye, bir an önce gidip onu uyarmanı öneririm." Yalan söylüyorsun, dedi Solucandil. "O söz dudaklarından
"Yavaş yavaş tekrar oturdu Theoden, sanki yorgunluk Gandalf in iradesine karşı çıkarak yeniden onu ele geçirmek için mücadele edermiş gibi. Dönüp büyük konağına baktı. "Heyhat!" dedi, "bu kem günler benim olsun da bana, barışı hak ettiğim şu kocamış günlerimde denk gelsin. Yiğit Boromir'e ne yazık! Gençler yok oluyor,
"Theoden yavaşça tahtından indi. Divanhanede yeniden soluk bir ışık belirmeye başladı. Kadın aceleyle kralın yanına gidip koluna girdi; yaşlı adam sendeleyen adımlarla yükseltiden indi ve yavaş yavaş divanhaneden geçti. Solucandil hala yerde yatıyordu. Kapılara vardılar; Gandalf kapıları çaldı." "Açın! diye bağırdı. "Yurt
Reklam
"Mithrandir! diye bağırdı Legolas. "Mithrandir!"
Ne hoş bir tesadüf diyorum yeniden Legolas! dedi yaşlı adam. "Hepsi ona baktılar. Saçları gün ışığında kar gibi bembeyazdı; giysileri parlak bir beyazdandı; derin kaşlarının altındaki gözleri pırıl pırıl ve güneşin ışınları gibi deliciydi; gücü elindeydi. Hayret, sevinç ve korku arasında durdular ve söyleyecek tek bir söz
Sıcak ve candan sözler duymak istedi
Hayatının engin denizi aniden kurumuş, atan kalbine baskı yapıyordu. Büyük bir sevgi ihtiyacı hissetti, sıcak ve candan sözler duymak istedi.
Sayfa 42 - Aperatif kitap 4.basımKitabı okudu
(...) her şeyi güç kullanarak yaparlar, hem kılıç kullanarak savaşmaya hem de kılıcın üzerine atlamaya hazırdırlar. Her tür kusura üstün gelen o en büyük kötülük onları esir alır. Diğer kusurlar adım adım nüfuz ederken öfkenin gücü kendini aniden ve büsbütün gösterir. En sonunda diğer tutkuları kendine tabi kılar. En ateşli aşkı alt eder, öyle ki adamlar sevdikleri o bedenleri bıçaklarlar ve öldürdükleri o kişilerin koynuna girerler; en dirençli ve en katı kötülük olan tamahkarlığa önce servetini sağa sola saçtıran, ardından evini ve tüm malvarlığını ateşe attıran öfke, bunlardan sonra tamahkarlığı ayaklarının altında ezer. Niçin? İhtiraslı adamlar en çok kıymet verilen rütbelerini söküp atmaz, kendilerine bahşedilen onurları bile geri çevirmezler mi? Hiçbir tutku yoktur ki öfkenin hükmü altına girmesin.
Sayfa 89 - DOĞUBATIKitabı okudu
“Bizimki gibi bir başka aşk daha olmayacak. Biz anlatılagelmiş en mükemmel aşk hikâyesiyiz.” “Sevgililer Günü saçmalığını” küçümseyen bu adamın dünyadaki en romantik erkeğe dönüştüğüne inanamıyordum. Dudağımı ısırdım. “Biz efsaneviyiz,” dedi arzu dolu bakışlarıyla. “Aşkı­ mız o kadar saf ve gerçek ki, biz tanrıların hayretiyiz.” Kim bu
Sayfa 317
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.