Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Amerikan işgali Irak’ın problemlerini artırdı. Bir ülkeyi yabancılar inşa edemez; yabancı işgali hiç kimseye yaramıyor. Osmanlı İmparatorluğu gürültüyle ve aniden ortadan kalktı. Büyük imparatorluklar artlarında üç-beş yıllık değil, yüz yıllık sancılar bırakır. ***
Sayfa 249 - TİMAŞKitabı okudu
Hayatı doğaüstü, insanüstü yerde bulamazsınız. Çünkü hayat burada.
" Olasılık kanunları , daha basit öncülleri olmaksızın aniden ortaya çıkan bütün kavramları reddeder. Büyük bir ihtimalle kendi varlıklarını Darwinci evrimin (muhtemelen alışılmadık) bir çeşidine borçludurlar : Daniel Dennett'in terminolojisini kullanırsak, ' gök kancasının ' aksine, bir çeşit kendi kendini kademeli yükselten ' vinçlere ' borçludurlar. Gök kancaları (tüm tanrılar dahil olmak üzere) birer sihirli büyüdürler. Gerçek bir açıklayıcılıkları yoktur ve getirdiklerinden daha fazla açıklama gerektirirler. Vinçlerse gerçekten açıklık getiren açıklayıcı araçlardır. Doğal seçilim tüm zamanların şampiyon vincidir. Hayatı, ilkel basitlikten, karmaşıklığın, güzelliğin ve günümüzde bizi büyüleyen görünür tasarımın baş döndürücü yükseklerine kaldırmıştır. "
Sayfa 74
Reklam
''İnsanın kendini değiştirebilmesi her zaman büyük bir devrim niteliğindedir. Devrimler aniden olur gibi görünse de, aslında ortaya çıkışından çok önce başlar hazırlıklar. Öyle yavaş, öyle derinden gider ki her şey, yeraltında faaliyet gösteren gizli örgütler gibi, insanın kendinden bile gizlenirler. Kimseler fark etmeden için için kaynamaya başlayan bir yanardağ gibidir o. Lavlar püskürmeye başladığında artık hareket kendini tamamlamış ve tanımlamıştır. Ne mutlu o devrimi kendi hayatında yapabilenlere..!
Sayfa 421 - Doğan KitapKitabı okudu
Ruhunun aniden dengesizleştiğini, sanki birtakım çatlaklardan, deliklerden, her şeyi bozan bir tür büyük dumanla birlikte benliğinin kaçıp gittiğini hissederdi. O zaman kendisi olmaktan çıkıyor, kaslarına, içindeki kudurmuş hayvana teslim oluyordu.
Oysa kadın öyle bir varlıktır ki,her gün bir parça daha bitirir kalbindeki adamı ve kendini bu acıyı alıştırır,her gün biraz daha acıyı ruhuna doldurur. Büyük bir acıyla aniden karşılaşmak yerine parça parça acıya alışmak sizce de daha akıllıca bir yöntem değil mi?
Şimdi arasam ne derim bilmiyorum, ne dersin, ne kadar susarız? Şimdi arasam seni, arayabilsem.. Bildiğim tüm dillerde “dön” desem sana, diyebilsem.. Bu kadar insan olmasam ben, Bu kadar insan olmasan sen, Böyle gururlu, böyle afsız. Vicdanım acıyor, Sarılsan geçecek, Gelsem şimdi sana, Öyle aniden, Bağırsam biraz gözlerinin içine baka baka, seni nasıl sevdiğimi, Seni nasıl büyük, Seni nasıl anne gibi, Seni nasıl herşeyden çok sevdiğimi bağırsam. Dökülsem sana, Dökülebilsem.. Bu kadar insan olmasak biz, Böyle kibirli, böyle inatçı. Umudum azalıyor. Sarılsam geçecek, Tutup kendime çeksem seni, Öpsem, öpebilsem.. Sen de karşı koymasan bana, Sende karşılık versen hatta. Bu kadar insan olmasak, Böyle bencil, böyle kinci.. İçim yanıyor, Sarılsan geçecek. Bu kadar insan olmasak sevgilim! Haklı sanmasak kendimizi, mükemmel sanmasak, savaşmasak.. Bastırmasak özlemlerimizi, saklamasak.. Özledim, sarılsam geçecek..
Reklam
Şimdi arasam ne derim bilmiyorum, ne dersin, ne kadar susarız? Şimdi arasam seni, arayabilsem.. Bildiğim tüm dillerde “dön” desem sana, diyebilsem.. Bu kadar insan olmasam ben, Bu kadar insan olmasan sen, Böyle gururlu, böyle afsız. Vicdanım acıyor, Sarılsan geçecek, Gelsem şimdi sana, Öyle aniden, Bağırsam biraz gözlerinin içine baka baka, seni nasıl sevdiğimi, Seni nasıl büyük, Seni nasıl anne gibi, Seni nasıl herşeyden çok sevdiğimi bağırsam. Dökülsem sana, Dökülebilsem.. Bu kadar insan olmasak biz, Böyle kibirli, böyle inatçı. Umudum azalıyor. Sarılsam geçecek, Tutup kendime çeksem seni, Öpsem, öpebilsem.. Sen de karşı koymasan bana, Sende karşılık versen hatta. Bu kadar insan olmasak, Böyle bencil, böyle kinci.. İçim yanıyor, Sarılsan geçecek. Bu kadar insan olmasak sevgilim! Haklı sanmasak kendimizi, mükemmel sanmasak, savaşmasak.. Bastırmasak özlemlerimizi, saklamasak.. Özledim, sarılsam geçecek..
Babasının boğularak ölmediğini, boğularak intihar ettiğini aniden anlamıştı. Bir sözcüğün değişmesi ne büyük fark yaratıyor.
Babasının boğularak ölmediğini, boğularak intihar ettiğini aniden anlamıştı. Bir sözcüğün değişmesi ne büyük fark yaratıyor.
Artık bir hayli ihtiyarlamış olan Hayreddin Paşa, tersânenin genişletilmesi ve yeni gemilerin inşâsı ile meşgul olurken ânîden rahatsızlandı. Tabiplerin bütün ihtimamına rağmen kurtarılamayarak 5 Temmuz 1546'da yüce Rabbi'nin "İrciî" (Bana dönün!..) emrine ittibâ ederek rûhunu teslim etti. Devrin şâiri, O'nun vefâtı üzere "Mâte Reis-ül Bahr" (Denizin Reis'i Öldü) sözü ile tarih düşürdü. Bu ibâredeki harflerin rakam değeri, yekûn olarak 953'tü. Bu da O'nun ölüm tarihi olan Hicri 953 tarihine tekabül ediyordu. Düşmanlarının yaydığı "Barbaros" adıyla şöhret sahibi olup tarihe "Barbaros Hayreddin Paşa" adıyla geçecek olan bu büyük insan, öleceğini anlayınca: "-Beni deniz kenarına defnedin ki, rûhum kıyâmete kadar deniz dalgalarının sesini duysun!.." diye vasiyet etmişti. Sağlığında Beşiktaş sâhilinde bir medrese yaptırmıştı. Cenazesi bu medresenin bahçesine, devrin bütün ileri gelir din ve devlet adamları ve on binlerce levendin iştirâki ile duâlar ve gözyaşlarıyla defnedildi.
Sayfa 187Kitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.