Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Türk Edebiyatında, Akif kadar, hayatı şiire ve şiiri hayata sokmuş şair yoktur. Yalnız, bu hayat, merkez olarak alınmamış, o çağdaki Türkiye şartları içinde ve belli bir ışık altında müşahede edilmiştir. Yani hayat, kendi başına bir gerçek olarak alınıp metafizik kürenin dikenli noktalarına dokunmadan tut da, realitenin içindeki eriyişe kadar
OSMAN BATUR DESTANI (*) Kalbde îman, elde kılınç, kemend, yay; Tâ ezelden yaratılmış kahraman!.. Erlik günü Osman Batur Íslâmbay, Kesilirdi bir Attila, Oğuz Han!.. Bir dev'di O, sanmayınız cüce'dir,
Reklam
Genç Sezai, ortaokul yıllarında, ufkunda büyük bir açılım yapacak olan Büyük Doğu'yla tanışır.
Sayfa 46 - KaynakKitabı okudu
Asıl Hayat Ahiret Hayatıdır
“Hayatını kaybetti!” diye yazıyor gazeteler biri ölünce. “Asıl hayat ahiret hayatıdır” mealindeki ayetin işaret ettiği gerçeğe rağmen yazıyorlar. Kur'ân'a inandıklarını söyleyenlerin dilinde dolaşıyor bu ifadenin türevleri: "Canından oldu!" "Yaşam savaşını kaybetti!" “Güneş ışığını kaybetti!” desem onlara bir akşam üzeri, büyük ihtimal itiraz ederler. "Güneşin ışığı var ama sen görmüyorsun!" diye aptallığıma hükmedecekler. Hayat dediğimiz eşsiz lütuf bu dünyanın ufkunda bir gün doğmadı mı? Güneş gibi zirve yapıp gençlik çağında, ihtiyarlığın ikindisinde sararıp solup sonunda ölüm dediğimiz bir batışla gözlerden yitmedi mi? Öyleyse sormalı değil miyiz? Bu dünyada umulmadık bu hayatı yaşamaya değer görülen biri, dünyanın ufkunda gözden kaybolunca hayatını kaybeder mi? Onu hiç ummadığı halde bu ömrün doğu ufkunda hayat sofrasına alan, hep umduğu, her daim istediği, kalbinin çığlıklarıyla duasını ettiği sonsuz ömrü ondan esirger mi? Hayır, hayır; kimse hayatını kaybediyor değil; aksine kazanıyor, yeni baştan kazanıyor. Vasiyetimdir; ben ölünce arkamdan “Senai Demirci hayatını kaybetti!” yazmayın. Yoktan var edenin var olmaya layık gördüğünü kim yok edebilir! Hesapsız hayat lutfedenin hayatta tutmaya değer gördüğünün kaybedeceği hayat mı olur! Bir kez O'nun nazarına hayat sahibi olarak görünmeyi hak eden, O'nun gözünden düşer mi hiç!
MEKKE DEVRİ UZUN SÜRER DOĞU TÜRKİSTAN'DA!
. İFAM'da dersler bitmiş, kardeşler hasbihâl için konferans salonunda toplanmıştı. Birkaç öğrenci meramını ifade eden vecîz konuşmalar yaptıktan sonra sunucu, kürsüye Doğu Türkistan'lı Abdüsselam'ı ça ğırdı. Kendine has türkçesiyle hayatını ve İFAM'a nasıl geldiğini anlattı. Ben de size hülâsa edeyim: Abdüsselam, on dört
Sayfa 117Kitabı okudu
29 Nisan 1951
OSMAN BATUR DESTANI (*) Kalbde îman, elde kılınç, kemend, yay; Tâ ezelden yaratılmış kahraman!.. Erlik günü Osman Batur İslâmbay, Kesilirdi bir Attila, Oğuz Han!.. Bir dev'di O, sanmayınız cüce'dir,
وسپان باتىر; Оспан батыр