Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
140 syf.
10/10 puan verdi
"Sıra yaşamı mutlu kılanın ne olduğunu açıkça görmeye geldiğinde, ışık el yordamıyla aranır"
Seneca
Bauman'ın bu eseri uzun bir giriş bölümü, sonrasında üç ana bölüm ve son sözden oluşmaktadır. Kendim için tanımlayacak olursam bu kitap "Büyük bir eserdir." Tekrar okuyacak olduğum bir eser olmasına rağmen bu defaki okumadan
Son Ada Distopik bir eser olarak geçiyormuş lakin ben de bu tanımı tam anlamıyla karşılamadı.
Kendi ütopyasını kuran ada halkının adaya düşen yıldırım(Başkan) ile distopik bir hâl alıyor.Ama neye göre distopik???
Yaşar Kemal'in referansı ve övgüleri ile başlayan bu romana büyük beklentiler ile başladım lakin tam bir hayal kırıklığı yaşadım ki teknik hatalarını,mantık hatalarını,kendi ile çelişen o cümleleri ile ben gerçekten Livaneli kitabı mı okuyorum oldum.
1)Adada bir evin satılması üzerin e eski devlet başkanı oraya yerleşir ve kendi yönetimini ilan eder bu yönetim aşamasında da kendine yandaş toplar ki bu adanın ilk sahibi olur.Zamanla diğer ada halklarını tapunuz yok diye korkuturlar ee madem tapuları yok o ev nasıl satıldı da başkan oraya yerleşti??
2)Başkan adaya yerleşmeden önce adamlarını yollar ve duyumlara göre adalilarin kulağına burada yaşayanlar hakkında detaylı bilgiye sahip olduğu söylenir.Ama kitabın sonlarına doğru sakladığı kimliklerin ortaya çıkmasından korkan karakter ortaya çıkıyor peki bu nasıl bir çelişki?
3)Baskanlik yaptığı süre boyunca defalarca suikaste uğrayan hala daha terör saldırısından kaçan bu adam bir siyasi suçlunun bulunduğu bu adaya yerleşti kitabın sonlarına doğru mu öğrendi bu kimliği ee hani her yaşayan hakkında yeterli araştırma yapılmıştı?
4)Distopik özellik taşımayan bu kitapta sadece bir lider ve sürü psikolojisi konu alınmaktadır onun haricinde dili oldukça basitti kesinlikle beklentimi karşılamadı tam bir hüsran...
Uzun zamandır - yaklaşık 8 ay ediyor- Stephen King okumamıştım. Ve bu kitap, okuma listemde bile yer almıyordu. Ayrıca kısa bir zaman önce de kitapla aynı ismi taşıyan diziye de izlemiştim. Ama hikayeyi genel hatlarıyla bilmeme rağmen okurken büyük keyif aldım. Hatta okuduğum en iyi King kitapları arasında ikinci sıraya yerleşti 22/11/63. Dizi
On İlkemiz - Hasan el-Benna
Beyan Yayınları / 95 syf
Puanım : 7
Hasan el Benna, Mısırlı siyasetçi ve dinsel önderdir. Kendisi Müslüman Kardeşler örgütünün kurucusudur. 1930 yılları itibariyle Süveyş Kanalı yakınlarında bir okulda müderrislik görevi yaparken, ülkedeki İngiliz faaliyetlerine yakından şahit olmuş ve gördüğü olaylar neticesinde "Müslüman Kardeşler" grubunu kurarak İslam bayrağının dalgalanmasını, dinin özüne dönmesini hedeflemiştir. İlerleyen zamanlarda örgüt Mısır'ın hemen her kesimi tarafından desteklenmiş ve ülkeyi temsil eden bir siyasi güç haline gelmiştir. Böyle büyük bir güç yönetim tarafından tehlikeli görülmüş ve çeşitli propagandalar ile galeyana getirilerek Hasan el-Benna hükümetin göz yumduğu bir suikast sonucu öldürülmüştür.
Esere gelecek olursak ; bu risale davanın yüceliğini kabul eden, samimiyetle bu yolu güden ve fikirlerin yüceliğine inanan Müslüman Kardeşler'e ithafen kaleme alınmıştır. Risalenin başlığını temsil eden on ilke Müslüman Kardeşler'in bağlılık ilkeleridir. Bunlar "amel, cihad, kardeşlik, güven..." gibi değerlerdir. el- Benna ilkelere sahip çıkmayı ve asla terk etmemeyi öğütler. Bu ilkelere uyulması durumunda İslam Asrı Saadet dönemindeki haline dönecek ve problemlere çözüm bulunacaktır. Kitabın dili çok yorucu değildi fakat akıcıda sayılmaz. İlkelerinden ziyade önce bu teşkilatın özünü ve davanın sürecini okumayı isterdim. Şayet konuyla ilgiliyseniz bu eserden önce farklı bir kaynak okuyarak bilgi edinip daha sonrasında ilkeleri okuyabilirsiniz.
1 Kişiyi Öldür Milyonları Kurtar
2. Dünya Savaşı onlarca milyon insanın ölümüne neden olmuş dünya tarihinin en kanlı savaşıdır. Konvesyonel silahlanmalar ve yeni icatlarla birlikte kitlesel ölümler çoğalmış, şehirler adete yok edilmiştir. Savaşı kısa sürede sonlandırmak adına savaşan taraflar birbirlerinin liderlerini hedef alacak saldırılar düzenledi. Özellikle Hitler'in öldürülmesi için büyük bir çaba gösterildi fakat başarı sağlanamadı. Eser de Türkiye üzerinden Almanların, Rus lideri Stalin'i öldürmek için bir ekip yolladığı da anlatılıyor. Bazen bir kişinin ya da birkaç binin öldürülmesi, milyonlarca insanın öldürülmesinden iyidir diyebileceğimiz sonuçları ortaya çıkarır. Devletler için önemli olan husus devletin yaşamasıdır, insanların değil. Bazen kendileri bile kendi öz evlatlarını öldürebilir. 2. Dünya Savaşı'nın perde arkası suikastlarını detaylı bir şekilde göreceğiniz güzel bir eser.
Dikkat spoiler içerir.
Suskun adında bir adam zamanında babasını ve Hakikat Loncasını bırakıp uzaklara gitmiştir. Neferet adında bir doktorun kızı olan Işık'a aşık olur ve kendisine gelen çağrı ile Teb'e yani Hakikat Loncasına doğru yola çıkar. Bu arada saldırıya uğrar ve çiftçi babasını terkedip Lonca'ya üye olmak isteyen Cesur tarafından kurtarılır. Cesur büyük bir ressam olmak ister. İkisi de farklı yollardan Lonca'ya gider. Ramses zamanında lonca başkanına Cesur ile ilgili olarak iyi düşünmesini tavsiye eder. Zor da olsa ikisi de Lonca'ya üye olur. Suskun Nefer, Cesur da Paneb adını alır. Teb şehrinde çok da önemli olmayan ancak hırslı bir adam olan Mehi'nin büyük planları vardır. Hazinedar'ın kızı Serketa ile evlenir ve giderek Teb siyasetinde büyük bir rol oynamaya başlar. Amacı Hakikat loncasını yok etmektir. Zamanında kendi öldürdüğü bir nöbetçinin suçunu Nefer'e atıp loncanın saygınlığını azaltmak ister. Ancak Bilge kadın sayesinde bu komplo engellenir. Polis şefi Sobek, bu işin peşini bırakmaz ancak Mehi giderek yükselmektedir. Hatta Ramses'e bile suikast düzenler ancak Cesur sayesinde bu olay engellenir. Hızla lonca içinde yükselen Nefer ile, güçlü kuvvetli olup Uabet ile evlenen ve ressam olmak için yorulmadan çalışan Cesur gelen bir haberle sarsılır. Ramses ölmüştür ve loncanın onun piramidini tamamlaması gerekmektedir. Acaba bundan sonra neler olacaktır? Loncayı bekleyen tehlike ne durumdadır? Cesur ve Nefer ne yapacaktır? Işık Taşı serisinin oldukça güzel ilk romanı.
