Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.31
Tarihin Kıskandığı Lider / Naim Babüroğlu
Canım Atamile ilgili o kadar çok kitap okudum ki bilmediğim çok şey yoktur diye düşünmüştüm kitabıma başlarken; ama yine yanıldım, yine şaşırdım, yine hayran kaldım söz konusu ATATÜRK olunca.
Doğumundan maddi varlığının aramızdan ayrılışına kadar geçen 57 yıllık kısacık yaşamına sığdırdıklarını
·
Puan vermedi
Gatsby gerçekten de muhteşem mi? Pek sanmıyorum. Tabii ki yaşadığı dönemde birçok olumsuz olaydan sonra kendisini baştan yaratmasıyla başarılı sayılabilir. Ancak hayatta sadece bir şeyi amaç edinip geri kalan her şeyi ‘kendini dahil’ unutmak pek mantıklı ve akıllıca değil. Kendisine yer yer üzüldüm. Keşke lakabı gibi gerçekten de muhteşem olup muhteşem bir hayat sürseydi. Kitabı elime ilk aldığımda öyle tahmin etmiştim, yanıldım. Kitaba yönelik en büyük eleştirim ise olayların kopukluğu. Bir an evin içindeki bir olay anlatılırken birden dışarıda bahçelerin içinde buluyoruz kahramanları. Bundan hoşlanmadım. Kendi kendime bağlantı kurmaya çalışırken açıkçası yoruldum. Elbette döneminde ses getiren bir kitap ancak bir roman olarak değil de kesinlikle bir filme uygun bir anlatım. Zaten filmi de var. Okuyayım mı filmini mi izleyeyim diye soracak olanlara vakit kaybetmeden filmini izleyin derim.
Büyük beklentiyle başladığım kitapların böyle hayal kırıklığı yaşatmasını gerçekten çok üzücü buluyorum. Gerek kapağı, gerek verdiği hava olsun mükemmel bir hikaye okuyacağım diyerek yola çıktım ama yanıldım.
İçeriğinden çok bahsetmek istemiyorum fakat şunu söyleyebilirim ki kitap tamamen arzular ve istekler üzerine yazılmış. Sırf kitabı ayıp olmasın diye bitirdim ve aynı hataya sizin düşmenizi istemiyorum.
Ek olarak kitabın sonu çok tuhaf bağlanmıştı, sanki o kadar şey yazdık bari bir olay olsun dermiş gibiydi. Çok satan yazarlar arasına girmesi de aşırı tuhaf. Daha fazla yorum yapmak istemiyorum.
Kitaptan alıntılar:
Bir kadın durduk yere bütün erkeklerden elini eteğini çekmez, tabii bir adam tarafından canı çok yakılmadıysa.
Sayfa sayısı: 173
Aldığım fiyat: 30 tl.
“Eksiğiz, her birimiz”
Kitabın kapağını kapattım.
Baktım ortalık çok dağınık…
Gelenim gidenim çok olur benim, ortalığa saçılan düşüncelerimi toplayıp halının altına süpürdüklerimle beraber sonsuzluğa uğurlamam lazım. Boş ver dedi içimdeki ses, bırak dağınık kalsın. Aklındaki soru işaretlerini de alıp ters çevirip kapının arkasına takıverirsin dedi, nolurdu? Sahi
“Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, çok uzun zaman önce küle dönen bir ülkede, krallığını çok seven genç bir prenses yaşarmış..”
Harika bir seriye daha veda ettim.Hala bittiğine inanamıyorum ve çook uzun bir süre aklımdan çıkmayacak.Nerden nasıl başlayacağımı bilmiyorum çünkü ne söylersem söyleyeyim kelimeler yetersiz kalacak.Bu inceleme
Livanelinin en politik romanı olarak nitelendirildiğinden biraz uzak durduğum, göze soka soka politika yapan eserleri pek sevmediğim için elimin gitmediği bir kitaptı. Ama o kadar yanıldım ki. Yalnızca politika siyaset değil bu kitapta yer alan. İnsan ve toplum psikolojisine dair öyle nokta atışı tespitler var ki büyük bir heyecan ve merakla dinledim. Ve kitapta yer alan olaylar kurgu da olsa o kadar yaşanabilir olaylar ki hadi canım diyemiyorsun hiçbirine. Şimdilerde okullarda ya da toplu yaşanılan diğer yerlerde, sokakta gördüğümüz gibi. Küçük kötülüklere ses etmiyoruz, olur o kadar, ama canım haklı sanki, niyeti iyi gibi bahaneler bulduğumuz insanlar kötülüklerini daha da ileri taşıdığında bir de otoriteye sahipse iş çığırından çıkıyor ve kendini cehennemde buluveriyorsun. Sadece şunu belirtmek isterim yenilenmiş sonu sevmedim.ilk fırsatta 2009 da ödül almış halini okumaya çalışacağım. Şiddetle tavsiye ederim
Taş Kağıt Makas
Amelia ve Adam’ın evliliklerini kurtarmak için çıktığı bu yolculuk hayatlarını kökten değiştiriyor. Sırlarla dolu geçmişin kapıları aralanırken aslında hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı ortaya çıkıyor. Adam ve Amelia mutsuz giden evliliklerini kurtarmak için evlilik terapistinin önerisiyle tatile çıkmayı planlıyorlar. Adam prosopagnozi denilen bir hastalığı var. Kendi yüzü de dahil hiçbir yüzü ayırt edemiyor. İşine olan aşkı yüzünden karısını ihmal ediyor ve sorun yaşıyorlar. Aslında bu ilişkinin en büyük sorunu kesinlikle bu değil ilerleyen sayfalarda da bu belli oluyor. Amelia’nın çalıştığı barınakta çekiliş yapılıyor ve tatil kazanıyor. Uzun ve sıkıntılı bir yolculuğun ardından şapele geliyorlar ama bundan sonrası hiç de bekledikleri gibi gitmiyor. Bölümler evli çiftin ve onları uzaktan izleyip bütün bu davetin sorumlusu olan kişinin ağzından yazılıyor. Kitabın bazı kısımlarında kadının kocasına her yıl dönümünde yazdığı mektuplar bulunuyor. Her yıl dönümünde aldıkları küçük hediyeler çok hoşuma gitti. Uzaktan bakıldığında güzel bir evlilikleri varmış gibi görünmesine rağmen içlerine girdiğinizde sorunlar gün yüzüne çıkıyor. İlk defa bu yazarın bir kitabını okudum. Çıtırlık bir kitaptı okurken fazla sıkılmadım ama beni çok etkileyen bir olay örgüsü de değildi. Özellikle son kısmı bana çok manasız geldi çok daha çarpıcı olabilirdi. Bence ters köşe bir sondu böyle bir sonu beklemiyordum tahminimde tamamen yanıldım ama yine de güzeldi.
Ne okudum boyle dediğim harika bir kitapla geldim.Gizem,polisiye,sırlar,gerilim dolu herkesi katil ilan edebileceğiniz bir kitap.Kitabın sonlarına geldiğimde işte katil budur desem de yine yanıldım.Muthiş ters köşeleriyle şok etkisi yarattı,bir solukta akıp gitti.
Anne Andrews özel bir kanalda spikerlik yapiyordu ta ki asıl spiker işine geri dönene kadar.
Bir kadin cesedi bulunana kadar,Blackdown kasabası da sakin bir kasabaydı.Dedektif Jack Harper bu soruşturmanın başındaki isimdir.Ama kendini bir anda bir düğümün içinde bularak suçlu durumuna düşmüştür.Anna Andrews ise,seri cinayetlere dönüşen bu olayın muhabirliğini yaparken süpheli olaylar yaratmaktadır.Ölen kadınlar hem dedektif hem de Anna Andrews ile bağlantılı kişilerdir.
Geçmişte yaşanılanlara göz yumanlar bugün büyük bedeller ödemektedir...
Kitapta kadın,adam ve katilin ağzından bakış açılarını ve hislerine okuyarak ilerliyoruz.
Ergen zorbalığında liseli kizların yaşadıklari ve yaşattıkları etkileyici ve düşündürücüydü.
Sadece katilin kimliğini eleştirebilirim ama o kadar güzel bir kitapti ki gormezden gelinebilinir.
Keyifli okumalar...
Herkese merhaba
Kitabın kapağına ve adına bakıp sımsıcak bir yaz hikayesi, aşkı okuyacağımı düşünmüştüm ama tamamen yanıldım, ters köşe oldum. Kısacık bir kitap olmasına rağmen içinde aşk, acı, yalan, ihanet, sır, dostluk, intikam, deprem, tramva gibi birçok konuyu barındıran bir kitap. Kitap ; 90'lı yıllar ile 2019 arasında ilerliyor bu da daha çok meraklanmamı ve elimden bırakmamamı sağladı.
Kerem, Ece ve Okan neredeyse bebeklikten beri aynı yazlık sitede büyüyen arkadaştılar. Daha sonra aralarına yan sitenin zengin çocukları Serra, Yiğit ve Akın katıldı. Grup kalabalıklaştı. Hepsi yazın gelmesini iple çeker oldular .Taki O yaza kadar. Bir gece oynadıkları şişe çevirmece oyunun da yaptıkları bir şaka yüzünden, ömür boyunca çekecekleri vicdan azabına dönüşüyor. 20 yıl sonra gelen bir telefon ise onları büyük bir hesaplaşmaya davet ediyor.
Kah güldüğüm, kah hüzünlediğim bir yaz dizisi tadında izler gibi okuduğum bir kitap oldu. Ben beğenerek okudum, herkese de tavsiye ederim.
Uçaktaki Yabancı
İlk olarak geçmişe gitmeli bir kitap olduğu için o doksanların sonu hissini biraz da olsa alırız diye umdum ama o kadar az değinilmişti ki bu beni biraz üzdü. O nostalji hissini tüm kitaba yedirseydi çok daha güzel olurdu diye düşünüyorum. Kitabı bitirdiğimden beri Küçük Taner ile kafamın için de macun yiyorlar, Ukde bu nasıl yenir akıyor bu diyor
