Şöyle yazıyordu: Orta Asya’da bir iç deniz vardı. Kuraklık oldu, iç deniz kurudu. Biz de Anadolu’ya göç ettik. Bu yalan ta 1970’lere kadar okutuldu tarih kitaplarında. 1970’de 35 milyondu Türkiye. Bir düşünün, kaç milyon öğrenciye bu yalan anlatıldı. Biz küçüktük. İnandık. Nasıl inanmazsın canım, devletin söylüyordu bunu. Devlet baba.
"Göz kamaştıran bir yüzyılın eşiğinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yıl dönümünü gurur ve minnetle kutluyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün büyük vizyonu ve kararlı liderliği, bu kutlu Cumhuriyeti kurarak milletimize ilham kaynağı oldu. O, bağımsızlık mücadelesiyle özgürlüğün ışığını yakarken, Türk milletine çağdaşlık ile dolu bir geleceği hediye etti. Atatürk'ün mirası, Türkiye'nin bugününe ve yarınına ışık tutmaya devam edecek. Bu kutlu gün Atatürk'ü ve onun bize emaneti olan Cumhuriyeti sonsuz bir minnet ve saygıyla anma fırsatıdır. 🇹🇷🇹🇷🇹🇷
Kul olmak çağ dışıyken,
Soyunmak çağdaşlık,
Din kardeşliğini bıraktık biz,
Ecnebiyle kaynaştık,
Sünnet, sakal yobazlık,
Topsakal ise medeni,
Unuttun sen ey vefasız,
Ehl-i sünnet dedeni...
Sartre'ın işaret ettiği gibi Batı toplumlarının kıtlık duygusundan kurtulmalarının geçmişi çok eski olmadığı gibi bugün artık hayatımızın bir parçası olarak kabul ettigimiz bu çağdaş kavram, kurum ve değerlerin geçmişi de öyle fazla eskiye dayanmıyor. Bütün bunların Batı toplumlarının hayatına fiilen girmeleri
ve benimsenmeleri ancak İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra.
*****
Kadının açılmasına "moda", soyunmasına "sanat", nikahsız birlikteliğine "özgürlük", İslamsız bir hayat yaşamasına "çağdaşlık"; Allah'ın(cc) emrine uyup örtünmesine ise "yobazlık" diyen ERKEKLERDEN daha ONURSUZ kadın istismarcıları var mıdır?!
|•İhsan Şenocak Hoca Efendi
Başbakan Kuran’ı öperek çağdaşlık yemini ediyordu. Doğuda köyler bitiyordu. Nefesinde dergâhların hacıyağı kokan Cumhurbaşkanı “laikliğin güvencesi benim” diyordu. Cumhurbaşkanının yeğeni banka dolandırıyordu. Büyük kentlerin varoluşlarında insanlar kemik unu yemeye başlıyordu. Polis, hak arayan herkesi döverek devletin güvenliğini sağlıyordu. Milletvekilleri bayan memurların etek boyları ölçülüyordu. Şairler hâlâ daldan düşen yaprağın hüznünü yazıyordu.