Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bazen anlıyorum Bazen anlamıyorum. Annemi Babamı Ninemi Annem şöyle der Göstererek beni
Cahit Zarifoğlu ne diyor: Takdir-i ezele teslimiz ama gayrete de aşığız.
Reklam
kapısında 1. Yedi adam biri bir gün bir kan gördü gereğini belledi yari alsa koynuna
- Namazda iken, namazda olun. Batılı bir araştırmacı “sevmek” ve “mutlu olmak” üzerine uzun araştırmalar yapmış. Çıkış noktası, varmak istediği hedef çok başka. Şu fani dünyada nasıl daha çok eğleniriz, patırtısız yaşarız, yıpranmadan ve zevk duyarak vakit geçiririz gibi konular etrafında dönüp duruyor. Kendi mantığı içersinde çok tutarlı, akıllı bir araştırma. Yer yer enteresan doğrular, tatlı gerçekler de yakalamış. Bunlardan birine temas etmek istiyorum: Aklımda kaldığı kadarı ile şöyle diyor: Yaptığınız işe, içinde bulunduğunuz duruma kendinizi verin. Sadece mesleğinize değil fakat, mesela evinizde müzik dinlerken de böyle yapın. Söz gelimi yazı yazarken, bir yandan da müzik dolabınızda bir plak dönüp durmasın. Müzik dinlerken yalnız müzik dinleyin. Biriyle konuşurken, ne kadar ilgilenmediğiniz bir konu olursa olsun bütün benliğinizle dinleyin ve ilgilenin. Bunları birdenbire başaramazsınız. Kendinizi bu konuda eğitmeniz gerekli. Zamanla bir müziği, bir insanı, bir çocuğu kendinizi vererek dinlemeyi öğreneceksiniz. Seyretmeyi, her şeyi güzel görmeyi değil, fakat görmeyi, tadmayı ve bir sürü teferruattan ibaret olan hayatın her şeyinden zevk almayı, dolayısıyla mutlu olmayı öğreneceksiniz. Mutluluk, içinde bulunulan durumlar ne olursa olsun, isterse acı şeyler olsun, onları duymak, yaşamak demektir. Böylece zinde kaldığınızı göreceksiniz. Böylece zihniniz pörsümeyecektir.
Cahit Zarifoğlu ne diyor: Takdir-i ezele teslimiz ama gayrete de aşığız.
Adamı dağda eşkıya çeviriyor. Adam eşkıyaya, adın ne diyor. Eşkıya, Ali diyor. Adam, nasıl olur diyor, çâr-ı güzinden gelme bu isimde biri eşkıyalık edebilsin. Eşkıya pişman olmuş, bırakmış adamı yoluna gitsin. Ama bir zaman sonra, ben demiş neden elime geçen adamı soymadım, eşkıyalık etmeyip bıraktım. Dönüp adamı yeniden çevirmiş, soyun kuşağını demiş. Adam, bakmış yine aynı eşkıya, kuşağından altınları çıkarırken, senin babanın adı nedir diye soruyor. Eşkıya, Mehmet diyor, bu cevabı alınca taaccüb ediyor, böyle mübarek bir isme sahip kişinin evladı nasıl eşkıyalık eder, harama tevessül eder diyor, eşkıya edep edip, pişman oluyor. Bırakıp gidiyor. Bir zaman sonra, ben diyor aldatıldım. Bunun parasını almam gerek, dönüp, bıraktığı adamı çeviriyor, adam görüyor ki aynı eşkıya, bu defa, senin dedenin adı nedir diyor, eşkıya Ters diyor, bir ermeni adı, o zaman adam, eh, şimdi oldu diyor, senin o damarın tutmuş, alacaksın neyim varsa diyor.
Sayfa 151Kitabı okudu
Reklam
Adamı dağda eşkıya çeviriyor. Adam eşkiyaya, adın ne diyor. Eşkıya, Ali diyor. Adam, nasıl olur diyor, çâr-ı güzinden gelme bu isimde biri eşkıyalık edebilsin. Eskıya pişman olmuş, bırakmış adamı yoluna gitsin. Ama bir zaman sonra, ben demiş neden elime geçen adamı soymadım, eşkıyalık etmeyip bıraktım. Dönüp adamı yeniden çevirmiş, soyun kuşaığını demiş. Adam, bakmış yine aynı eşkıya, kuşağından altınları çıkarırken, senin babanın adı nedir diye soruyor. Eşkıya, Mehmet diyor, bu cevabı alınca taaccüb ediyor, böyle mübarek bir isme sahip kişinin evladı nasıl eşkıyalık eder, harama tevessül eder diyor, eşkıya edep edip, pişman oluyor. Bırakıp gidiyor. Bir zaman sonra, ben diyor aldatıldım. Bunun parasını almam gerek, dönüp, bıraktığı adamı çeviriyor, adam görüyor ki aynı eşkıya, bu defa, senin dedenin adı nedir diyor, eşkıya Ters diyor, bir emeni adı, o zaman adam, eh, şimdi oldu diyor, senin o damarın tutmuş, alacaksın neyim varsa diyor.
Sayfa 150Kitabı okudu
431 öğeden 281 ile 290 arasındakiler gösteriliyor.