Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
111 syf.
8/10 puan verdi
Bir adamın kendine ve dünyasına karşı kayıtsızlığını anlatan, ölümün yirmisinde de yetmişinde de aynı olduğunu, eserin genç kahramını Mersault'un dış dünya ile arasına koyduğu mesafeyi, kendine ve topluma yabancılaşmasını, annesinin ölümü de dahil her olaya nesnel biçimde yaklaşımını anlatan Albert Camus' nun eşsiz eseri..
Yabancı
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2019111,4bin okunma
289 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Albert Camus'un ustalık eseri de diyebiliriz. Ben ilk kitabı olan ve acemilik eserim diye kastettiği, Tersi ve Yüzü kitabını da çok beğendim. Albert Camus kitaplarının hepsini baştan sona kadar okumuş biri olarak Tersi ve Yüzü, İlk Adam bu 2 kitabını oldukça beğendim. Ve Tersi Yüzü kitabını yazdığı yaşına bakarsak anlatımın harika bir kavrulmuşluğunu görüyoruz e tabi ki yazarın da. İlk adamda da kendinizden birşeyler bulacağınıza inanıyorum.
İlk Adam
İlk AdamAlbert Camus · Can Yayınları · 2013572 okunma
Reklam
72 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Albert Camus'un ilk kitabıdır. 22 yaşındaki biri için fazlasıyla iyi yazılmış şeyler var içinde. Dili oldukça sade olup anlam yoğunluğunda boğuyor Camus. Tavsiye ederim
Tersi ve Yüzü
Tersi ve YüzüAlbert Camus · Can Yayınları · 20195,4bin okunma
360 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Albert Camus'un bu yazını çok yorucu, anlamakta güçlük çekebilirsiniz. O yüzden bir satırı oldukça yavaş ve anlamlar yükleyerek okumanız gerekiyor. Ben bu eseri okurken gerçekten çok yoruldum. Bu kitabı okumak için öncelikle zihninizi boşaltmanız gerekiyor.
Başkaldıran İnsan
Başkaldıran İnsanAlbert Camus · Can Yayınları · 20152,620 okunma
"Başkaldırı birlik ister, tarihsel devrim ise tümlük. Birincisi bir 'evet'e dayanan 'hayır'dan yola çıkar, ikincisi salt yoksamadan yola çıkarak çağların sonuna atılmış bir 'evet'i yaratabilmek için bütün kölelikleri bağrına basar. Biri yaratıcıdır, öteki yoksayıcı. Birincisi gittikçe daha çok varolmak için yaratmaya adanmıştır, ikincisi gittikçe daha iyi yoksamak için üretmek zorundadır".
"Bir insan söyledikleri kadar söylemedikleri ile de insanlaşır. Ben de çok şeyleri söylemeyeceğim."
Reklam
"...dul, yetim hakkkı için neden bilmem böyle derler. Oysa ne malın gözü dullar, ne canavar yetimler vardır.Bununla birlikte, bir sanıkta bir parçacık kurbanlık kokusu sezmem, kolları sıvamama yeterdi. Hem de nasıl! Fırtına gibi! Yüreğim Cübbemde Atardı..."
“Bir savaş patladığında insanlar ‘Uzun sürmez bu, çok aptalca! ’ derler. Ve kuşkusuz bir savaş çok aptalcadır, ancak bu onun uzun sürmesini engellemez. Budalalık hep direnir, insan hep kendisini düşünmese bunun farkına varabilirdi. Bu açıdan burada oturanlar da herkes gibiydi, kendilerini düşünüyorlardı; bir başka deyişle hümanisttiler; felaketlere inanmıyorlardı. Felaket insana yakışmaz, onun için felaket gerçekdışıdır, geçip gidecek kötü bir rüyadır, denir. Ancak her zaman da geçip gitmez, kötü rüyalar arasında insanlar geçip gider ve önlemlerini almadığından başka hümanistler gider. Yurttaşlarımız da başkalarından daha az ya da çok suçlu değildi; alçak gönüllü olmayı unutuyorlardı, hepsi bu ve kendileri için hâlâ her şeyin olanaklı olduğuna inanıyorlardı; bu durum da felaketlerin olanaksızlığını varsayıyordu. İşlerini yapmayı sürdürüyorlardı, yolculuklar ayarlıyorlardı ve düşünceleri vardı. Geleceği, yolculukları ve tartışmaları ortadan kaldıran vebayı nasıl düşüneceklerdi ki? Kendilerini özgür sanıyorlardı, oysa felaketler oldukça kimse asla özgür olmayacak.”
“Bir kenti tanımanın en bildik yollarından biri de insanların orada nasıl çalıştığına, orada birbirlerini sevdiğine ve nasıl öldüğüne bakmaktır. ”
Doğruluk duygusu, haklı olmanın verdiği doyum, kedini değerlendirmenin sevinci, bayım, bizi ayakta tutan ya da ilerleten güçlü zembereklerdir. Tersine, insanları bundan yoksun ederseniz, onları ağzı köpüren köpeklere çevirirsiniz. Nice suçlar işlenmiştir, yalnızca bunları işleyenler kusurlu olmaya dayanamadıkları için!
Reklam
Asıl önemli olan bir kaçma imkanı, değişmez ve şaşmaz bir gidişatın dışına atlayış, umudun bütün şanslarını taşıyan delice bir koşuştu. Tabii umut, koşup giderken bir sokağın köşesinde, daha kurşun havadayken vurulup ölmekti. Fakat iyi düşünülürse, hiçbir şey bana bu kadar talihli olabileceğimi umdurmuyor, aksine her şey bunu engelliyor, mekanizma beni sımsıkı kavrıyordu.
"Çocuklara işkence yapılan bu dünyayı sevmeyi, ölünceye kadar reddedeceğim."
"Huzur, insanın vicdanında yaşattığı, sağır-dilsiz bir çocuktur.."
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.