1. ALLAH c.c. Tüm isim ve sıfatları kendinde toplayan.
2. Er-Rahmân Rahmetiyle muamele eden, esirgeyen.
3. Er-Rahim Merhamet eden, bağışlayan.
4. El-Melik Mülkün gerçek sahibi, mülk ve saltanatı devamlı olan.
5. El-Kuddûs Her türlü eksiklik ve ayıplardan münezzeh olan.
6. Es-Selâm
Abdalanın söylediği gibi, gerçek erenler meydanına varmak, gerçek erenler meydanında dâra durmak kolay değildir.
"Hak" denilen herde aşk ile yürümeyi, aşkın harmanında kavrulması, muhabbet yelinde savrulmayı gerektirir.
"Yanacaksan özden yan, bağlanacaksan özden bağlan"," öz ağlamadan göz ağlamaz", özünü birlemeyen
Türkiye’nin stratejik önemi 1978/1979 İran İslâm Devrimi ve Sovyetler ’in 1979 Aralık ayında Afganistan’a müdahalesiyle büyük ölçüde değişti. Batı’nın Türkiye’de istikrarlı bir rejime ihtiyacı vardı. Bunu siyasi partiler başaramıyor, belki generaller bunun üstesinden gelirdi... Aralık 1979’a gelindiğinde generaller bir sonraki müdahalelerinin
GEÇMİŞİNİ UNUTMUŞ, CELLATINA AŞIK OLAN ALEVİLERE HATIRLATMAK GEREK Mİ?
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ALEVİ KATLİAMLARI
Sözlü bir geleneğin kutsal taşıyıcıları, bilimi, ışığı, sevgiyi ibadet olarak bilmiş olan Aleviler, horlanmış, dışlanmış ötekileştirilmiş, katliam, sürgün, diasporada yaşamaya mahkûm edilmiş, ama yine de incinsen de incitme diyen bir
BİR ABD ASKERİNİN İTİRAFLARI
Yaptığım askerlikten guru duymak için çok uğraştım, ancak hissedebildiğim tek şey utanç oldu. Irkçılık artık bu işgalin gerçeklerini gizleyemez. Oradakiler halktılar. Oradakiler insanoğluydular. Ne zaman yaşlı bir adam görsem suçluluk hissediyorum aklıma o yürüyemeyen, sedyenin birine yuvarladığımız ve Irak polisine
Wired Dergisi, Dünyanın en güzel 10 kütüphanesini şöyle sıraladı:
1 - Danimarka, Dokk1
İlk sırada Danimarka'nın Dokk1 kütüphanesi bulunuyor. 2016 yılında dünyanın en iyi halk kütüphanesi ödülünü alan Dokk1, 30 bin metrekarelik alanı ile tüm İskandinav ülkelerindeki en büyük kütüphane. Kütüphanenin en ilginç özelliği ise binanın ortasında yer
Yar adıyla başlayayım sözüme.
Gülsüz bağda bülbül ötmez kurbanım.
Sözü önce söyleyeyim özüme.
Yoksa kalpten kalbe gitmez kurbanım.
Sen senin olmazsan tüm dertler biter.
Varını yokunu mürşidine ver.
Ustanın elinde kütük ol yeter.
Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil
KADEM yalnız değil!
Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil
Üç yılı aşkın bir süredir gazetemde önce “Pazar” sonrasında ise “Cuma Divanı” adlı köşemde yazılar kaleme almaktayım. Açıkçası en fazla tepki aldığım beş yazıdan biri de geçen hafta, “İstanbul Sözleşmesi (Avrupa Konseyi Sözleşmesi)” ve “Cinsiyet Eşitliği” konusunda
1927 yılının güneşli bir temmuz günüydü.
O zaman şimdiki Dış Hatlar İşletmesi olan Sultan Aziz zamanında kurulmuş Seyrüsefain İdaresi'nde çal ışıyordum. Henüz on yedi yaşında, ince, zayıf, içi hayat ateşiyle dolu bir gençtim. Bu idareye tam üç yıl önce, henüz çocuk denecek yaşta, kısa pantolonlu, tüysüz bir çırak olarak girmiştim. O zamanlar çok