Zamanında kırıntıydın. Koptun, çarptın, karanlıkta süzüldün, uzaya sürtündün. Yandın, tutuştun, közdün, sonunda dipdiri yere düştün. Yekpare bir bilincin kırığı, mecburen eksiksin. Bu yüzden hiçbir çöle en büyük duyguyla bakmadın henüz, hiçbir kahrı çekmedin dibine kadar. Can kulağı dinlesen de birçok sesi işitmedin. Bildiğini bilmekle uğraşan sen ezeli yetim, aynı anda hem yerdeki kayıp hem gökteki har, hatırladığın neyse o kadarcıksın. Dünya dediğin senin sahibin, hatırladıkça daralan, unuttukça boşalan yer. Sen hem dara hem boşluğa dair, şimdi, burada, bir can parçası, sadece cins, sadece yurttaş değilsin.
Bir şeyin kıymetini ancak onu yitirince farkettiğimiz doğrudur; peki ama bir şeyi bulana kadar ondan yoksun olduğumuzun da farkında olmadığımızı bir düşünsene…
Şiir herkeste farklı, biricik bir tad bırakır... Eleştirisi de tüm diğer eserlere göre fazlaca öznel olur.
Alınıp okunup değerlendirilebilecek bir kitap. Sizi çeken şeyler muhakkak bulacaksınız.
Ancak ben bu eser konusunda çok kararsızım. Öncelikle çok değerli bir tavsiye ile okuduğum için olumlu düşüncelerle başladım ve sevdim kitabı. Yer yer etkileyici mısralar, beyitler, bentler de bulunuyor. Ancak beni rahatsız eden kısımlardan biri "serbest nazım" olarak adlandırılan şiir biçimi ile kaleme alınmış olmasıdır. Serbest nazım ifadesi üzerinde de neyi ifade ettiği konusunda konuşulmalı ve karara varılmalıdır. Şahsen hece veya aruz farketmeksizin ölçüden uzak; uyak şeması, müzikalitesi olmayan yazımları şiir olarak nitelendiremiyorum. Bu olgu dolayısıyla ne yazık ki kitap bende şiir doyumu sağlanmadı. Bunun yanında şiirler içerisinde gerçekten özgün ve etkileyici ifadeler yer alsa da şair son derece etki altında kalmış. "Can kırığı" gibi artık dile pelesenk olmuş bir ifadenin üzerine şiir kurmaktan tutun da Kayahan'ın Gönül Sayfam şarkısındaki "sen gelirsin diye ışıkları söndürmedim" ifadesini hissettiren belirgin etkilenmeler ve çok daha gizlide kalmış pek çok etkiyi okurken hissettim. Bunun da ne yazık ki şairi özgünlükten uzaklaştırdığını düşünüyorum.
. . .
ŞİİR-MİİR
K/aralamalar
(Not: Mükerrer kayıtlar, sâir hata ve düzenlemeler bir ara yapılacaktır inşallah, diyelim... Bu hususta okurlardan özür dileriz...)
Yağmur’la ilk kez çay kokulu bir sonbahar akşamı tanıştım.
Karşımda değil, yanımda konuşuyordu yağmur, benden yana düşüyordu. İçime yağıyordu, canıma damlıyordu..