Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.12
BU, BABAM İÇİN!
“İntikam hiçbir zaman düz bir çizgi değildir, bir ormandır. Ve ormanda olduğu gibi yolunu kaybetmek kolaydır. Kaybolmak geldiğin yolu unutmaktır.”
(Kill Bill Vol.1, 2003, Quentin Tarantino)
MÖ 280 ve MÖ 279 yıllarında Grek kolonisi Tarentum Kralı Pirus Roma’ya saldırır ve ne pahasına olursa olsun savaşı kazanmak için her şeyini feda eder.
Var Mısın Ki Yok Olmaktan Korkuyorsun?
Uzun bir aradan sonra merhaba demek bazı bedenlerde ıstırap yaratsa ve zor olsa da bunun buradaki kişiler ve benim için hiç mi hiç ehemmiyeti yok. Tek olduğumuz bir yaşamda başkalarını ayna görevi olarak kullanıp üzerimize çeki düzen vermenin azabını toplumsal olarak en derinlerde hissetmeliyim ki; buna ihtiyaç duyuyoruz. Bu durum bizim
HEİDİ, ÖMERCİK VE AYŞECİK EL ELE SANSÜRE
"Düşünce ve yazıda özgür olmak isterim, dünya davranışımızı yeterince sınırlıyor."
Wolfgang Van Goethe
______
Osman Şahin'in okuduğum ikinci kitabı oldu. İlki otobiyografik öğelerin ağırlıkta olduğu Kolları Bağlı Doğanlar kitabıydı. Selam Ateşleri- Ay Bazen Mavidir kitabında birbirine yer yer tema, konu veya ele alınan duygu
84 syf.
10/10 puan verdi
“ Bağlanma ” kitabın ismi beni çok etkiledi bilmem ama bu kelime bana ağır geliyor sanki bana ağır bir yük bırakıyor gibi . Can Yücel'in en sevdiğim şiiri olan Bağlanmayacaksın şiirinin etkisi olduğunu düşünüyorum .
Kitap hakkında biraz bahsetmek istiyorum . Fetih Gemuhluoğlu adına yazılmış .Onu anlatırken , onun düşüncelerini bizimle paylaşırken öyle cümleler kurmuş ki okurken o cümleye dalıp gitmelerim oldu . Her satırda ayrı noktalara dokunmuş böyle oluncada insan not almadan edemiyor .
Her sayfasında not alırken arkadaşım şu sözünü sizinle paylaşmadan edemiycem .
“Bence Aybüke sen kitabın tamamını geçir”:) Haklı ne diyebilirim ki her sayfasından bir yerelere bir şey yazıyorum normal olarak onun dikkatini dağıtıyorum .
Nuri Pakdil , kitabin ismini çok güzel koymuş ama ben yine bağlandım. :) Bittiğini anlamadığım , bittince üzüldügüm kitaplardan birisi oldu ...
Okuyacaklara küçük bir tavsiyem var mutlaka küçük bir defterle kitabin basına geçiniz çünkü çoğu kısmı not almak isteyeceksiniz .
Kitabı okurken bayağı kızdım. Kime mi? Kitaptaki erkek karakter, ressam Bertin'e. Ve onun gibi düşünen tüm erkeklere. Ve Kontesin her şeye rağmen onursuzca sevgisine. Ama öyle bir son oldu ki, ne düşüneceğimi bilemedim ama yumuşadım mı? Hayır...
Sizlere spoiler vermeden, kitabın tamamını veya sonunu açıklamadan kısaca bahsedeyim.
Ünlü ve bekar bir ressam, güzel Kontes'in portresini yapmaya başlar ve olanlar olur. 12 yıl sürecek bir aşkın temelleri o sırada atılır. Ressam tüm özel anlar dahil her zaman ailenin yanında olur. Zamanla aşk yerini alışkanlıkla, sevgiye bırakır. Kontes açısından her şey iyi gitmektedir ama çapkın ressam ilk başlardaki heyecanı aramaktadır. Ve derken Kontesin tıpkı kendisine benzeyen, 3 yıldır uzakta olan genç kızı, tam da o sıralarda eve döner. Buraya hemen bir dipnot; 'yazar her ne kadar ressamı haklı çıkarmaya çalışsa da, o yaşta bir adamın genç bir kıza aşık olmasını bana haklı gösteremedi.'
Konu itibariyle can sıkıcı olsa da betimlemeler, iç sesler, monologlar harikulade diyebilirim.
Kişilerin kendini çözüşü, karşısındakiyle ilgili tahlilleri etkileyiciydi.
Konuyu sevmedim ama yazarın kalemini beğendim. Bu durum da beni tavsiye konusunda kararsız bırakıyor.
139 syf.
·
Puan vermedi
Kitap ile ilgili bilgiler olabilir!
Nerde Kalmıştık, dönemin güncel konularıyla ilgili Rıfat Ilgaz'ın mizah dergilerinde, gazetelerde yazmış olduğu yazılardan oluşan seçki bir kitap.
Kitapta her ne kadar güncel konularla (ekonomi, siyaset, eğitim) ilgili yazılar mevcutsa da pek çok konu ile ilgili bilgiler edindim, duymadığım şahsiyetler
Bu kitabı birisi önermişti ama hatırlamıyorum. Bolca iç konuşmalı, psikolojik tahlilli aşk örüntülerini barındıran kitap. Ayrıca iki başkahraman tarafından kahraman bakış aşısıyla iki bölüm şeklinde yazılmış, bu da ilginçti. Kitaba soluk getirmiş. İlk bölümde Philippe kendisi anlatıyor, ikinci bölümde onun ikinci eşi İsabelle’den dinliyoruz. Naif bir anlatımı var.
Güzel bir aşk hikâyesi mi emin değilim. Başına buyruk aldatmalı olması da can sıkıcı. Aldatmayan kahraman yok gibi hatta, oldukça rahatsız edici. İnsanlara güvenmek isteriz ama onları sıkmayız derken bir şeylerim şüphesi yerleşir zihne, şüphelerin haklı çıktığı yönünde kötü bir örnek. Eğer böyle bir insansanız kitap sizi etkileyecektir. Böyle şeyleri deneyimlemedim ama acaba böyle mi oluyor haklılar mı diye düşünüyor insan, hayatı yansıtuyor evet ama nihayetinde bu bir kurgu, bizim örnekleyin kendi yolumuzu çizmemiz gerek. Ya da dert etmemeyi, uyum sağlamayı, önemsizleştirmeyi öğretiyor Philippe. Ben böyle alımladım.
915.jpg){kind=small}
Can Yücel'in dediği gibi:"Şiir bir umutsuzluktur. Elbette bir umutsuzluktur. * Niçin mi? Umutsuz olmayan adamlar şiir yazamaz. "..
Hangi umutlardan vazgeçip kalemden kağıda dökmüş tüm sözleri bilemem, ama elbette haklı. Insan her zaman biraz kırık, biraz mutsuz ve fazlasıyla umutsuzken şiirlerin kalbine dokunmasına izin verir.
Lakin Can Yücelin kalemiyle pek bir yakınlık kuramadım. Şiirleri kötü değil katiyen ama kalemi bana dokunmadı.
Hasan Ali Yücel Klasikler Dizisi'nden yine harika bir kitap okudum. Başlarda hiçbir şey anlamayarak ailerlesem de, en büyük tavsiyem bir karakter şeması çıkartmanızdan yana olacak. O kadar çok karakter var ki insan bu kimdi acaba demeden edemiyor. Öte yandan üç kitabın birleştirildiği bu kitabın sonuncusunu sesli olarak dinleyerek bitirdim ve itiraf etmeliyim ki sesli hali daha çok hoşuma gitti. Yani almak isteyenler İş Bankası değil de Can yayınlarından alırsa daha akıcı bir okuma yapabilir.
Vaktim olmamasına rağmen dört günde bitirdiğim bir kitap oldu.
Kitabin konusuna gelirsek: İngiliz viktoryen döneminde geçen hikaye Fransız devrimini konu alıyor. Devrimin başlama nedenları, halkın nasıl gözünün döndüğü, 'soylular' diye bahsedilen ailelerin zalimliği ve taşralıların hiçbir değerinin olmayışı an be an insanı bir kedere sürüklüyor. Yaşadığım çağa şükrettim adeta.
Kitap Lucie'nin babasının hapisten çıkmasıyla başlıyor. Aslında bütün kitap onun hapse girme nedenine zekice bir kurguyla bağlanmış. Kitabın sonunda yaşanan ölümlerden birisi beni üzdü. Masum bir adamın intikam uğruna harcanması kalbimi kırdı diyebilirim. Öte yandan örgü ören kadından nefret ettim. Belki haklı olabilirdi ama azgınca saldırışı onunda soylulardan bir farkı olmadığını düşündürdü.
Keyif verici ve insanı o dönemi araştırmaya iten bir romandı. İki puanı Can'ı daha çok beğendiğim için kırdım.
