Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.25
#gizemlikütüphane #thesecretlibrary #olivertearle
Herkese merhaba uzun zamandır kurgu dışı okumuyordum. Bu kitap da "inceleme" olarak geçiyor peki neyi inceliyor? özellikle gözden kaçan, kütüphane raflarının arkasına düşen ve büyük ölçüde unutulan kitapları. Yani aslında az bilinen kitapların gün ışığına çıkarıldığı bir kitap olarak düşünebiliriz. Hatta "farklı çağların sırları bazı kitapların içerisinde saklanmış olabilir" diyor yazar. Ve özellikle belirtiyor ki bu kitabın amacı mutlaka okumanız gereken kitapları listelemek değil sadece bilinen ya da adı unutulmuş eserlerle dolu hayali bir kütüphane etrafında yapılan bir gezi diyor. Kitaplar, 9 bölüm halinde inceleniyor:
Klasik dönem
Ortaçağ
Rönesans
Aydınlanma çağı
Romantizm çağı
Victoria dönemi
Amerikalılar
Avrupa
Modern dünya
Bazı bölümleri sıkıcı buldum her bölümden birkaç ilgi çekici kısım var ama beni çok tatmin etmedi. Kağıt ev gibi bir kitap beklemiştim.
Feray mı demeliyim yoksa sen mi adını açıklarsın Gece
Feray psikoloji okuyan, dövüş sporlarıyla ilgilenip maça çıkan, resim yapabilen ve galeride çalışan bir kızdır. Psikolojiyi sadece kendi psikolojisini anlamaya çalışmak için okuyordur. Çalıştığı galeride iki tablo çalınır ve Cansel Hanım öldürülür. Polis cinayetten çok bu ünlü tabloların peşindedir. Feray ise Cansel Hanım'ın adaletini sağlamak ister.
Hektor bulduğu mektuplar sayesinde Feray'a ulaşır. Feray ile birlikte bir cinayeti aydınlatmaya çalışırlar. Çünkü katil zekidir ve polisler Feray'dan şüphelenmektedir.
Zarflar ve her zarfın sonunda yeni bir işaret bulsalar da kitabın sonunda katile ulaşamayız. Kitabın devamı var belli ki. Kitabın sonunda sadece Feray ve Hektor'un çocukken tanıştığı hatta ilk aşklar olduklarını öğreniriz. Hektor neden ilk cinayetini işlemiş bu soruların cevabını öğreniriz.
En sevdiğim kısım bu sır perdesini aralandığı son sayfalarda neden cinayet işlediğini açıklamasıydı 480 sayfa boyunca merakımı çeken tek nokta burası oldu.
En sevmediğim kısım gereksiz ne giydiği ne düşündüğü ayrıca katıldıkları balolar dövüştükleri sahne gereksiz diyaloglardı. Şu sayfaları azaltıp katili buldursalardı En azından 480 sayfa boşuna okunmazdı.
Katili merak ettiğim için devam kitabını okuyacağım ama gereksiz yazılan bir ikinci kitap olmuş bence tek kitapta halledilebilirdi.
Feray psikoloji öğrencisidir ve bir yandan da sanat galerisinde çalışıyordur. Gecenin bir yarısında patronu Cansel mesaj gelir ve galeriye gelmesini söyler. Patronu çağırdığı için gider ve hiç ummadığı bir manzarayla karşılaşır. Patronu ölmüştür ve tablolardan biri eksiktir, cinayet yerinde o olduğu için baş şüpheli olarak karakola götürürler ama sonrasında kanıt olmadığı için bırakırlar. Eve geldiğinde ise kapısında zarf bulur, bu zarfla ilgi şeyleri çözmeye çalışır.
Biyografiden beklenen şey hepinize malumdur. Fakat Maya Kitap bu eseri biyografi kategorisinde tutmakla bizi yanıltmaktadır. Çünkü bu eser tamamen -iki veya üç sayfası hariç- Jane Austen'ın eserlerinin özeti ve analizi mahiyetindedir. Lütfen alırken bunu gözardı etmeyiniz.
Biyografi seven arkadaşlara "iş bankası" yayınlarından okumalarını tavsiye ederim.
·
Puan vermedi
Merhaba PatokurSana halihazırda devam ettiğim ve çok sevdiğim bir serinin ikinci kitabından bahsedeceğim. @yazar_leventaslan - Kasabanın Tanrıları
Öncelikle biliyorsunuz ki önceki kitabımızın adı Kasabanin Altı Gunu'ydu. Ve yıllar önce düşmüş bir "ufo"nun, bunu araştırmak için ortaya çıkmış bir askeri üssün ve Poyracık kasabasının
Persona
Asena Nikişli
Feray Eldem, küçük yaşta çok şey yaşamış, yaşadıkları yüzünden kendine bir zırh geliştirmiş, dışarıya karşı duygusuz ve sert görünürken, yıkılmaya her an hazır, içindeki çocuğu kaybetmiş yarali bir ruhtur. Yasadigi travma sonrasi cocuklugunun bir bölümünü hatirlamayan Feray, cok sevdiği babasını acı bir şekilde kaybetmesiyle
“İnsanın kendine ait zayıf bir noktası olunca diğer insanlarınkini de rahatlıkla görebilir hale geliyor.”
Daha çok küçük yaşta yakalanmıştı hayatın acı gerçekleri ile yüzleşmeye Feray Eldem daha çok küçükken hayatın kötülükleri ona el uzatmıştı. Hayatının en büyük dönüm noktası küçükken kaçırılmasının verdiği travmalardan oluşuyordu. Hayatının en
Herkese selamlar Size bu kez konusu ve kurgusu oldukça farklı bir kitabın yorumu ile geldim. Evet #persona dan bahsediyorum. Açıkçası hiç böyle bir işleyiş beklemiyordum. Konusundan birazdan bahsedeceğim ama öncesinde bu konuyu bu denli araştırıp, detaylıca yazmis olan sevgili @pskasenanisikli sizi çok tebrik ediyorum. Gerçekten kapsamlı bir
Daha çok küçükken yaşamın zorluklarıyla tanışmak zorunda kalmış bir kızın hikayesi...
Mila, tüm zorluklara, yaşadıklarına ve yaşayamadıklarına rağmen hayatta kalan zarif balerin. Tüm çabalarıyla ışıl ışıl parlayan dansıyla herkesi büyüleyen bir kız. Ve her zaman onu destekleyen Hazer. Her daim yanında olup, onu seven adam. Balerin kızın Hazer'i.
Mila' daha çok küçükken babasını kaybetmesiyle yetimhaneye verilir. Hergün gece babasının gelmesini bekleyen o küçük kız yetimhanede yaşamaması gereken çok şeyi yaşar. Daha sonra yetimhaneden ayrılır ve arada yetimhaneden arkadaşı Cansel'in yanında kalır. Baleye küçük yaşların beri ilgisi olan Mila büyük bir yarışma için seçmelere katılır. Herkese ve herşeye rağmen ışığı ile büyüler insanları. Ve onlar arasında bir çift göz vardır. Her zaman yanında olan, büyük destekçisi ve patronu Hazer. Bu ikilin de hikayesi böyle başlar ve zamanla birbirlerine alışırlar. Hatta severler.
Hikaye gerçekten güzeldi ve bir o kadar da Mila'nın yaşadıklarından dolayı üzücü. İkinci kitabı da gayet hoştu. Okumanızı tavsiye ederim.
Kitapların dünyasına yolculuk
Kitapları sevenlerin bir arada olduğu bu platformdaki kitap sevdalılarına çağrımdır: Bu kitap sizi kitapların içinde keyifli bir yolculuğa çıkaracak. Kısa kısa tarihsel bir süreç içersinde çeşitli yazar ve kitaplara temas ederek ilerliyor ve bizlerin kütüphanemizde yer alan kitaplara tekrardan göz atmamıza sebep oluyor. Çünkü anlatılan kitapların arka planı ve kitabın yaşamla ilişkisi. İşte asık mesele yaşam. Kitaplar bize bir şekilde dokunuyor, bireysel hazdan oldukça keyif alırken bir de bu kitaptaki bilgiler ekleniyor üstüne ve bambaşka bir keyif alıyor insan. Kitapla kurduğumuz bireysel ilişkiden çıkıyor ve kitabın "diğer" leri ile kurduğu ilişkiye dahil oluyoruz.
Psikoloji öğrencisi Feray, aynı zamanda sanat galerinde çalışır. Patronu Cansel'den gelen mesajla gece yarısı apartopar galeriye gider ve orada hiç umulmadık bir manzarayla karşı karşıya kalır. Patronu Cansel hanımın ölü bedeni yerde yatarken, en önemli eserlerden birisiyse yerinde yoktur.
Polislerin gelmesi sonucu ilk şüpheli tabi ki Feray'dan başkası değildir. İfadesini sabaha karşı tamamlayan Feray eve geldiğinde kapısının eşiğinde onu kırmızı bir zarf beklemektedir. Anne ve abisinden uzak yaşayan kızımızın çocukluktan kalma bilmece tutkusu kısa sürede bu zarfın gizemini çözmesini sağlar. Fakat kısa sürde başka bir zarf sonra başka bir zarf daha gelmeye devam eder. Feray, bu zarflarla geçmişte kapalı kapılar adondaki sırlara ufak ufak ışık tutmaya başlar. Fakat henüz taşınmış olan gizemli karşı komşusu Hektor, bu süreci daha da hızlandırır. Katilim kim olduğunu çözerken Hektor'un bir bağlantısının olup olmadığını çözümlemeye koyulur.
Kedi fare oyunlarını sevenler kimler? Özellikle gizemli ipucuları sizi gerçek katilin kim olduğunu çözümlemeye adım adım yaklaştırırken ufak manevralarla yolunuzu şaşırtan bir kalem ile tanışırsanız tadından yenmez bir kurgu çıkar ortaya. Pekala, lafı fazla bulandırmadan söyleyeceğim birkaç övgü dolu söz var. İpucuları bu kadar akılcıl koyup tüm teorilerimizi çürüten, kafamıza bir dolu yeni soru işareti eklemeyi bilen ve sanatı bu kadar güzel harmanlayan @pskasenanisikli yazarıma çok teşekkür ederim. İkinci kitabı çok merak ediyorum.
#persona #asenanişikli #pukkayayınları
Feray Eldem, yirmi üç yaşında psikoloji son sınıf öğrencisidir. Lakin çizime ve sanata ayrı bir ilgisi vardır. Bunun içinde bir yıla yakın zamandır bir sanat galerisinde yarı zamanlı olarak çalışmaktadır.
Gece saat ikiye yaklaşırken patronu Cansel Hanım'dan galeriye gelmesini istediği bir mesaj almıştır. Galeriye gittiğinde ise onu
Serinin ilk kitabı olan #kasabanınaltıgünü kitabını soluksuz okumuştum. Heyecan kaldığı yerden devam ediyor.
Atahan ve Serhan Poyrazcık Kasabasından kaçmayı başarır. Atahan sevgilisi Cansel ile olan randevusuna gider. Fakat orada inanılmaz birşey görür. Cansel'in yanında başka biri vardır ve bu kişi hiç tahmin edemeyeceğimiz biridir.
Atahan kaldığı otel odasında inanılmaz şeyler yaşar. Peşinde kimler vardı. Kimler onu öldürmek istiyordu. Bu esrarengiz insanlar kimdi. O kasabada Atahan'a ne olmuştu?
Seri kitapları yorumlamak biraz zor oluyor. Heyecanını kaçırmamak için fazla spoiler vermek istemiyorum.
Temposu hiç düşmeyen, kurgusu muhteşem bir kitap. Yazarın notundan anladığım kadarıyla serinin devamı da gelecek. İnşallah gelir. Ben çok severek okudum.