Yaşadığı dönemde gazetelerde köşe yazıları yazan, dergiler çıkartan, kitaplarını arkadaşlarından peşin para toplayarak bastıran, sonraları bir yayınevi kuran ama hep yalnız, bohem, hovarda ve ailesiz yaşam süren Cumhuriyet dönemi şairlerimizdendir Celâl Sılay.
Cemil Meriç, -Bu Ülke- kitabında 'Celâl, Türkiye'nin Oscar Wilde'dıdır.’ diye yazar ama edebiyat çevresi aynı fikirde değildir.
Yazının devamında; “bu büyük kabiliyeti köksüz ve idealsiz bir topluluğun alkışları mahvetmişti, erken şöhret canına okumuştu Celâl’in” der ve kısmen bu fikir ayrılığının sebebini de anlatmış olur bize.. Sılay’ın fazilete, asalete susuzluğundan, irfana hürmetinden bahseder..
Toplu şiirlerinin bulunduğu Hüsran Filizleri kitabı “onun unutulup gitmesine gönlü razı olmayan” Doğan Hızlan ve İhsan Yılmaz öncülüğünde hazırlanmış ve “unutulup gitmesine razı olan” YKY yayınları tarafından 2. ve son baskı olarak 14 yıl önce basılmış.. Merak edip, bir sahaftan arayıp bulduğum ilk kitap oldu.
Felsefeye yöneldikten sonra yazdığı şiirler daha çok zıtlıklarla süslenmiş kelime oyunlarıydı diyebilirim ancak üstünde düşününce güzel de gelmiyor değildi. İlk dönem yazdıkları daha çok cezbetti beni.
Küçücük bir alıntıyla bitiriyorum:
“Sesi her şarkıya uyanların
Yok kendi şarkıları ..”
Keyifli okumalar