Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hulefa-i Raşidin döneminde ortaya çıkan siyasi çekişme ve çatışmaların, özellikle Hz. Osman'ın katledilmesi, Cemel ve Sıffin Savaşı gibi önemli siyasi olaylar karşısında Müslüman zihnin söz konusu korkunç olayların sebeplerini değerlendirememesinin de payı vardır. Bu açmazlar karşısında olumsuz olayların faturasını kadere kesmek Müslüman kitleleri sakinleştirmekteydi. Doğrusu "Kader" olarak isimlendirilen sanal evde zalim ile mazlum birlikte yaşayabiliyordu. Çünkü zalim zulmünün gerekçesini, mazlum da aczinin gerekçesini kadere yükleyebiliyordu. Bu ortak payda yani kader algısı, Müslüman zihnini adeta uyuşturmuştur.
Sıffin Savaşı, Hakem Olayı ve Hz. Ali'nin(ra) şehit edilmesi.
Daha önce Hz. Osman'ın katillerini bulma konusunda Cemel Savaşı'nda karşı karşıya getirilen İslam toplumu, bu kez de Sıffin Savaşı'nda karşı karşıya gelecekti. Hz. Muaviye'nin birlikleri Hz. Ali karşısında yenilmek üzereyken mızraklarının ucuna Kur'an sayfaları takmış, böylece hem kendilerini korumuşlar hem de “biz de Müsİüman'ız” sinyali vermişlerdi. Müslüman kanı dökülmesin diye düşünülen Hakem Olayı da meseleyi çözmemiş, yarayı daha da derinleştirmişti, Haricilerin kendilerince buldukları çözüm üç lidere suikast gerçekleştirmek şeklindeydi: Hz. Ali, Hz. Muaviye ve Hakem Olayı'nı kurgulayan Amr İbn-i As (ra) öldürülmeliydi. Ne var ki üçüne aynı sabah düzenlenen suikast sadece Hz. Ali'de amacına ulaşmış, bu büyük sahabe şehit edilmişti.
Reklam
"Medine’de yüksek maaş alarak zenginleşmiş aristokrat sınıf açısından maaşların eşitlenmesi kararı hiç de hoşnutluk uyan­dırmadı. Ali’nin idare ve ekonomi açısından ilk iki önemli kara­rını açıklamasından hemen sonra Talha ve Zübeyr gibi zengin aristokratlar derhal biatlarını geri çekerek Aişe ve Kureyş’in bir kısmının desteğini alıp Ali’ye isyan ettiler. Cemel savaşı Ali’nin siyasi ve ekonomik alanda yaptığı bu iki temel değişiklik nede­niyle çıktı."
Sayfa 144 - manaKitabı okudu
AYŞE’NİN SAKALINI, KAŞLARINI VE KİRPİKLERİNİ YOLDURDUĞU VALİ
Osman b. Hanif el-Ensârî el-Evsî Küfe valisidir. Ayşe, Talha ve Zübeyr Cemel Savaşı öncesi Küfe’ye gelirler. Ancak vali emirliği onlara teslim etmeye yanaşmadığı için sakalı, kaşları ve kirpikleri yolunur. Ayrıca kendisine işkence yapılır. Ancak Ali, Kûfe’ye geldiğinde şehri ona teslim eder. O, şöyle der: “Ey mü’minlerin emiri, senin yanından ayrılıp buraya geldiğimde sakallı idim ama şimdi seninle sakalsız olarak buluşuyorum.” Kaynak: İbn Kesir-Büyük İslam Tarihi (C:8-S:142)
Hz. Ali ile Zübeyr'in orduları 656 Aralık'ında Basra yakınlarında karşı karşıya geldi. Bu olay tarihe Cemel Vakası olarak geçmiştir. Zübeyr ve müttefikleri, umdukları kadar fazla destekçi toplayamamışlar ve sayısı daha fazla olan Hz. Ali'nin ordusu tarafından mağlup edilmişlerdir. Zübeyr ve Talha katledilmiş, savaşı idare ederken devesinin üzerindeki mahfelden çok belirgin bir rol oynayan Hz. Aişe ise Hicaz'a dönmeye zorlanmıştı. Hz. Aişe son günlerini siyasi bir belirsizlik içerisinde geçirmiştir.
Bizler, Hz. Peygamber'in sağlığında Müslüman olanların her birinin farklı farklı kimseler oldugunu çoğu zaman unutuyoruz. H Peygamber'e, her gördüğünde Hz. Hamza'yı hatırlatan, acılarını depreştiren Vahşi'nin de Müslüman olduğunu hatırlamakta fayda var. Sahabenin Islam'ı algı düzeyleri, yaşayışları da birbirinden çok farklıdır. Hz. Ömer'in uygulaması şu açıdan çok önemli: Mekke döneminde Islam'a gönül verenler, zor koşullardaki samimiyet sınavını başarmışlar, hem Kur'an'ın hem de Hz. Peygamber'in övgüsünü hak etmişlerdir. Bu sözlerimiz, sahabenin içinde birtakım ciddi yanlışlar yapanların, günah işleyenlerin olmadığı anlamına gelmemektedir. Hz. Peygamber'in vefatını müteakip henüz naaşı ortada dururken, Sakîfetu Bent Saide denilen yerde hilafet tartış- malarını başlatanlar, Medineli Müslümanlar, yani ensardı. Hz. Osman'ın şehit edilmeden önce sakalına yapışan ismin, Hz. Eba Be- kir'in oğlu Muhammed olduğu, "baban seni bu halde görseydi çok üzülürdü" sözleri üzerine oradan uzaklaştığı, pek çok kaynakta yer almaktadır. Cemel Savaşı'nda, bir tarafta Peygamberimiz'in eşi Hz. Aişe, karşı tarafta da Peygamberimiz'in damadı Hz. Ali vardır.
Reklam
180 syf.
10/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Bu kitabımızda da Hz. Aişe'nin doğumundan ölümüne hayatını, şahsiyetini inceliyoruz. 614 yılında Mekke'de doğdu. Babası Hz. Ebu Bekir, annesi Ümmü Ruman ilk iman edenlerdendir. Böyle bir ailede dünyaya gelmiş iyi bir temel eğitim almıştır. Cebrail tarafından Hz Aişe ile evleneceği çok önceden Peygamberimize (sas) bildirilmiştir.
Hz. Aişe Bint Ebi Bekir
Hz. Aişe Bint Ebi BekirÖmer Sabuncu · Siyer Yayınları · 2019553 okunma
Hz. Osman'ın (ra) on iki yıllık halifeliğinin sonra büyük fitneler ikinci altı yılından son başlamış ve bu fitneler Hz. Ali(ra) döneminde de "Cemel Vak'ası, Sıffîn, Nehrevan savaşı..." diye devam etmiştir.
Sayfa 43
Onu, Efendimiz (sas) çok sever; öz çocuklarından ayırmazdı. Bundan dolayı da Hz. Hasan da Hz. Hüseyin de Hind'e "dayı" derlerdi,2 Efendimiz'in (sas) vefatından sonra Hind bir an olsun Hz. Ali'nin arkasından ayrılmadı, zaten en son Cemel Savaşi'nda da Hz. Ali'nin saflarında şehit oldu. Ona soruyorlar: "Sen neden hep Ali'nin arkasindasin, başka biri mi yok, neden hep Ali ile berabersin?" Hind b, Ebi Hale diyordu ki Yoksa siz hissetmiyor musunuz? Bakın! Ali'den Efendimiz’in kokusu geliyor.
Sayfa 358Kitabı okudu
Cemel Savaşı
ÜÇ insan her ikisi bir tarafta, Hz Ali bir tarafta bir müddet konuşmadan beklediler, belki birbirlerinin gözlerinden peygamberli günlerin hatıraları canlandı. Hazreti Ali önce Hazreti Talha'yı gözleri ile süzdü. Adeta Talha hakkında söylenen peygamberin sözlerini hatırladı Hani Allah Resulü demişti ya "Kim yeryüzünde yürüyen bir şehit görmek istiyorsa Talha Bin Ubeydullah'a baksın" yine Uhud gazvesi günü Allah Resulü demişti ki "Uhud'da sağımda cibril solumda hep Talha vardı "Hz Ali bu sözleri hatırladı karşısında duran ve onunla savaşmak isteyen insan peygamberin diliyle yürüyen bir şehit ve uhutta cibril ile aynı makamda duran bir yiğitti. Ali bu yiğide yaşlı gözlerle baktı ve dedi ki" Ey Talha bu anlamsız savaşı başlatacak mısın? boş yere ümmeti Muhammed'in kanını akıtacakmısın?"
Sayfa 117 - Siyer yayınlarıKitabı okudu
Reklam
İlkokul ve ortaokulda okurken din derslerinde öğretmenlerimiz Muhammet'in kafirlere karşı yaptığı savaşlardan Bedir savaşını ballandıra ballandıra anlatırlardı. Müslümanların kafir ordusunu nasıl bozguna uğratarak zafer kazandıklarını söylerlerdi. Ben de çocuk aklımla zihnimde canlandırırdım. Binlerce kişiden oluşan orduların çarpıştığını,
Hz Osman, Cemel Vakası, Sıffin, Nehrevan, Hz Ali, Kerbela, Harre Vakası
İslâm tarihinin en önemli kırılma hadiselerinden biri Hz. Osman'ın şehit edildiği tarihtir. - Hicri 35'te, Hz. Osman şehit edilmiştir. - Hicri 36'da, bir kardeş kavgası olan Cemel (adalet kavgası)Hadisesi yaşanmıştır. - Hicri 36'da, Cemel'in hemen arkasından başka bir kardeş kavgası olan Siffin (kardeş kavgası) yaşanmıştır. - Hicri 37'de, Nehrevan (ilim-cehalet kavgası) Savaşı meydana gelmiştir. - Hicri 40'ta, ise Hz. Ali şehit edilmiştir. - Hicri 61'de, Kerbelâ (saltanat kavgası) Hadisesi vuku bulmuştur. - Hicri 63'te, Kerbelâ'dan iki sene sonra ise Harre (ganimet kavgası) Vakası yaşanmış, bu vakada nereden geldiği belli olmayan bir grup asker üç gün boyunca peygamber şehrinde taş üstünde taş bırakmamıştır. Bu maddeler çoğaltılabilir ama tüm bunları kapsayan ana bir neden vardır, o da İslâm toplumu içerisinde kardeşliğin zayıflamasıdır. "Bünyânü'n- mersûs" olması gereken İslâm cemaati birbirinden ayrılarak kendi aralarına nefret tohumları ekmiş ve ortaya çıkan bu zafiyet, düşman tarafından fitne ateşiyle bir fırsata çevrilerek destan yazan o insanlar karşı karşıya gelmiştir. Kardeşlik gittikten sonra Medine'de veya Mekke'de yaşamanın, sahâbeye çağdaş olmanın bir önemi de kalmamıştır.
Sayfa 44 - Kırılma Tarihleri Sırasıyla: 35,36,36,37,40,61,63Kitabı okudu
Hatice validemizin diğer oğlu Hind'e gelince o da Resûlullah'ı (sas) yakından tanıma bahtiyarlığına ermiş ve ona (sas) ilk iman edenlerden biri olmuştu. Daha sonra Medine'ye hicret etmiş, Efendimiz ile birlikte Bedir'e ve Uhud'a katılmıştı. Efendimiz'in vefatından sonra da Hz. Ali'nin yanından bir an olsun ayrılmamıştı. Kendisine Hz. Ali'ye olan bu aşkı sorulduğu zaman şöyle der di: "Siz yoksa hissetmiyor musunuz? Bakın Ali'den Allah Resûlü'nün kokusu geliyor." O kokuyu koklaya koklaya Hz. Ali'nin arkasından bir ömür ayrılmamış, en sonunda Ammar b. Yâsir'in yanında bir kardeş kavgası olan Cemel Savaşı'na katılmış ve o savaşta şehit olmuştu [İbn Hacer, el-İsabe, III, 2059; İbnü'l- Esir, Üsdü'l-Gabe, V, 391]
148 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.