Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
79 syf.
·
Puan vermedi
Yaşar Kemal’in Kuşlar da Gitti kitabı eski İstanbul’u İstanbul’un insanlarını ve kuşların İstanbul’u mekan edişini anlatır. Eski İstanbul’da her tarafta kuşlar vardır ve kuş satmak çocuklar için o zamanların geçim kaynağıdır. Roman üç çocuğun etrafında gelişir. Bunlar, Semih, Hayri ve Süleyman’dır. Bu üç çocuk kuşları, petaniya dedikleri hile ile yakalar, kafese koyup tanesini iki buçuk veya beş liraya satarlar. Satarken genellikle ‘’azat buzat beni cennet kapısında gözet’’ cümlesini kurarlar. Kitapta yazar bizlere İstanbul’un durumunu kuş satan insanların gözüyle, kitapta kahraman anlatıcı olarak anlatıyor. Kuşçuluk geleneği İstanbul’da büyük yer kaplarken, sonradan bu geleneğin yok olmaya başladığını anlatır ve bu durumu da insanların sevgisinin azalmasına bağlar. Çünkü satarken azat buzat kelimelerini sıkça kullanırlar. Bu kelimeleri kullanmalarına rağmen, insanların kafesteki kuşlara acımayıp bakmadan geçtiklerini anlatır. Böylelikle toplumsal bir eleştiri dikkat çeker. Sonunda üzücü son yaşanır ve çocuklar kuşları satamayarak yerler. Yazar mekânı çoğunlukla Dolapdere ve Florya’da ele alır. Dolapdere’nin her insanı barındırdığı ve karmaşık olduğunun, hayatla mücadele eden insanların barındığı bir yer olarak betimler. Karakterlerin hayatını anlattığı kadarıyla onları İstanbul’a sürükleyen şeyin kuşçuluğa merakı değil, zorunluluğu ve geçinmek için bu işi yaptıkları anlaşılır. Karakterler üzerinde biraz daha durabilirdi. Örneğin Semih’in gittikten sonra ne yaptığı anlatılmamıştı. 
Kuşlar da Gitti
Kuşlar da GittiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202213,7bin okunma
79 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
istanbul'un yok oluşunu kuşların kanatlarından anlatan yaşar kemal incili. ben ki istanbul'u çok hazzetmeyen gaddar bir adam, istanbul'un yok oluşunu okurken yüreğimde bir ağrı, burnumda bir sızı hissettim. hele ki kitabın bir bölümünde bir yer var ki, yürek parçalar. çocuklardan biri meydanlardan birinde herkesi kuşlarının başına toplar ve "azat buzat cennet kapısında beni gözet!" diye bağırmaya başlar. herkes izler ama hiç kimse kuşlara tek kuruş vermez. çocuk, siz bu kuşları almazsanız hepsi ölecek, alsanıza lan! ne olur alsanız? diye yalvarır ve kalabalık dağılırken gözlerinden şıp şıp yaşlar süzülür.
Kuşlar da Gitti
Kuşlar da GittiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202213,7bin okunma
Reklam
79 syf.
8/10 puan verdi
·
3 saatte okudu
Kitaba başladığım andan kitabı bitirdiğim ana kadar Nikos Kazancakis'in şu sözü zihnimde dolandı durdu: “Dünyada çiçek, çocuk ve kuş olduğu sürece korkma; her şey yolunda demektir.” Konusu İstanbul'da geçen öykünün kahramanları, Hayri, Süleyman, Semih isimli üç çocuk ve kim olduğu bilinmeyen, isimsiz bir anlatıcı. Çocuklar, hazırladıkları tuzaklara yakalanan kuşları kafeslere doldurup İstanbul'un çeşitli semtlerinde satmaya çalışıp geçimlerini sağlarlar. "Azat buzat, beni cennet kapısında gözet" gibi kalıplaşan bir söz eşliğinde kuşlar gökyüzüne salıverilir. Yakalanan kuşlar her zaman satılamaz tabi. Öykümüzün kahramanları bu durumu, insanların içlerinde hiç merhamet kalmamasına, acıma duygularını kaybemelerine ve insanlığın gittikçe daha ağır yara alıp ölmeye yüz tutmasına yorarlar. Alın, alın be, değeri ne ki, iki buçuk lira, alın, bir kuşa bir cennet, uçurun ha uçurun, alın yoksa onları kesip yiyeceğiz diye bağırırlarken içinizde bir yerlerde depremler hissediyorsunuz. İşin aslı bu üç çocuk, geçim sıkıntısı çeken üç çocuk, ellerinden tutulmasa ölecek olan bu üç çocuk; bu hayatın elleriyle kafese tıkılmış üç çocuktur, üç kuşturlar. Bundandır ki yakaladıkları kuşlara karşı merhametleri, içlerinden biri ölünce insanlık ölmüşçesine kahrolmaları ve çevredeki insanlara sövüp saymaları... İncelemenin başında alıntıladığım sözde geçen çiçek, çocuk ve kuşların gittikçe yok olmaları dolayısıyla da işlerin kötüye gitmesini, İstanbul'un bu değişen yüzünü gözler önüne seren çok beğendiğim bir Yaşar Kemal klasiği. Herkese tavsiye ederim.
Kuşlar da Gitti
Kuşlar da GittiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202213,7bin okunma
İstanbul şehrinin göğünü çok ucuza cennet karşılığı alınıp bırakılmış kuşlar doldurur. Özellikle kuşları alıp bırakmaya çocuklar meraklıdırlar. Haa, bir de çok yaşlılar...
seni kendinden bilenin kalbinde kanat çırpar cennet kuşları.
İstanbul şehrinin insanları bu kuşları türlü tuzaklarla yakalarlar. Yakalayıp Hıristiyansa kiliselerin, Yahudiyse sinagogların, Müslümansa camilerin önünde azat, buzat, beni Cennet kapısında gözet, satarlar. İstanbul şehrinin göğünü çok ucuza Cennet karşılığı alınıp bırakılmış kuşlar doldurur.
Sayfa 10 - Görsel YayınlarıKitabı okudu
Reklam
O zamansızlık zamanında, cennet ırmağının kıyısında Adem, onunla göz göze geldi. Kuşları, tüyleri ürkütmekten korkarcasına elini uzattı yavaşça. Parmaklarının ucundan dökülen yaseminleri gösterdi. İçine dolan ses ve ışığa, sevince sarmaşığa,usulca, sen kimsin, dedi. Bildiğini bir kez daha bilmek, kelimesini bir de ondan duymak istedi. Ben kadınım, dedi Havva, ama bu benim sıfatım. Adımı henüz bilmiyorum. Sonra döndü Ademe, aklına bir şey gelmişti. Sesi bengüsular gibiydi. Bana dedi bir isim ver, varlığım olsun. Durdu, aklından yeni bir şey geçti. Bana dedi,sen isim ver, varlığım senin olsun. Bana öyle bir isim ver ki senin adının yanında dursun. Seni anan benide ansın.
Kuşlar da Gitti
Florya düzlüğü Florya düzlüğü olduğundan beri, ta Bizanstan, Osmanlıdan bu yana bu küçücük kuşlar, nereden gelip nereye gidiyorlarsa, ekimden ta aralık sonuna kadar mekan tutarlar. Ve o günlerden bu günlere kadar da İstanbul şehrinin insanları bu kuşları türlü tuzaklarla yakalarlar. Yakalayıp Hristiyansa kiliselerin, Yahudiyse sinagogların, Müslümansa camilerin önünde azat buzat, beni cennet kapısında gözet, satarlar. İstanbul şehrinin göğünü çok ucuza cennet karşılığı alınıp bırakılmış kuşlar doldurur. Özellikle kuşları alıp bırakmaya çocuklar meraklıdırlar. Haaa, bir de çok yaşlılar...
Sayfa 11 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
612 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.