Ebeveynlerin çocuklara ceza verme davranışını dinî gerekçelere dayandırması, kendilerinin cezasız ve mükâfatsız bir eğitimi bilememesinden ileri gelmektedir.
Anne babalık, çocuğun eksik ve zayıf yanlarını onun yüzüne vurma, onu utandırıp mahcup etme işi değil, kırılmış çocuk kalbine teselli olabilme becerisidir...
“İnsanın geçmişte edindiği olumsuz hisler onu kötü biri yapmaz belki, fakat yetersiz bir ebeveyn yapar. ”
Əslində malik olduğumuz xarakterlərimiz, bizə keçmişimiz haqqında çox söz deyir. Necə düşündüyümüz, necə yaşadığımızı göstərir.
Sevgi ilə böyüdülmüş uşağın, həyatının hər mərhələsində öz ehtiyaclarını görərək davranması və öz fərqindəliyinin olması onu digər bütün uşaqlardan ayırır.
Valideyn - övlad, müəllim- şagird münasibətləri üçün məlumatlandırıcı pedaqoji kitabdır. Uşaqların psixologiyası ilə bağlı maraqlı məlumatlar verir. Sadəcə nələr edilməlidir? - bu suala cavab tapmadım. Yazar, hər problem üzərində işləmək lazım olduğunu vurğulayır. Amma bunu necə etmək lazımdır? Bu suala cavabı növbəti kitablarında görəcəyik, yəqin ki : )
Pedaqoji tərəfləri görmədən praktik tərəflərlə işləyə bilmərik. Hər müəllimənin oxumasını tövsiyə edirəm.
yazar ebeveynlerin çocuklarını yetiştirirken önce kendi hatalarından başlayıp insanlarla olan ilişkilerini gözden geçirilmesinin; özellikle de eşiyle arasındaki sorunları fark edip onarmanın çocuk üzerindeki yararından bahsediyor. çocuğun davranışlarına ailenin sebep olduğunu ve bu davranışların zararlarını birçok kez anlatıyor yazar ve çocuğu özgür bırakarak kendine ait bir kişilik geliştirmesinin önemini vurguluyor.
Anne ve baba çocuğa kendi yaşantılarından izler bırakıp, onu yaralayıp kendine dönüştürmeyi bırakırsa çocuk kendini birey gibi hissedebilir. akıllı uslu bi köşede sesini çıkartmaz dediğimiz çocuk bile en büyük yarayı annesinden babasından alan çocuktur. ister anne baba olsun ister başka aile bireyi, hatta öğretmen. kimsenin bir çocuğu eleştirip hayatında büyük izler bırakarak derin yaralar açmaya hakkı yoktur.
ve en önemlisi herkesin çocuk sahibi olmaması gerektiğinin altını çizmek istiyorum. kendi hayatına sahip çıkamamış hep başkasının peşinden sürüklenip kendi hayatını mahveden hiçbir insanın bir çocuğun hayatını mahvetmeye hakkının olmadığını herkes bilmeli. kendinizi kurtaramamanız çocuğunuzun hayatını da yakmanıza sebep olmamalı ve evladının sadece ihtiyaçlarını karşılayarak anne baba olunmadığını anlamalıyız
"derinlerde yatan değersizlik duygusu, kişinin değer gördüğü ortamlarda dahi kendi içinde varlığını hissettirecek, sanki kendisinin bu değeri hak etmediğini düşündürerek kendini ikiyüzlü zannettirecektir"
Çocuğun kişiliği ödül ve ceza ile değil yetişkinin 'doğal davranışları' ile gelişir. Doğal davranışın üç özelliği vardır:
Gerçeklik, kendilik ve dürtüsüzlük...
Bu kitabı geçen sene okudum. Kitabı alırken kitap hakkındaki açıklamadan ve yapılan yorumlardan dolayı çok büyük bir beklenti oluştu bende. Hayatı eğitimle iç-içe olanların genel sorunsalları olan cezasız eğitim ve etkili sınıf yönetimi nasıl olur; bunun için neler yapılmalı, neler yapılmamalı... gibi çeşitli konularda bir miktar daha fikir sahibi olup bakış açımı genişletmek ve farkındalığımı arttırmak amacıyla okumuş olduğum bir kitap.
Kitapta daha önce de çeşitli kaynaklardan zaten sahip olduğum, çocuğun gelişimsel evreleriyle ilgili yüzeysel bilgiler verilmiş. Çocuk eğitiminde nelerin yanlış yapıldığı konusuna dair geleneksel bir bakış açısıyla bilgi veriliyor. Çocuk eğitiminde hep anne merkeze alınmış ve anne babanın etrafındaki herhangi bir figür olarak örneklendirilmiş. Bu bakış açısı çocuğun eğitiminde doğru bilinen yanlışları ortaya çıkaracaktır zaten.