Çingene kızın şarkısı Gringoire'ı düşlerinden sıyırması tıpkı bir kuğunun suyu hafifçe çalkalandırması gibi olmuştu. Onu büyülenmiş gibi dinlerken her şeyi unutuyordu.
_Voltaire, karanlık öğretilerin karanlık prensi, sapkın. Gözlerinizi iyi açın. Dindar insanların ruhlarını zehirlemek için şeytani fikirler yayan birisi o. Bu korkunç resimler dünyanın gerçeklerini bize gösteriyor. Tavandan bize tebessüm eden melekler model olarak çizilmiş fahişelerdir. Tabloları yakınca şeytani şeyler yok olmayacak. Fransız
kitabı ilk olarak edebiyat derslerinde duymuştum fakat o kadar da ilgimi çekmemişti ilk başta. yıllar sonra müzikaline denk geldim, hatta sınavdan bir gün önceydi. o kadar dolmuş hissetmiştim ki gözlerimi kapatıp eşsiz sessler arasında kendime köşeler aradım ve inanılmaz hoş görüntüler kurdum zihnimde. müthiş hissetmiştim.
aslında kitabı
Müzisyen olan Julia bir gün iş gezisi için Roma'ya gider. Roma'da son günü olduğu için kendisi için Roma'dan bir hatıra almak ister. Hediye almak için gezinirken bir anda karşısına antikacı müzik dükkanı çıkar. Bir müzisyen olduğu için kendine alabileceği en güzel hediyenin müzikle alakalı bir şey olması gerektiğini düşünür.
*Bu Kısım Spoiler İçermez*
Kitabı çok beğendim. Çok sayıda öyküden oluşan bir eser aslında, Sabahattin Ali'nin öykülerinin derlemesi. Beni en çok etkileyen öykü açıkçası kitaba ismini de veren 'Değirmen' öyküsü oldu. Kitabın başındaki notu da yazarın alçakgönüllülüğüne veriyorum. Elbette daha iyi yazıları var ancak bu kitapta da