Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
152 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
İnsanları sevmekle yaralandım. Teselliyi hayvanları sevmekte buldum.
“1937’de doğdu Hiç uçurtması olmadı.” (s. 11) Ölmeden bir sanatçı ile tanışmak isteseniz kim olurdu? Kitabı okumadan önce de Cüneyt Arkın derdim sanırım bu soruya. Ama okuduktan sonra öyle bir bağ kuruldu ki içimde artık istesem de başka cevap veremem sanırım. Sahi, nasıl bilirsiniz kendisini? Battal Gazi, Kara Murat, Dünyayı Kurtaran Adam, Türk
Benim Kahramanım Türk Halkıdır
Benim Kahramanım Türk HalkıdırCüneyt Arkın · Kırmızı Kedi Yayınevi · 0172 okunma
Harika.
Yaşlı Peter şu Batılı kurtların çoğu gibi değil, bilirsin; dindar bir kilise adamıdır." Güvenlik amiri vahşice gülümsedi. "Koyunlar oldukça," dedi, "koyun postuna bürünmüş kurtlar da olacaktır." "Anlıyorum,” dedi Hal. “Ve sen de onların kuzuları yemesine izin veriyorsun!" "Herhangi bir kuzu o yıpranmış koyun postuna kanacak ölçüde aptal ise," diye fikrini beyan etti güvenlik amiri, "yenmeyi hak ediyor demektir." Hal önünde duran ahlaksız suratı inceliyordu. "Cotton," dedi, "çobanlar uykuda ama çoban köpekleri havlıyorlar. Onları işitmedin mi?" "Fark etmemiştim." "Havlıyorlar, havlıyorlar! Çobanları uyandıracaklar! Koyunları kurtaracaklar! Din beni ilgilendirmiyor," dedi öbürü, sıkılmış görünerek; "Yaşlı Peter'inki ilgilendirmediği gibi seninki de ilgilendirmiyor." Hal aniden ayağa kalktı. "Cotton," dedi, "ben sürüyle birlikteyim!
Reklam
Mobbing Bank Diyor ki;
Bir Sümer Atasözü der ki; Bir köyde çoban değişecek ise buna köylüler karar vermelidir, çobanın koyunları değil. Eğer köylüler çobanın güttüğü koyunlara benzemeye başlamış ise, çoban değiştirmek ne işe yarar? Her seçilen çoban sürüyü kendisi için güder. Çoban sürüye sahibi adına sahip çıkması ve hizmet etmesi gereken bir meslektir. Çobanın kendisini sürünün sahibi gibi davranmasına sebep olan ise çobanı seçenlerin basiretsizliğidir. Seçenler seçilene hesap soramıyor veya hesap vermesini sağlayamıyor ise o çoban kimi sayar? Eğer çobanı köylülere çobanı kendi çıkarı için kullanan birileri seçtiriyor ise o köyde durum vahimdir. Önder Karaçay
Çoban koyunları gündoğusu yönünde sürmeye başladı. "Hiçbir zaman bir karar verme gereksinimi duymuyorlar," diye düşündü. "Belki de bu yüzden hep benim yanımda kalyorlar." Su ve yiyecekten başka bir şeye gereksinim duymuyordu koyunlar. Onların çobanı olarak Endülüs'ün en iyi otlaklarını bildiği sürece, kendisiyle her zaman dost kalacaklardı. Güneşin doğuşu ile batışı arasında eğleşen, uzun saatlerden oluşan günlerin biri ötekinden farkı olmasa da; kısacık yaşamları boyunca tek bir kitap okumasalar, köylerde olup bitenleri anlatan delikanlının insan dilini anlamasalar da. Yiyecek ve suyla yetiniyorlardi ve bu onlar için yeterliydi. Buna karşılık yünlerini, arkadaşlıklarını ve kimi zaman da etlerini cömertçe sunuyorlardı. 'Günün birinde bir canavara dönüşsem ve tek tek hepsini öldürsem, sürünün hepsini boğazladıktan sonra ancak işin farkına varırlardı," diye düşündü delikanlı 'Çünkü bana inanıyorlar ve artık kendi içgüdülerine güvenmiyorlar. Bu böyle, çünkü onları otlağa ben götürüyorum.
Basit bir çobanın neden okuma bildiğini, bu kez genç kıza açıklamak niyetindeydi:On altı yaşına kadar papaz okuluna gitmişti. Ana babası, onun din adamı olmasını istemişlerdi; tıpkı koyunları gibi, yalnızca su ve yiyecek için çalışan yoksul bir köylü ailesi için gurur kaynağıydı böyle bir şey. Latince, İspanyolca ve dinbilim okumuştu. Ama, daha
Fedakarlık yapmalı...
" ...halkın kralı kraliyet için değil aksine kendileri için seçtiğini açıklamaya çalışıyorum. Halkın rahat etmesi ve huzur içinde yaşayabilmesi için kralın sıkıntı çekmesinin gerektiğini ve işte bu sebepten de kralın görevinin her şeyden önce kendisini değil ama halkının refahını düşünmek olduğunu iddia ediyorum. Bir çoban önce kendini değil koyunları doyurmak zorunda olduğu gibi kral da böyle yapmak zorundadır."
Reklam
İsa gibi bir hayat yaşayacak olan kişi, mükemmel şekilde ve kesinlikle kendi olan kişidir. O kişi harika bir şair, iyi bir bilim adamı, üniversitede genç bir öğrenci, kırlarda koyunları güden çoban, Shakespeare gibi bir oyun yazarı, Spinoza gibi Tanrı hakkında düşünen bir düşünür, bahçede oynayan bir çocuk ya da denize ağını atan bir balıkçıdır. İçindeki ruhu mükemmelleştirdiği sürece ne olduğu sorun değildir.
50 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 saatte okudu
Herkese merhaba Sıkça gördüğüm ve okumanın yeni nasip olduğu bir kitap paylaşmak istiyorum. Mutlu Prens beş farklı fantastik hikayeden oluşan minik bir kitap. Kitaba adını veren öykü de prens ve arkadaşı kırlangıcın yoksullara ne şekilde yardım ettiklerini okuyoruz. Bencil Dev isimli öykü küçüklüğümden aşırı tanıdık geldi. Kesinlikle her yaştan insanın okumasını önerebileceğim bir kitap. Kısa bir kesit bırakıyorum size Şimdiden keyifli okumalar "Herkesin benim kadar harika olmasını bekleyemem, haksızlık olur bu. Herhalde çok şaşıracaksın, ama ben gökyüzüne uçar, sonra da bir altın yağmuru halinde aşağı inerim." "Bence bu çok önemli bir şey değil," dedi Ördek, "bunun kime yararı olur ki? Ama öküz gibi tarlaları sürebilsen, at gibi arabaları çekebilsen veya çoban köpeği gibi koyunları koruyabilsen, önemli bir şey olurdu." Fişek son derece kibirli bir tavırla, "Vah zavallıcık!" diye haykırdı. "Görüyorum ki sen aşağı tabakaya mensupsun. Benim mevkiimdeki kişiler asla yararlı olmazlar. Bizim sahip olduğumuz yetenekler tek başlarına yeter de artar bile. Ben şahsen işin hiçbir türünü, özellikle de senin önerdiğin işleri tasvip etmem. Hatta çok çalışmayı, yapacak şeyi olmayan insanların kaçışı olarak görmüşümdür öteden beri."
Mutlu Prens
Mutlu PrensOscar Wilde · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202223bin okunma
188 syf.
10/10 puan verdi
SİMYACI. Okumadan önce neden bilmiyorum ama aşırı sıkılacağımı düşündüğüm bir kitaptı. Kitaplar sayesinde yargılarımı yavaş yavaş yıkmaya başladığımı hissediyorum. Hemen içeriğe geleyim. Baş karakterimiz Santigonun rüya görmesiyle başlıyor her şey. Kendisi bir çoban olduğu için sürüsünü bırakmaktan da korkuyor ancak yine de her şeyi göze alıp rüyalarının peşinden gidiyor. Evrenin ona gönderdiği insanlar ve mesajlar ile ilerliyor yolunda. Bazı insanlara ders verirken bazı yerlerde de ders alıyor. Mısır piramitlerine gitmek için para kazanması gerekiyor ve Billuriye dükkanında işe başlıyor. Bir nevi onun azmi ile dükkanın geliri artıyor ve çok güzel birikim sağlıyor kendine. Aldığı paralarla hem hazineyi bulmak hem de koyunları almayı düşünse de koyunları tekrar almayacağını o da farkındaydı bence. Simyacının ona karşı tutumu biraz tuhaftı ama güzeldi. Onun kendini zorlayarak bir şeyleri başarmasını sağladı. Ve bu durumda biraz kendimi gördüm. Bazı konularda hemen pes etmek yerine birinin gazı ile dahi olsa pes etmemek, çabalamak insanı güzel evrelere getirebiliyor. Sakin kafayla okuduğunuz takdirde karakterin davranışlarından kendinize pay çıkarabileceğiz kitap ve anlatımı çok hafif, hiç yormuyor. Okumanızı öneririm. Yazarımızı tebrik ediyorum. Aldığım fiyat: 15 TL.
Simyacı
SimyacıPaulo Coelho · Can Yayınları · 2023207,1bin okunma
188 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
‘’Kendi Kişisel Menkıbesini yaşayan kimse neye ihtiyacı varsa hepsini bilir. Bir düşün gerçekleşmesini tek şey olanaksız kılar: Başarısızlığa uğrama korkusu.’’ Kitap Santiago adındaki Endülüslü bir çobanın İspanya’dan başlayıp Mısır’da sona eren yolculuğunu anlatıyor. Endülüslü çoban Santiago babası onun rahip olmasını istese de İçinde her
Simyacı
SimyacıPaulo Coelho · Can Yayınları · 2023207,1bin okunma
Reklam
Padişah, yoksulların bekçisi ve gözeticisidir Fakat onların rahat ve huzuru da padişahın saltanatı sayesindedir Koyunlar çoban için değil, çoban koyunları korumak içindir
174 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.