Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
208 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
. . Sözcükler , Jean Paul Sartre . .
Jean-Paul Sartre
Jean-Paul Sartre
: Pardon Monsieur?!?!? Kime itaat edecekmişim? Ona itaat edeceğim mi düşünülüyormuş?!! Benden ciddi ciddi bunu mu umuyorlarmış?!! Karşımda büyümüş de küçülmüş bir adam duruyordu. Boyu posu henüz serpilmemiş, ufak yaşına göre pek olgun tavırlar sergileyen bu küçük akil adamın yaşı ile tavırları arasındaki ters orantıya neyin sebep
Sözcükler
SözcüklerJean-Paul Sartre · Can Yayınları · 20201,543 okunma
Bebeğiniz ağladığında yaşadığınız stresi çok iyi anlıyorum. Kısa vadeli çözümler belki anı kurtarabilir ama maalesef uzun soluklu büyük kayıplara da yol açabilir. Çocuk yetiştirmenin en önemli kuralı bence kararlı olmaktır. Çocuğunuz kaç yaşında olursa olsun sizdeki kararlılığı çok net görür ve nasıl davranacağına karar verir. Çocuğunuza cevap vermeden önce düşünün ve verdiğiniz kararın arkasında olun. Hayır dediğiniz bir şeyi yapmasına izin verirseniz ilerleyen zamanlarda çok zorlanabilirsiniz. Eğer evet diyecekseniz asla baştan hayır demeyin. Bir çocuğun hayır lafını duymaya tahammülü yoktur ve lütfen sürekli çocuğunuza hayır demeyin ama gerekli ise “hayır” ı “evet” e çevirmeyin. Cep telefonunuzu isteyen çocuğunuza hayır dediyseniz ve 2-3 dakika ağladıktan sonra sussun diye verirseniz bunun arkasının geleceğini unutmayın! Çünkü bu davranışınızla çocuğunuza şunu öğretirsiniz: Ağlarsan elde edersin. Bunu öğrenen çocuk büyüdükçe isteklerini gerçekleştirmeniz için şiddetini artırarak ağlamaya devam eder. Üç defa ağlayarak istediğini elde ettiğinde, onun istediğini alana kadar ağlayan bir çocuk olmasını sağladınız demektir. Beş defa ağlamasına rağmen oyuncak alma gününüz olmadığı için hiçbirinde almadıysanız, büyük ihtimalle bir daha ağlayarak sizden oyuncak istemeyecek bir çocuğunuz oldu. Bence mesajı aldınız.
Reklam
338 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Bu kitaba nasıl bir inceleme yazılır bilmiyorum ama çok sevdiğimi söyleyerek başlayabilirim. Prenses Gelin hem yazar hem de önemli bir senarist olan William Goldman tarafından 1973'te yazılmış kitabı ve 1987'de çekilmiş filmiyle aslında oldukça popüler olan bir eser. Ülkemizde ise pek bilinen bir yapıt değil ya da ben denk gelmedim.
Prenses Gelin
Prenses GelinWilliam Goldman · Epsilon Yayınevi · 2023104 okunma
Bitmek bilmeyen bir sıkıntı. İnsan, diyor Caner Almaz. İnsan dünyanın vebası: "Yaşamın sonuna doğru yürüyoruz. İçimizde heves kalmamış. Yaşamaya. Sevgiye. Aşka. Belki, diyorum, belki Neşe'nin biraz hevesi vardır. Ama çok sürmez, onu da üzerler. İnsan dediğin birbirini yer, yer de doymaz. Duygularını yer, zamanını, yaşamını, heyecanını.
Bir adam var. Ve zihnini, düşünceler sistemini kapatmak, iptal etmek, yok etmek istiyor. Böyle bir şey yapmasının nedeni, bütün bunlar açıkken kendini hiçbir zaman iyi hissetmemiş olması. Bu kadar basit mi? Evet! Sadece iyi hissetmek için mi bunları yaptı bugüne kadar? Evet! Her şeyi denedi mi hayatta, böylesi önemli bir kararı vermeden önce? Hayır! Peki aceleyle verilmiş yanlış bir karar olmadığına emin mi? Evet! Ama daha sadece yirmi dokuz yaşında. Geç bile kalmış! Dünyayı reddinin nedenini belirleyebilmiş mi kafasında, yoksa o da kuşağının çocukları gibi sıkıntıdan mı girmiş bu işe? Nedenini biliyor. Sadece çağının çocuklarına değil, kimseye benzemiyor. Nedeni bir tane. Her şeyin, içinde her gün büyüyen sonsuzluğun nedeni bir tane. O da yaşadığı hayata uzaktan bakabilme yeteneği. Kişinin öncelikle kendine uzaktan bakmasıyla başlayan daha sonra bütün hayatına, dostlarına yayarak keskinleştirdiği uzaktan seyredebilme yeteneği. Zaman içinde normal bir insanın yapması gerekenlere, bunları yaparken itaat etmesi gereken toplumsal, ahlakî ve yasal kurallara uzaktan bakabilme yeteneği. Ve Kayra içinde keşfettiği bu yetenekle kendini, sihirbazın numaralarının gerçek yüzlerini bilen ve eğlenemeyen bir çocuk gibi hissediyor.
350 syf.
7/10 puan verdi
Açıkcası yormayan, keyifli, çabuk okumacak bir kitap arıyorsanız işte bu o kitap. Beni RS kıyılarındayken çeken kitap olduğu için ayrıca sevdim. Konu olarak Kadın karakterimiz Lou çocukluğundan beri abisinin en yakın arkadaşının abisine aşık. Onu çocukken zor bir durumdayken kurtardığı için adete kahramanı olarak bakıyor ondan 8 yaş büyük olması da önemli değil ve çocukluğu boyunca olan bölümlerde Bennect’e karşı hislerini ve nasıl görmezden gelindiğini görüyoruz. Sonrasında aradan yıllar geçiyor ve Lou artık 30 yaşında bir öğretmen ve okul gezisi kapsamında kampa gidiyor. Kampta ise hayatta kalma koçu olarak karşısına ilk aşkı Ben çıkıyor ve sonrasında olaylar başlıyor. Ben çocukken Lou’nin ona olan ilgisinin farkında ama çocuk olduğu için asla görmüyor, kampta karşılaştığı kadındansa gerçekten etkileniyor ve hayatında yenilikler yapmaya karar verdiği dönemde bunu bir işaret olarak alıp, Lou ile beraber olması gerektiğine karar veriyor. Ben’in hislerinin çok hızlı gelişmesi tam sevemediğim kısım olsa da sonuna kadar mücadele etmesi, rakiplerine karşı gösterdiği tavır gayet keyifliydi :) Sonlara doğru gereksiz uzadığını düşündüğüm bir iki yer olduğu için puan düşürdüm ama ikili bakış açısı ve bölümlerin kısa kısa olması yüzünden kolaylıkla okunan bir kitap oldu.
Smoky Darling (Darling #1)
Smoky Darling (Darling #1)S.J. Tilly · ‎Independently published · 20223 okunma
Reklam
Bir çocuk dünyaya ge­tirmek öyle önemli, öyle gizemli bir işti ki, onu doğru dürüst gerçekleştirebileceğine inanmıyordun. Yaşamı aktarma yeti­nin seni aşmasını kabullenmen gerekiyordu. Annenle babanın da seni doğurmaya karar verirken, senin bugün olduğundan daha akıllıca davrandığını düşünmüyordun. Onların kararın­daki bencillik, hafiflik karşısında şaşırıp kalıyordun. Olduğun kişiyi, olmanı istedikleri kişiden çok daha az isteyeceklerini düşünüyordun. Kendini bir sahtekar gibi hissediyordun, çün­kü onları düş kırıklığına uğratmamış olsan da, kurdukları düşlere hiç benzememiştin. Öte yandan, o düşleri de bilmi­yordun, sana anlatmalarını hiç istememiştin. İnsan neden ço­cuk yapar ki? Yaşamı uzatmak için, ayrıca çocuğunun neye benzeyeceğini görmeye meraklı olduğu için.
Faik Baysal
Muharrem Dayanç
Muharrem Dayanç
: "Türk edebiyatında en çok ilgimi çeken bahislerden biri “yazarlar ve anneleri”dir. Konu bu kadar genel değil elbette bahsi biraz daha daraltarak söylemek gerekirse “küçük (hatta çocuk) yaşta annesini kaybeden yazarlar”dır. Başlangıçta Tevfik Fikret (12), Ahmet Hâşim (7), Yahya Kemal (13), Ahmet Hamdi Tanpınar (14), Ziya Osman Saba
Çukur
Modern Kore edebiyatından Çukur! Biraz farklı kültürlerin edebiyatını tanımak hevesiyle önce Japon edebiyatına sardım. Haruki Murakami, Osamu Daza falan derken oradan Arap edebiyatına atladım. Necip Mahfuz, Nizâr Kabbani filan... Sıra geldi Kore edebiyatına. Aradığımı buldum mu, tartışılır. Adının hiç de önemli olmadığı bu çekik gözlü
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.