Shakespeare, Moliere
_İnsan nasıl canını kurtarmak için kaçarsa bir ayıdan, ben de öyle kaçıyorum karım olduğunu iddia eden o karıdan. Ben artık kendimin değilim. Ben bir eşeğim. Bir kadının kocasıyım. Üstümde hak iddia eden kadına aitim. Siz nasıl atınız üstünde hak iddia ediyorsanız o da benim üstümde öyle. Bir hayvana sahip çıkar gibi istiyor beni. Hani beni bir
Kalbimi titreden hatıra...
Doğum yerlerini hatırlamayan ateş nehirleri, küçük bir gövdede büyük yangınlar çıkartarak akıyor, karışacak bir denizin hayaliyle deltalar oluşturup hastanın alnını yokluyorlardı. Baygınlığın kesif dumanı içinden çıkıp gelen asık suratlı adamları gördüğünde çok korktu çocuk. Belli ki işkence yapmak üzere gelmişlerdi yanına. Çevresinde dolanıyor, ellerindeki kızgın demirleri küçük bedenine yaklaştırıp uzaklaştırıyor, sis perdesinde korkunç bir gölge oyunu oynuyorlardı. İşte o anda güzel yüzlü, güzel kokulu, heybetli bir adam peydah oldu ve asık suratlı adamları uzaklaştırdı oradan. Çocuk sevinçle sordu kurtarıcısına, "Sen kimsin?" diye. Cevap muhayyilesine sığmayacak kadar büyüktü: "Ben Yâsin Sûresi'yim. Seni kurtarmaya geldim!" Ve "geldim" kelimesiyle birlikte ateş nehirleri, dökülecek bir deniz bulup gittiler. Baygınlığın sisi dağıldı ve çocuk gözlerini açtı. Bir de ne görsün: Babası baş ucunda ağlayarak Yâsin okuyor.
Sayfa 283Kitabı okudu
Reklam
eğlenmek için üzerime ateş açıyorlardı*
Gelin sizi Hüsam’la tanıştırayım. Beyaz bir odada, yatağına uzanmış, iri mavi gözlü, soluk yüzlü küçük sarışın bir çocuk içeri girmemizi izliyor. “Hüsam bak sana bir arkadaş getirdim, ta Fransa’dan gelmiş bir gazeteci,” diye açıklıyor ona Nasır, çocuğun oturmasına izin veren büyük yastıkları düzelterek. Fransız sözcüğünü duyan Hüsam’ın yüzünde
Bir tek buyruk bu sessiz karaltıları bizim düşmanımız yapmış; gene bir tek buyruk onları bizim dostlarımız haline getirebilir. Bir masa başında, hiçbirimizin tanımadığım bazı adamlar bir kağıda imza alıyorlar. Ve sonra önceden dünyanın en büyük su saydığı ve en şiddetli cezalandırdığı suç, bizim en yüksek amacımız hale geliyor ve bu yıllar yılı böyle sürüyor. Ama, bu çocuk yüzlü, havai sakallı, sessiz adamlara bakarken, kağıt üstündeki buyruklar insana vız geliyor. Düşman mı? Bu adamların bize ne düşmanlığı var? Herhangi bir er-subay acemi erler için çok daha büyük bir düşmandır ve herhangi bir öğretmen öğrenciler için aynı şekilde daha büyük bir düşmandır. Gelgelelim esirler şu anda serbest kalsalar biz onlara gene hemen ateş ederiz, onlar da bize !
Peygamber (sav) efendimizin rüyası
Semure ibni Cündeb (Allah Ondan razı olsun) şöyle demiştir: Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) çok defa ashabına rüya göreniniz var mıdır diye sorardı. Gördüm diyenin rüyasını da Allah'ın istediği şekilde yorumlardı. Bir sabah bize şöyle buyurdu: "Dün gece rüyamda bana iki kişi gelerek haydi yürü dediler. Ben de onlarla beraber yürüdüm.
Rus esirler
Bir tek buyruk bu sessiz karaltıları bizim düşmanlarımız yapmış; gene tek bir buyruk onları dostlarımız haline getirebilir. Bir masa başında, hiç birimizin tanımadığı bazı adamlar bir kağıt imzalıyorlar. Ve sonra, önceden dünyanın en büyük suç saydığı ve en şiddetle cezalandırdığı suç, bizim en yüksek amacımız haline giriyor ve bu yıllar yılı sürüyor. Ama, bu çocuk yüzlü, havarî sakallı, sessiz adamlara bakarken, kâğıt üstündeki buyruklar insana vız geliyor. Düşman mı? Bu adamların bize ne düşmanlığı var? Herhangi bir er-subay acemi erler için çok daha büyük bir düşmandır ve herhangi bir öğretmen öğrenciler için aynı şekilde daha büyük bir düşmandır. Gelgelelim esirler şu anda serbest kalsalar biz onlara gene hemen ateş ederiz, onlar da bize!
44 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.