Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Soren Kierkegaard
Soren Kierkegaard
'ın daha 42 yaşındayken yürüyüş sırasında yere yığılıp ölmesi üzücü olmuş. Yürüyüşü de çok sever ve tavsiye edermiş. Sevdiği kadınla nişan atıp evlenmeyerek kendini entelektüel çalışmalara adaması ilk varoluşçu filozof unvanı almasını sağlamış.
Arthur Schopenhauer
Arthur Schopenhauer
gibi kendisine kalan miras ile geçimini sağlamış ve hiç evlenmemiş. Üstelik çağdaşlarmış. Ama birbirlerinden hiç haberleri olmamış. Schopenhauer daha yaşlı olmasına ve fikirleri varoluşçu özellikler taşımasına rağmen bu ekolde bir ilk haline gelememesi ilginç. Aynı çağda yaşamış başka bir düşünür olan
Friedrich Nietzsche
Friedrich Nietzsche
'nin bu 2 üstadı aşabilmesi için epey acı çekmesi, yalnız kalması ve kafa yorması gerekmiş anlaşılan. Nitekim başarmış da.
Ne Alaka
Bir insanı çok sevdiğinizde, ilginç bir şekilde sizi hak etmesi gerekmediği sanısına kapılır.
Reklam
Bu sıralar, kendimi çok yalnız hissediyorum. Etrafım çok kalabalık olmasına rağmen. Sanırım ben, 1K 'da gözleri olağanüstü güzel birisi olan, bir okuyucuya aşık oluyorum. Ilginç..! Sanal dünya bana göre değil ama bu kıza aşık oldum ben ya ..
Risale,
Kader, başka bir son bul Bu yüzden ölmedim hiç, ümidim kesilmedi Kalbime ok gibi saplanan gurbet tek bir gün eksilmedi Bu yüzden açıklarda yüzüyorum ya, bu yüzden eksiğim ve Bu yüzden sessiz gemim Seninle sarılmadık, çok şükür, satılık duygularla Başka birine, başka bahara satılmadık Kokunu bilmesem de ellerini tanımasam da Hayalin, gözlerin ve bir çay anı masamda Seninle yıldızlara bakmadım hiç, gökyüzün olmadım hiç Bir umut yazdım seni Şişenin koyup dibine mektubu yolladım, yolladım da Sanırım sahiline vurmadı hiç Acımdan uyumadım hiç Birazcık açım da boşver, seninle doymadık hiç Zaten yanında olamadım hiç Ama üzülme senden şikayetçi olmadım hiç Ne bir gün üzdün beni, ne bir gün kırdın Ne kızgınım bugün sana, ne de kırgın Ne bir gün üzdün beni, ne bir gün kırdın Ne kızgınım bugün sana, ne de kırgın İlginç
Dialog
Dialog Nasıl net gözlem yapa biliriz? Olanları bir birinden nasıl ayıra biliriz? Doğru,yanlış nasıl kolay anlarız? Nasıl nura ulaşıb yalnışdan arınırız? Derler insan çözülmez kutu bağlı. Açılmaz bu kutunun hiç bir zaman sırları.
Reklam
ölümün olanaksızlığı
"ölümün olanaksızlığı çok ilginç bir söylem. 'nasıl olanaksız, bir sürü insan ölüyor' derseniz; çünkü öldüğü an o kişi, o kişi olarak onu deneyimlememiş oluyor. bu yüzden derida'nın bakış açısı çok saniyelik bir şeye dikkat çekiyor. siz olmaklığınızı sürdürdüğünüz an ve ölüm geldiğindeki an tam olarak o şeyi deneyimlenmemiş oluyor ve ölüm bir çeşit olanaksızlık halini temsil ediyor." -pelin dilara çolak
KUR’AN-I KERİM’İN BELAGAT MUCİZESİ İslam öncesi Araplarda şairler önemli bir sosyal statüye sahipti. Şairler yılın belli zamanlarında bir araya gelir, kalabalıkların önünde şiirlerini okur ve yarışırlardı. Arap edebiyatının başköşesinde şair otururdu. Kur’an’ın indirilmesinden itibaren, şiirin önemli şehri Mekke’de insanlar art arda şaşkınlık dalgası yaşadılar. Mekkeliler ümmî bir adamın söylemesine imkân olmayan bu sözler karşısında ne yapacaklarını bilemiyorlardı. Hayret içindeydiler çünkü Hz. Muhammed’in (sas) söylediği sözler sıradan şeylere benzemiyordu! Devrin mevcut şiir ve nesirlerinden çok ötede, harika bir dizayn ve üsluba sahipti. Kur’an Arap dili ve üslubuyla konuşuyor, muhataplarının anlaması için hükümlerini sadelik içinde izah ediyor, itiraz edeceklerin itirazlarını daha başından çürütüyor, kâinattan misaller veriyor, insan psikolojisine dair çarpıcı tespitlerde bulunuyor ama daha da ilginç olanı, bütün bunları o güne kadar görülmemiş bir ifade sanatı ve belagat kudretiyle gerçekleştiriyordu. Diyanet İşleri Başkanlığı
🎯 Gözden Kaçanlar İle İlgili Kapak Bir Gönderme ve Uyarılar 🎯 Bir zamanlar CHP pisliktir diyenler bugün CHP ile görüşerek CHP'yi hangi pisliğe bulaştırmak istiyorlar? CHP'yi uyarıyorum! Bu belayı siz izin vererek Türk ulusunun başına açtınız. Cumhuriyeti kuran partiye Türk Cumhuriyetini yıktırmaya yönelik ihanetin içinde umarım
#ayet
Diyanet Takvimi Ön Yüz: “...Ey Rabbimiz! Unutur ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme...” (Bakara, 2/286) De ki: Andolsun, bu Kur’an’ın bir benzerini ortaya koymak üzere ins ü cin bir araya gelseler, birbirlerine destek de olsalar, onun benzerini ortaya getiremezler. (İsrâ, 17/88) Diyanet Takvimi Arka Yüz: KUR’AN-I KERİM’İN BELAGAT MUCİZESİ İslam öncesi Araplarda şairler önemli bir sosyal statüye sahipti. Şairler yılın belli zamanlarında bir araya gelir, kalabalıkların önünde şiirlerini okur ve yarışırlardı. Arap edebiyatının başköşesinde şair otururdu. Kur’an’ın indiril- mesinden itibaren, şiirin önemli şehri Mekke’de insanlar art arda şaşkınlık dalgası yaşadılar. Mekkeliler ümmî bir adamın söylemesine imkân olmayan bu sözler karşısında ne yapacaklarını bilemiyorlardı. Hayret içindeydiler çünkü Hz. Muhammed’in (sas) söylediği sözler sıradan şeylere benzemiyordu! Devrin mevcut şiir ve nesirlerinden çok ötede, harika bir dizayn ve üsluba sahipti. Kur’an Arap dili ve üslubuyla konuşuyor, muhataplarının anlaması için hükümlerini sadelik içinde izah ediyor, itiraz edeceklerin itirazlarını daha başından çürütüyor, kâinattan misaller veriyor, insan psikolojisine dair çarpıcı tespitlerde bulunuyor ama daha da ilginç olanı, bütün bunları o güne kadar görülmemiş bir ifade sanatı ve belagat kudretiyle gerçekleştiriyordu. T.C. Cumhurbaşkanlığı Diyanet İşleri Başkanlığı
Reklam
Bu hasret bu yara çok kanıyor Aynı şehrin aynı rüzgarını tatmadık hiç Bizi aynı şehrin ani yağmurları ıslatmadı Bir sabah kahvaltısı, ellerin ellerim üstünde Kahveni yudumlarken dudaklarıma bakmadın hiç… İlginç.”
Tüm zamanların en büyük dâhilerinden ikisi bir arada... Einstein 1931’de ABD’de bir Hollywood film stüdyosunu gezerken Charlie Chaplin ile tanışmak arzusundan bahseder. İstek hemen Chaplin’e iletilir ve ünlü ikili yemekte bir araya gelirler. Aralarında geçen ilginç diyalog buluşmaya damgasını vurmuştur. Albert Einstein: “-Sizin sanatınızda en çok takdir ettiğim şey evrensellik! Tek bir kelime bile etmiyorsunuz ama tüm dünya sizi anlıyor!” Charlie Chaplin: “-Doğru! Ama sizin ihtişamınız daha da büyük... Tüm dünya size hayranlık duyuyor; ancak kimse dediğiniz hiçbir şeyi anlamıyor...” der..
Kuantum Fiziği
20. yüzyılın başında geliştirilen ve atomlar ve subatomik parçacıklar gibi çok küçük ölçekteki fiziksel sistemlerin davranışlarını açıklamak için kullanılan fiziksel kuramların bir dalıdır. Klasik fizik, bu ölçekte yetersiz kaldığı için, kuantum fiziği bu boşluğu doldurmuştur. Kuantum fiziği, doğanın temel yasalarını anlamamızda devrim yaratan
AYNALAMA(KOPYALAMA) NASIL GERÇEKLEŞİR VE ÇÖZÜMÜ...
"Sınanmadığınız dertler hakkında yorum yapmak kolaydır.. Bu yüzden çevrenizdeki insanların başına gelen olaylara da ağzımıza geleni söyleriz.. "Benceee" ler, "Ben olsam" lar bitmez... İşin ilginç tarafı şu : Enerjisel olarak baktığımızda, sizin kader programınızda bu sınav belki de hiç yok! Siz yorum yapıp, yargıladığınız da, kınadığınızda, mana verdiğinizde, fazla fazla acıdığınızda bu olayı kendi hayatınıza çekersiniz... Sonra aynı sorun belki yakın zamanda, belki de yıllar sonra ama mutlaka başınıza gelir... Neden boşu boşuna hayatınıza olumsuzlukları çekesiniz ki?? Başımıza gelen bir çok olay tam da bundan geliyor... Keşke dilimizi azıcık tutabilsek... O zaman neden bunları yaşıyorum diye sormak yerine, konuşmalarımıza çeki düzen verirdik... Yapabiliyorsak destek olalım, omuz olalım, ama olamıyorsak da susalım olur mu...
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.