Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
112 syf.
7/10 puan verdi
Dag Solstad -Profesör Andersen’in gecesi
Bu kitabı varoluşçu edebiyatı sevmeyen,belirli bir edebi olgunluğa erişmemiş okuyuculara önermem.Çünkü kitap bir cinayetle başlasada polisiye türüyle yakından uzaktan ilgisi olmayan bir roman .55 yaşındaki saygın edebiyat profesörümüz bir Noel gecesi karşı apartman dairesinde bir cinayete tanık oluyor ve bu cinayeti ihbar etme konusunda yaşadığı kararsızlık sebebiyle inandığı zannettiği bir çok değeri sorgulamaya başlıyor.Kendisinin toplum içindeki rolünden başlayarak edebiyat ,sanat ve ahlak gibi bir çok şeyi sorguluyor.Profesör bir hayli kendine dönük fakat bu körlük yaratmıyor kendine yönelik tespitlerinde.Çok katmanlı ,ilginç ve çok etkileyici bir kitap.Okuyup sıkıcı bulan ve bana önerimden dolayı sitem eden çok arkadaşım oldu.Yüzeysel okumaları seviyorsanız polisiye diye alıp okumayın çok büyük hayal kırıklığına uğrarsınız.Bana göre ilginç ,sürkleyici ve muhteşem bir kitap dönüp bazı bölümleri tekrar tekrar okuduğum oldu.Dag Solstad gerçeği ya çok seversen ya da hiç demezsin.
Profesör Andersen'in Gecesi
Profesör Andersen'in GecesiDag Solstad · Yapı Kredi Yayınları · 2021443 okunma
"Bence bütün sabahlar çok ilginç, sizce de öyle değil mi? Gün içinde neler olacağını bilmiyorsunuz, hem hayal gücü için de bir sürü manzara oluyor."
Reklam
Bir kişinin öznel düşüncelerine karşı bir rolü toplum içinde oynamasının ilginç bir sonucu da ortaya bilişsel çelişkinin çıkmasıdır. Davranışlarımız ve düşüncelerimiz arasında bir fark olduğunda ve eylemler ilişkili tavırlardan yola çıkmadığında bir çeşit bilişsel çelişki durumu oluşmuş olur. Bilişsel çelişki, kişiyi toplum içindeki davranışını ya da hususi görüşlerini çelişkiyi azaltma amaçlı değiştirerek kuvvetli biçimde güdümleyebilecek bir gerilim halidir. İnsanlar tutarsız düşünüşleri ve davranışları bir çeşit işlevsel uyuma dönüştürmek için inanılmaz şeyler yapabilirler. Tutarsızlık arttıkça uyuma erişme güdümü artar ve daha uç noktalarda değişimler beklenebilir. Birçok iyi sebebiniz -hayatınızın tehdit altında olması, asker olarak işinizin bir parçası olması, yetkili bir yetke tarafından öyle yapmanızın emredilmesi veya pasifist düşüncelerinize zıt bir eylem için yüklü miktarda ödül almanız- varsa birine zarar verdiğinizde çok az bir çelişkiyle başa çıkmak zorunda kalırsınız. İlginçtir ki bu tarz davranışların gerekçeleri azaldıkça çelişki etkileri artar.
Sayfa 349Kitabı okudu
Başkalarının Düşünceleri: Başkasının bir karakter hak- kında söyledikleri veya düşündükleri, o karaktere boyut Ne derinlik katmaya yardım eder. Örneğin, savaştan önde Septimus'un patronu onu sadece yetenekli biri olduğunu düşünmekle kalmaz, ayrıca onun şirkette yüksek bir pozisyona ulaşmasını ümit eder. William Bankes, Bay Ramsay'in anne
Yani eş seçimimizi ve ilişkimizin içeriğini kişilik özelliklerimiz belirler. İlişkilerimizde olumlu ya da olumsuz yönlerimize en fazla benzerlik gösteren partnerleri buluruz. Örneğin geçmişimiz bize, fazla bağlanmadan yaşanan fiziksel yakınlaşmaların bizim için en doğrusu olduğunu öğrettiyse, tam bu kalıba uygun birilerini kendimize çekeriz.
Veronika her şeyden nefret ediyordu ya, en çok da yaşamını sürdürmüş olduğu biçimden, içinde barındırdığı yüzlerce Veronika'yı keşfetmeye zahmet etmeyişinden tiksiniyordu. Oysa orada kim bilir ne ilginç, ne meraklı, ne cesur, ne küstah, ne deli kızlar duruyordu.
Reklam
Devam edecekti, ama beni hesaba katmamıştı, bunu ben de hesaba katmamıştım gerçi, ama bir anda yüksek sesle konuşurken buldum kendimi: İyi, her şey çok iyi ve yeterince ilginç ancak...
Sayfa 474Kitabı okudu
Çok ilginç bir hal. Yazık!
Ey Araplar! Bilmelisiniz ki İngiltere ile işbirliğine eğilimli olmamız gerekiyor. Çünkü dikkat edin, bütün büyük uluslar onlara karşı çıkmaktan aciz kalmışlardır.
Sayfa 243Kitabı okudu
“Ama hepsinden beteri, bütün anılardan, eşyalardan ve kitaplardan daha çekilmez olanı insanlardır. Çeşit çeşittiler: Olmadık vakitlerde, en istenmedik zamanlarda kapılardan bacalardan girerler; iğrenç dedikodular, beş para etmez söylentiler taşırlardı. İyilik etmek isterlerken yalnızca insanın huzurunu kaçırırlardı. Sevgileri, rahatlatıcı olmaktan çok boğucuydu. Bir düşünceleri olduğunu kanıtlamak için konuşurlardı. İlginç bir kişi olduklarına sizi inandırabilmek için hikâyeler anlatırlardı. Sizi sevdiklerini göstermek için huzurunuzu kaçırırlardı. Bunlar da önemli değildi belki ama kendisi olmak için can atan, yalnızca kendi düşünceleri ile baş başa kalmak isteyen Şehzade, bu budalaların, bu gereksiz, tutkusuz, sıradan dedikoducuların her ziyaretinden sonra, uzun bir süre kendisi olamadığını hissederdi. Şehzade Osman Celâlettin Efendi bir insanın kendisi olmasını en büyük engelin çevresindeki öteki insanlar olduğunu düşünürdü.”
Sayfa 385 - YKYKitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.