Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Her İşin Başı İslâm
Muaz Ibni Cebel Radiyallahu Anh’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: “- Tamamıyla işin aslını (başını, temelini) haber vereyim mi sana?” “- Ver, Ya Rasûlallah!” “- İşin başı (aslı) İslâm’dır...” ( Tirmizî, İman 8; İbn Mâce, Fiten 12; Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 231, 236, 237) Her şeyin temeline İslâm’ı
gunaydin. Buse ile aforizmalar serisi -1
Cevremin tanistirdigi vasifsiz, birden fazla kişi ile flört etmeyi ve ilgi görmeyi marifet sanan (her iki cins icin gecerli bu), zamaninin bir önemi olmayan, takip listesi tanimadigi karsi cinsten olusan herkesten (kadin/erkek) direkt soguyorum ve bu insanlari ayıp olmamasi adına, kibirli, egolu gorunmemek adına takip etmek zorunda kaliyorum. aslinda bu sekilde gorunmem cok da onemli degil fakat iste cok da duvar olmak istemiyorum artik. vasifsiz, kalitesiz insanlar da var. bunu kabul ediyorum. gormezden gelmeyecegim. uzun zaman sonra kisisel hesabimi aktif hale getirdim. ama blog hesabımdan devam sanirim. yine o igrenc "sosyal medya hayatını" kisisel hesabimda daha net gordum. blog hesabi iyi oluyor, bu konuda. kaliteli bir insanin sosyal medya ile çok da ilgisi olmaz, diyerek (eğer para kazanmiyorsa) argümanimi noktaliyorum.
Reklam
Ichigo ichie
Her anın sadece bir kere yaşandığı, bir daha tekrarlanmayacağı ve bu yüzden onu derinlemesine yaşamanın çok önemli olduğu anlamına gelen “Ichigo ichie”, ilk defa 16. yüzyılda Japon Çay Ustası Sen No Rikyu tarafından ifade ediliyor.
Sevmek önemli, Bunu kaybedersek Kalbimiz düşmeye başlıyor , kriz oranı artıyor .Bu insanlar Kızgın oluyor ve kalp krizi çok görülüyor.
İçten, samimi düşünceler...
"Sana bilerek ve isteyerek zarar verebileceğimi düşünmen gerçekten inanılmaz. Benim de her insan gibi bazen zihnime kötü düşünceler geliyor. Ama asıl önemli olan o kötü düşüncelere yenilmemek değil mi? Kim sürekli iyi şeyler düşünebilir ki? Ben söyleyeyim hiç kimse. Hayatta hatalar var, kötü düşünceler var, önemli olan toplamlar. Benim
Uyuduğumuzda zihnimiz gün içinde yaşadıklarımızdan bağlantılar ve örüntüler kurmaya başlar. Yaratıcılığın hayati kaynaklarından biridir bu - çok uyuyan arkoleptik insanların önemli ölçüde daha yaratıcı olması da bundan kaynaklanır.
Reklam
DENİZ GEZMİŞ'İN BABASINA YAZDIĞI SON MEKTUBU
Baba, Mektup elinize geçmiş olduğu zaman, aranızdan ayrılmış bulunuyorum. Ben, ne kadar üzülmeyin desem, yine de üzüleceğinizi biliyorum. Fakat, bu durumu metanetle karşılamanı istiyorum. İnsanlar doğar, büyür, yaşar ve ölürler… Önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığı süre içinde, fazla şeyler yapabilmektir. Bu nedenle ben, erken gitmeyi normal karşılıyorum. Ve kaldı ki, benden önce giden arkadaşlarım, hiçbir zaman ölüm karşısında tereddüt etmemişlerdir. Benim de etmeyeceğimden şüphen olmasın. Oğlun, ölüm karşısında aciz ve çaresiz kalmış değildir. Bu yola bilerek girdi. Sonunda da bu olacağını biliyordu. Seninle düşüncelerimiz ayrı ama, beni anlayacağını tahmin ediyorum. Sadece senin değil, Türkiye'de yaşayan Kürt ve Türk halkının da anlayacağını inanıyorum. Cenaze için, avukatlarıma gerekli talimatı verdim. Ayrıca savcıya da bildireceğim. Ankara´da 1969´da ölen arkadaşım Taylan Özgür´ün yanına gömülmek istiyorum. Onun için cenazemi İstanbul´a götürmeye kalkma. Annemi teselli etmek sana düşüyor. Kitaplarımı küçük kardeşime bırakıyorum. Kendisine özellikle tembih et. Onun bilim adamı olmasını istiyorum. Bilimle uğraşsın ve unutmasın ki, bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir. Son anda, yaptıklarımdan en ufak bir pişmanlık duymadığımı belirtir seni, annemi ve kardeşimi devrimciliğimin olanca ateşiyle kucaklarım… Oğlun Deniz Gezmiş 6 Mayıs 1972, Merkez Cezaevi
lApollo 11 astronotlari Ay'a seyahat etmeden önceki aylarda ABD'nin batısında Ay' a benzeyen ıssız bir çölde eğitim gördüler. Bu alan pek çok Kızılderili topluluğa ev sahipliği yapıyordu. Bir yerliyle astronotlar arasında geçen bir diyaloğa dair şöyle bir hikaye vardır: Birgün eğitim esnasında astronotlar yaşlı bir Kızılderili ile karşılaşırlar. Adam orada ne yaptıklarını sorar. Astronotlar kısa süre içinde Ay'a yapılacak bir araştırma seyahatinin parçası olduklarını söylerler. Yaşlı adam bunu duyunca bir an sessiz kalır,sonra astronotlarin kendisine bir iyilik yapmasını ister. Astronotlar "Ne istiyorsunuz" diye sorar. Yaşlı adam, "Kabilemdeki insanlar Ay'da kutsal ruhların yaşadığına inanır. Onlara halkımdan önemli bir mesaj iletmenizi isteyecektim." Astronotlar "Mesaj nedir?" diye sorar. Adam kendi dilinde bişeyler mırıldanir ve sonra da astronotlara bunu ezberleyene kadar tekrar etmelerini söyler. Astronotlar "Bu ne demek?" diye sorar. Adam "bunu size söyleyemem. Sadece kabilem ile ay ruhlarının bileceği bir sır," der. Üsse geri döndükten sonra astronotlar uzun uğraşlardan sonra yerel dili konuşabilen birini bulur ve ondan mesajı tecrübe etmelerini isterler. Ezberledikleri şeyi söyleyince çevirmen kahkahalar ile gülmeye başlar. Nihayet sakinleşince, astronotlarin dikkatle ezberledikleri sözlerin "Bu adamların size söylediği hiçbir şeye inanmayın. Topraklarınizi çalmaya geldiler." olduğunu söyler Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens
Müthiş tespitler... "İsrailli Yahudi yazar Alon Mizrahi: Filistin Devrimi, Fransız Devrimi'nden daha etkili olabilir…” “Filistin dünya gençlerine, kapitalist, kurumsal dünya düzeninin acımasızca inkar ettiği hayatın anlamını ve manayı yeniden öğretiyor. Tarih boyunca tam da mekanik, dikey ve izole bir varoluş biçiminin insanlığı
insanın kendinin emr-i bil maruf nehy-i anil münkerde bulunması çok önemli. öncelikleri allah rızasını kazanmayı temel hareket noktası yaparak belirlemeyi kişi kendine sık sık hatırlatmalı. şu çok güzel, şu çok hoşuna gidiyor ama olmazsa olmazın şu. güzel dediklerinin, hoşuna gidenlerin hiçbiri önceliğin kadar mutmain etmeyecek seni. geçici şeyler. geçip gidecekler. e ama çok güzeller. işte bu zor.
Reklam
"Sana gerçekten tüm samimiyetimle gelmiştim. Her şeyi göze almıştım, her şeyi... Bütün zorlukları, bütün değişimleri göze almıştım. Sana daha fazla zaman ayırmak, Seninle daha çok olabilmek için, Merak duyduğum seninle ortak olabilecek ilgi alanlarına, Çeşitli hobilere yönelmiştim. Kendi ilgilerimi, kendi hobilerimi dahi bırakmayı düşünmüştüm. Her şeyi değil elbet fakat önemli bazı yapıtaşlarını dahi bırakmıştım. Ve bunu bilerek, isteyerek yapmıştım, hiçbir zorlama olmadan. Sevgi fedakarlık demekti, emek demekti, bunun bilincindeydim. Bu sebeple hayallerim, hedeflerim için çabalamayı sürdürmem gerekiyordu. Daha fazla zamana ihtiyacım vardı. Ve ben bu zamanı seninle paylaşmayı hayal etmiştim. Senden beklemeden, kendimden vermeyi düşlemiştim. Sana kendimi adamayı planlamıştım. Yazık oldu, gerçekten çok yazık oldu. Sen üzgün, kırgın, yorgun, kızgın... Ben de aynı şekilde... karşılıklı çok yazık ettik. Her şey yine de toparlanabilirdi. Bitmesine neden olan şeyler değişmişti, düzelmişti. Fakat geriye dönüp baktığımızda yerinde eskisi yoktu. Yazık, gerçekten çok yazık, hem de bu kadar çok severken..." (Jack Brighty'den)
Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun. Lazım olursa açar okursun, Olmazsa da olsun, bir zararı yok burada dursun. Şuraya bir cümle koydum. Bırak, acımızı birileri duysun. Hem zaten şiir niye var? Dünyanın acısını başkaları da duysun! Acı mıhlanıp bir kalpte durmasın. Ortada dursun. Olur ya biri eline alır okşar, biri
SEVMEK üzerine birkaç cümle
Bir ev inşaa edileceği zaman nasıl ki önce temeli atılıyor ve o temel ne kadar sağlamsa evde o kadar sağlam oluyorsa, bir sevgi bağının kurulması için de bu örnek çok yerinde olacaktır. Evin temeli, bir sevme sürecindeki güveni temsil eder. Nasıl ki temelsiz ev olmayacaksa güvensiz sevgide olmaz. Ki temel ne kadar sağlamsa evde o kadar sağlam
Çok emek verilmiş, çok düşünülmüş, doyurucu bilgiler ama çok uzun şekerimmm. Yarıya gelmeden bıraktım. Onun yerine siz kıllı peluşlar kendinizi geliştirin diye en önemli kısmı paylaşıyorum. #109735345 İnceleme sahibi de en vurucu yeri sona bırakmış. esefle kınıyorum bu eksikliğinden dolayı.
Tengrigens

Tengrigens

@Tukue
·
08 Mart 2021 22:58
Seks hukukunun hayret verici tarihi!
Harika bir kitabın incelemesi ile karşınızdayım. Kitap, benim için belki de bu senenin en iyi kitabı olacak, çünkü okumadıklarımın önüne geçecek kadar iyi bir kitap okuduğumu düşünüyorum (üşenmemişim 172 alıntı paylaşmışım :D). Öncelikle biraz yazardan bahsedeyim. Yazarımız bir hukukçu ve araştırmacı-gazeteci. Bu kitabında Antik Uygarlıklardan
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.